>

RÖPORTAJ

Dilara Koçak: “Hayatımda Gökkuşağının Bütün Renklerini Barındırıyorum”

Ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğunu vurgulayan...
 
   
 
 
     

YAŞAMLA KURDUĞUMUZ BAĞLARIN TEMELİNDE HEP ‘’İLHAM‘’ YATAR. BU KENDİMİZLE KURDUĞUMUZ BİREBİR İLİŞKİNİN DE TUTKULU TEMELİDİR ASLINDA; VE KENDİMİZİ SEVEREK BEĞENMEMİZ SAĞLIKLI KALABİLMENİN MOMENTUMUDUR. SAĞLIKLI İNSAN GÜZEL İNSANSA EĞER; SAĞLIKLI BESLENME BU MOMENTUMUN NERESİNDEDİR?

Sağlık, güzellik, beslenme bunların hepsi birbiriyle bağlantılı konular. Hatta buna psikolojik durumumuzu da ekleyebiliriz. Sağlıklı beslenme, sağlıklı bir yaşam sürmenin ilk kurallarından biri. Yani sağlıklı beslenme, bahsettiğiniz momentumun ilk basamaklarından, yerine getirilmesi gereken ilk şartlarından…

SİZ ÜLKEMİZDE SAĞLIKLI YAŞAMIN ÖNCÜLERİNDENSİNİZ... BU AMAÇLA KURDUĞUNUZ MEZURA ADLI KURULUŞUNUZLA KİŞİLER VE KURUMLAR BAZINDA YOĞUN ÇALIŞMALARINIZ HEP GÜZEL SONUÇLARLA İLERLİYOR. ÇOK KLASİK OLSA DA SİZDEN DUYMAK İSTERİZ; SAĞLIKLI BESLENMENİN AKIL, RUH VE BEDEN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ NELERDİR? BU ETKİLERLİN; BİREYLERİN YAŞAM KALİTESİNE KATKISI NASIL GERÇEKLEŞİR?

Ruh ve beden sağlığı tam olarak bir bütün. Bunu sadece ben söylemiyorum, dünyanın en büyük sağlık otoriteleri de doğruluyor. Bu konuyla diyet ve beslenme konusunda da sık sık karşılaşıyoruz. “Duygusal açlık” dediğimiz bir kavram var ve obezitenin suçlularından biri olarak ele alıyoruz. Veya kalp – damar hastalıklarında da çok sık karşılaşılır; insanların ruh sağlığı direkt olarak bedenlerini de etkiliyor. Stresli geçen bir günün ardından akşamları buzdolabının önünde geçirebilirsiniz, duygusal bir çöküntü yaşarsanız teselliyi tatlı atıştırmalıklarda bulabilirsiniz… Bunun için söyleyebileceğim şey: İnsanlar ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğunu ve ikisini birden iyileştirerek yaşam kalitelerini arttırabileceklerini bilmeliler.

’’HER KADIN GÜZELDİR’’ MİTİNİN EN İNANÇLI SAVUNUCUSU OLAMAMA RAĞMEN ; SAĞLIKLI BESLENME İLE GELEN GÜZELLİK SIRLARINI; ÇOK BASİT AMA OLDUKÇA ETKİLİ DOĞAL YÖNTEMLERİ OKURLARIMIZLA PAYLAŞMANIZI İSTERİM. BİZE GÜZEL KALMANIN SIRLARINI VEREBİLİR MİSİNİZ?

İlk önce ‘’gülümsemek’’ diyerek klasik bir giriş yapmak istiyorum. Beslenme anlamında soracak olursanız en önemli faktör bol su içmek, her gün taze sebze ve meyve yemek ve lifli beslenmek… Ve tabii ki bunların yanında hayata pozitif bakmak.

SAĞLIK SEKTÖRÜ MAALESEF İSTİSMARA ÇOK AÇIK BİR KONU; ÖZELLİKLE SİZİN ALANINIZDA… BİLİNÇSİZCE OLUŞAN BİLGİ KİRLİLİĞİNİN TEHLİKELİ BOYUTUNU; DİLARA KOÇAK, İLKELİ BİR PROFESYONEL OLARAK NASIL DEĞERLENDİRİR?

Çok güzel bir noktaya değindiniz. Bu konu beni çok endişelendiriyor. Özellikle iki konudan çok rahatsızım, medyada ve çevremizde kadına ince olma baskısı kuruluyor. Herkes 0 beden olmak zorundaymış gibi bir baskı bu, mahalle baskısı olarak da adlandırabiliriz ama bu yanlış bir yaklaşım, obezite birçok sağlık sorununa sebep oluyor ve kesinlikle çözülmesi gereken bir sorun. Bahsetmek istediğim; iki – üç kilo fazlası olan insanların bile bunu büyük bir stres kaynağı olarak görüyor olması... Fakat aslında yapılan araştırmalar sağlığı yerindeyse; 2 – 3 kilo fazlası olan insanların daha mutlu olduğunu gösteriyor. Bir diğer konu: Çok üzülerek söylüyorum ki; bazı isimler popülerliklerine dayanarak veya kısa süreli sertifikalarla insanlara sağlık, beslenme, egzersiz konularında tavsiyeler veriyor. Her gün televizyonlarda, gazetelerde zayıflama uğruna ölen insanların haberleri var, ben yıllarca kliniğimde psikologlarla birlikte çalıştım, hâlâ dışarıdan destek alıyorum. Bu iş sadece bir beslenme listesi vermekle, günde 40 dakika yürü demekle bitmiyor. Bugün tüm dünyada obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklar büyük bir sıkıntı ve bunu fırsata dönüştürmek isteyen birçok istismarcı var. Ben mezun olduğumda diyetetik bölümü sadece Hacettepe Üniversitesi’nde vardı fakat şu an birçok üniversitede var. Bu iş sadece eğitimini almış uzman ellere bırakılmalı. Diyetisyen meslektaşlarım ve diyetisyen adayı genç beyinler sektörümüzü kesinlikle kurtaracak olanlar…

YENİ NESİLLERE BIRAKILACAK EN BÜYÜK MİRAS, İNSAN HAYATININ VE ÜRETKENLİĞİNİN ÇEKİRDEĞİ OLAN SAĞLIKLI YAŞAM PRATİĞİDİR… BURADA EN BÜYÜK BİLİNCİN AİLELERDEN SONRA OKUL YÖNETİMLERİNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM… SİZİN BU KONUDA TOPLUMA VERECEĞİNİZ ÖNEMLİ MESAJLARINIZ NELERDİR ?

Bir çocuğun ebeveynlerinden biri kiloluysa çocuğun da kilolu olma riski %40 oranında artıyor. Eğer her iki ebeveyn de kiloluysa bu oran %80’i buluyor. Geriye sadece %20’lik çevresel faktörler kalıyor. Genetik olarak bazı insanlar şanslı, bazıları ise şanssız. Ebeveynler çocuklarının kültürel birikimleri içerisinde mutlaka beslenme kültürünün de oturmasını önemsemeliler. İleri yaşlarda, sağlığı en çok etkileyen faktörlerden birisi beslenme, bu yüzden sizin de söylediğiniz gibi; en büyük miraslardan birisi de doğru beslenme düzenini çocuklara aşılamak. Okullarda öğretim konusunda olduğu kadar eğitime de önem verilmeli ve beslenme konusu üzerinde durulmalı. Atalarımızın da dediği gibi: “Ağaç yaş iken eğilir.” Ayrıca okul kantinlerinin sağlıklı atıştırmalıklarla zenginleştirilmesi ve okullarda süt dağıtılması gibi adımlar da beni mutlu ediyor.

YAŞAMDA ‘’ DENGE ‘’ NE KADAR ÖNEMLİDİR? VE ‘’EGZERSİZ’’ İN BU DENGEDEKİ YERİ NEDİR?


Her zaman söylüyorum, zayıflamak sadece alınan kalorileri saymakla bitmiyor. Alınan kaloriler kadar yakılan kaloriler de çok önemli. Sadece zayıflamak için değil, kalp – damar sağlığı hatta ruh sağlığı için de egzersiz çok önemli. Zayıf olsun, kilolu, obez olsun herkesin düzenli egzersiz yapması “İYİ YAŞAM” için olmazsa olmazlardan. İşleyen demir pas tutmaz.

HYALARÜNİC ASİT VE COLLAGEN, SAĞLIKLI BESLENME PLATFORMLARINDA İNSAN GÜZELLİĞİNE NE DERECE DEĞERLİ BİR KATKI SAĞLAR? VE DEMİR İLE OMEGA’NIN BURADA YERİ NEREDEDİR?

Hyalarünicasitin, cildin nemli kalmasını sağlarken kollajen üretimini tetikleyerek cilt sıkılığını ve canlılığını arttırdığı da söyleniyor. Hyaluronik asit aynı zamanda anti-oksidan etki gösterek cildimizi serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı da koruyabilir. Ama bu desteklerin mutlaka bir uzman kontrolünde kullanılması gerekir.
Omega-3, vücut tarafından üretilemeyen ve dışarıdan yiyeceklerle alınması son derece önemli doymamış yağ asitlerinden biridir. Yapılan araştırmalarla omega-3 tüketiminin, kalp hastalıkları riskini azalttığı kanıtlanmıştır. Depresyon tedavisinde de olumlu etkiye sahiptir. Gebelikte kullanılması durumunda bebeğin beyin ve göz gelişimine katkıda bulunur. Bunların dışında da düzenli alındığında birçok hastalığa karşı koruyucu etki gösterir. Özellikle soğuk sularda yaşayan uskumru, ton, somon, sardalye gibi yağlı balıklar ile gölde yaşayan alabalıklarda omega-3 bulunur. Deniz ürünlerinin tümü, kırmızı et ve tavuktan daha az düzeyde yağ ve doymuş yağ içerdikleri için sağlık için daha yararlıdır. Dolayısıyla düzenli olarak balık tüketmek yeterli omega-3 almaya yardımcı olur. Ceviz ve semizotu da omega-3 için iyi birer kaynaktır. Ama eğer bu besinleri yeterli tüketemiyorsanız uzman kontrolünde desteğe başvurabilirsiniz.
Demir de vücudumuz için temel bir mineraldir. Vücutta üretilmediği için besinler yoluyla yeterli miktarda alınması gerekir. Demirin vücuttaki en önemli görevi; “hemoglobin” yapımıdır. Hemoglobin, kanımızdaki alyuvarlarda bulunur ve tüm dokuların yaşaması için gerekli olan oksijeni taşıma işlemini gerçekleştirir. Diğer bir deyişle; oksijen, yaşantımız için ne kadar önemli ise oksijenin kullanılabilmesi için de demir o kadar önemlidir. Büyümenin çok hızlı olduğu küçük çocukluk ve ergenlik çağı ile hamilelik döneminde demir eksikliği ortaya çıkabilir. Halsizlik ve güçsüzlük, yüzde ve deride solgunluk, çabuk yorulma, hızlı kalp atışları, baş dönmesi, asabiyet, iştahın azalması gibi bazı belirtiler anemi göstergesi olarak kabul edilir. Özellikle kış aylarında el ve ayaklarda üşüme gibi belirtilerle de kendini gösterir. Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız mutlaka bir kan testi yaptırıp, sonrasında demirden zengin bir beslenme planına ve hekim kontrolünde destek kullanımına başvurabilirsiniz.

DİLARA KOÇAK, ADI ALTINDA YENİ ÇIKAN MOBİL UYGULAMALARINIZLA GÜNÜN HER SAATİ DANIŞANLARINIZ SİZE ULAŞABİLİYOR. BU MUTHİŞ BİR GELİŞME… MESLEĞİNE TUTKUN BİR PROFESYONEL OLARAK BUNDAN SONRAKİ HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Mesleğime aşık bir insanım. Mesleğimle yatıp mesleğimle kalkıyorum, işimdeki başarılarımla mutlu oluyorum. Az önce belirttiğim gibi, sektörde çok büyük bir istismar var, beslenme konusunda çok büyük bir bilgi kirliliği var. Ben mesleki etik ve toplumsal sorumluluk hissiyle tüm insanların doğru bilgiyi doğru kaynaktan almaları adına bu uygulamayı geliştirdim. Kliniğime gelen danışanlarımın özel bir bölümleri var, oradan tüm ölçümlerine ve kendilerine özel yazılan diyetlere ulaşabiliyorlar ama uygulamanın diğer bölümleri tüm insanların kullanımına açık. 23 yıllık tecrübelerimin hepsini ücretsiz olarak insanlarla paylaşıyorum, yeni araştırmaları hemen, herkese ulaştırmaya çalışıyorum. Bununla da yetinmeyeceğim tabii ki, çok başarılı bir ekiple çalışıyorum ve her gün nasıl daha büyük kitlelere ulaşabiliriz diye düşünüyoruz. Çok güzel projelerimiz var, birçoğu da hayata geçme, hatta deneme aşamasında. Yakında daha da güzel gelişmeler olacak. “Oldum dediğim an, bittiğin andır.”

DİLARA KOÇAK ÜÇ KELİMEYLE KENDİNİ NASIL TANIMLAR? VE YAŞAMIMIZIN RENKLERDEN OLUŞTUĞUNU SÖYLERSEK SİZ BUNLARDAN HANGİSİSİNİZ? AÇIKLAR MISINIZ?

Hiçbir insanın üç kelimeye sığabileceğini düşünmüyorum ama yine de ilk aklıma gelenleri söyleyeyim: Sevgi, denge ve iyilik… Hayatımda gökkuşağının bütün renklerini barındırıyorum, hiçbir zaman tamamen siyah veya tamamen beyaz günlerim olmadı; hiç kimsenin hayatında da olmaz. Benim hayatım her zaman bir renk cümbüşü içinde. Sevgi ve iyilik benim için beyaz kadar masum…

PEKİ, SON OLARAK EN SAĞLIKLI SORU; YAŞAMIN EN BÜYÜK GIDASI OLAN AŞK SİZE NE İFADE EDİYOR?

Aşk, büyük bir nimet ama yaşamın her alanında olduğu gibi aşk konusunda da dengeyi tutturamazsak bu büyük nimet bile insanı mutsuz edebilir. Dengeli bir aşk, saygı içinde bir sevgi ruhun en büyük gıdası…

Röportaj:MAG
 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>