Adet düzensizlikleri başta hormonal bozukluklar olmak üzere kist, miyom, polip gibi iyi huylu oluşumların yanı sıra kanser gibi ciddi bir hastalığın da habercisi olabiliyor. Bu nedenle adet dönemindeki düzensizliklerin ihmal edilmemesi gerekiyor.

Birçok kadın hayatı boyunca farklı nedenlerle adet düzensizliği yaşayabiliyor. Hava değişikliği, stres, ağır diyetler gibi etkenlere bağlı kısa dönemli adet düzensizliği normal karşılanırken, periyod dışı kanamaları vücudun verdiği sinyaller olarak dikkate almak gerekiyor. “Üreme çağındaki kadınlarda ortalama 28 günde bir adet döngüsü gerçekleşiyor. Bazı kadınlarda bu düzen 1 hafta önce veya 1 hafta geç olarak görülebiliyor; bunu da normal kabul ediyoruz. Ancak periyodu sürekli değişen adetleri, cinsel ilişki ve menopoz sonrası kanamaları jinekolojik bir problemin habercisi olarak değerlendiriyoruz. Adet dışı kanama ve adet kanamasının aşırı olması, genital tümörleri işaret edebiliyor.”

Normal olmayan adet düzensizlikleri veya kanamalarda yaş kriterinin göz önünde bulundurulması gereken önemli bir etken olduğunu belirten Saraç, “Bu tür durumlarda genç kız ve kadınlarda pıhtılaşma bozuklukları ve hamileliğe bağlı kanamalar akla ilk gelen nedenler oluyor. 30-40 yaş grubunda, rahimdeki miyom ve polipler gibi rahmin formunu bozan iyi huylu nedenler, 40 yaş üzerinde ise rahimdeki kötü huylu tümörlerin üzerinde durulması gerekiyor.” diyor.

Cinsel ilişki sonrası görülen kanamalar; polip, rahim ağzı yarası ve enfeksiyonların yanı sıra kötü huylu gelişim gösteren tümörlerin de belirtisi olabiliyor.

Adetten kesildikten bir yıl sonra ve daha ileri zamanlarda görülen menopoz sonrası genital kanamalar ise, öncelikle rahim kanserini akla getirdiğinden kanama fark edildiği anda mutlaka bir doktora başvurmak gerekiyor.