Sağlıklı ve güzel saçların en büyük düşmanlarından olan ultraviyole ışınlarının yanı sıra hava kirliliği gibi çevresel faktörler, düzleştirme, boyama, gibi dış etkenler de saçların ışıltısını kaybetmesine neden olabiliyor. Tıbbi faktörlerin de saç üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. “Saçın ince veya kalın yapılı olması, cildin yağ salgısının az veya çok olması da saçlarda kuruluk veya cansızlığa sebep olabiliyor” diyen Dr. Kuş, saç problemleri ile baş etmek için öneriler sunuyor.

Özellikle kadınlar, bakımlı ve sağlıklı bir dış görünüş için olmazsa olmaz olan parlak saçlara sahip olmak için birçok yolu deniyor. Saç üzerinde yapılan boya, fön, perma, düzleştirme ve kurutma işlemleri gibi işlemlerin yanı sıra güneş ışınları ve hava kirliliği de saçın yapısını bozabiliyor. “Saçın yapısını oluşturan ana elementler keratin, su, pigment ve yağlardır. Saç elementleri dış etkenlerden etkilenerek bozulabileceği gibi tıbbı faktörlerden de etkilenebilir. Deri üzerinde görülen sistemik rahatsızlıklar saçlarda kırılma, mat, sağlıksız görüntü ve dökülme şikâyetlerini ortaya çıkartmaktadır” diyor.

Yanlış bilgiler dilden dile dolaşıyor

Sağlıklı saçlara ulaşmak için bugüne kadar halk arasında dilden dile dolaşan yanlış bilgilere değinen Dr. Kuş, “Saçların uzunluğu ya da çok sık yıkanması dökülmeye yol açmayacağı gibi saçı kazıtmak da güçlenmesini sağlamaz. Beyaz saçları koparmak beyazların azalmasını sağlamadığı gibi artmasını sağlamaz. Ayrıca herkesin en çok yanılgıya düştüğü ‘Yüksek fiyatlı şampuan ve saç kremi iyidir’ algısı yanlıştır. Şampuan ve saç kremi markalarının çoğu, hemen hemen aynı etkiyi göstermektedir” diyor.

Saç tipinize uygun ürünlerle yıkama sıklığınızı belirleyin

Saçlar için temel bakım yöntemi olan yıkama işleminde mutlaka saç yapısına uygun şampuan ve saç kreminin tercih edilmesi gerektiğini belirten Dr. Kuş, şampuan uygulanma yönteminin önemine ve saç kreminin cilde sürülen nemlendirici kremler kadar gerekli olduğuna da dikkat çekiyor. Saçın ne sıklıkta yıkanması gerektiğinin, saç derisinin ürettiği yağ miktarı ile ilişkili olduğunu ifade eden Dr. Kuş, “Yağlı saçlar diğer saç tiplerine göre daha sık yıkanmalıdır. Çok yağlıysa her gün, perma ya da boya gibi işlemlerle yıpranmışsa daha seyrek yıkama yapılmalıdır. Ayrıca yaşlandıkça saçlı deride yağ üretimi azalır. Bu da alıştığınız yıkama sıklığını azaltabileceğiniz anlamına gelir” diyor.

Kepeğin çok fazla nedeni olabilir

Saçlarla ilgili olmayıp baş derisini ilgilendiren bir problem olan kepeklenme, genellikle baş derisinde herkeste bulunan bir mantara bağlı olarak ortaya çıkıyor. Bulaşıcı olmayan bu rahatsızlıkta, baş derisinin yağlanmaya müsait oluşu, kuru hava, soğuk mevsimler ve stres rol oynarken, Dr. Kuş en sık görülme nedenleri arasında seboreik egzama, sedef hastalığı, boya, jel, sprey gibi saç bakım ürünleri ve saç yıkama sıklığının gereğinden az veya fazla olmasının bulunduğunu söylüyor. Dr. Kuş, kepeği engelleme özelliği bulunan şampuanlarla kepek sorunu çözülmeyen kişilere mutlaka dermatoloji uzmanına başvurmasını tavsiye ediyor.

Saç dökülmesi erkekler kadar kadınlarda da sık görülüyor

Normalin dışında gerçekleşen saç dökülmeleri, ameliyat, bazı ilaçlar, doğum, bilinçsiz diyet, tiroit hastalıkları, demir eksikliği ve kansızlıklara bağlı olarak artabiliyor. Bunun dışında yapılan hataların da saç dökülmesine neden olabileceğini söyleyen Dr. Kuş, “Çok sıkı saç toplamak, kıl köklerinin zarar görmesine ve bu sebeple bir daha saç çıkmamasına yol açıyor. Özellikle kız çocuklarında sıklıkla düşülen bu hata, hayat boyu kalıcı saç dökülmesine neden olabiliyor” diyor.

Yanlış diyetler saçın yapısını bozuyor

Genel sağlıkta olduğu gibi bakımlı saçlar için de doğru ve dengeli beslenmek şart. Bu doğrultuda Dr. Kuş, “Düşük kalorili, hızlı zayıflatan, doktor veya diyetisyen kontrolünde olmayan moda diyetler saç sağlığını bozarak dökülmelere yol açtığından, bu tür diyetlerden uzak durulmalıdır” diyor.

Sağlıklı saçın yolu mideden geçiyor

Dr. Sadiye Kuş, vücudun ihtiyacı olan protein, demir, omega 3, çinko, B12 vitamini ve B15 vitamini içeren besinlerin saç sağlığı için önem taşıdığını belirterek; somon, keten tohumu, ceviz, baklagiller, yumurta, yoğurt ve ıspanak gibi koyu yeşil sebzelerin tüketilmesi gerektiğini söylüyor.