Özge Uzun kimdir? Bir de sizden dinleyebilir miyiz?
İnsanın kendini anlatması çok zor. Ama kısa ve öz olarak şunları söyleyebilirim ki; 34 yaşında, kadın, anne, çalışan... Ve tabii sevgili...
Çok küçük yaşta iş hayatına atılmışsınız, ailenizin buna tepkisi ne oldu?
Aslında ilk başlarda ailem ne olduğunu anlamadı ve doğal olarak bu kararıma çok karşı çıktı. Ancak daha sonra iş üretmeye başladığımda aldığım karara ve yaptığım işe saygı duydular. Ben, çalışmak ve üretmek için yaratılmışım sanki... Çalışmadan ve üretmeden yaşadığım bir hayatı hayal bile edemiyorum. Zaman zaman “Off bir tatil gelse de tatile gitsek, dinlensek.” derim sonra tatilin üçüncü günü sıkılıp, çalışmayı özlerim...
Ankara’dan çıkıp İstanbul’a gitme hikâyeniz nedir?
İstanbul’a gelme hikâyem epey bir bölüm dizi olabilecek bir hikâye... 13 yaşında radyoda çalışmaya başladım. Ankara artık küçük gelmeye başlamıştı. Bir aşk çekti beni İstanbul’a... Henüz 18 yaşındaydım. Şimdi düşünüyorum da o zamanda olsaydım, o içi kıpır kıpır, bütün dünyaya karşı gelecek gücü bulan kıza iki çift laf ederdim: "Gitmek istiyorsan tutamam biliyorum, kafana koyduğunu yaparsın sen. Ama biraz daha bekle, çok eksileceksin. Buna hazır olmalısın." derdim... Bir gün eşyamı topladım ve resmen göçtüm ben bu şehre... İyi ettim herhalde...
Radyoculuktan televizyonculuğa geçerek ekranlarda yer almaya nasıl karar verdiniz?
Bu da benim dışımda gelişti biraz. Kader meğer ağlarını çok önceden örmüş... NTV’de seslendirme yapmaya başladım 2001'de ve bambaşka bir dünya ile tanıştım. Değiştim, geliştim... Ben hikâyemi biraz çirkin ördek yavrusundan kuğuya dönüşme gibi görüyorum. Her anlamda... O dönem bir fırsat doğdu, ben değerlendirdim, birileri bana şans verdi ve ekrandayım... Tam 12 yıl oldu.
Haber sunmayı mı, yoksa program yapmayı mı daha çok seviyorsunuz?
Haber ayrı bir virüs. Bir girdi mi kana çıkması zor. Aslında programcılığın daha eğlenceli olmasından başka bir fark da göremiyorum. Aynı disiplin, aynı sorumluluk. Programcılık daha çok özgünlük ve özgürlük demek. Bunu seviyorum... Haberde de bu kadar iyi bir isim olmamın sebebi özgün olmamdı.
“Özge ile Yeni Hayat”ın başarısının sırrı nedir?
Gerçekten TV8 ekranlarında yayınlanan “Yeni Hayat” büyük kabul gördü izleyenlerden... Kadın-sağlık kuşağı gibi görünse de gerçek hayat var, gerçek sorunlar ve çözümleri var. Bizim en büyük sırrımız pozitif olmak ve izleyicimize hep olumlu önermeler vermek. Hayat elbette toz pembe değil ama madalyonun bir de arka yüzü var. İşte biz onu göstermeye çalışıyoruz.
Yayında yaşadığınız, unutamadığınız bir anınız var mı?
O kadar çok ki... Haberde ayrı, programda ayrı. Anlatmak biraz yavan kalıyor. İzlemek gerek.
İş hayatını ve çocuklarınızın bakımını bir arada yürütmek zor olmuyor mu?
Kolay değil. Doğru organize olur, size destek veren kişiler de yanınızda olursa bir nebze daha rahat ama...
Özel gelişim gösteren bir çocuğun annesi olmak nasıl bir duygu?
Anne annedir... Bir farkı yok. Kuma çizilen ince bir çizgi dışında... O kadar... O çizginin anlamı Siva doğunca netleşti. Her annenin hayatı zor. Farklı gelişim gösteren bir annenin hayatı çok çok daha zor.
Sizinle benzer durumdaki diğer ebeveynlerle deneyimlerinizi paylaştığınız bir bloğunuz var. Biraz bundan bahsedebilir misiniz?
Mavi gözlü küçük dev. Dağhan büyüyor tabii... Ben bu ara blog dışında benimgibi.com’da yazıyorum... Orası bir kadın cumhuriyeti... Dertleşiyorum, yazıyorum, rahatlıyorum.
Oğlunuz Dağhan’a bakma gücünüz ve kızınız Siva’yı dünyaya getirme cesaretiniz hayranlık uyandırıcı. Bu gücü nereden alıyorsunuz?
Ah bir bilsem, azıcık daha isteyeceğim güç, kuvvet. Ben Allah’a sığınıyorum. Bazen de oluruna bırakıyorum. Bir şey beliriyor önümde ve peşinden gidiyorum. Her şeyi deniyorum. Bunlar da ayakta tutuyor beni. Ama en önemlisi işim... Beni motive eden ve temizleyen, işimdir.
Annelik size ne öğretti?
Beklemeyi... Gerçek hüznü, gerçek mutluluğu... Annelik bana gerçek hüznü ve mutluluğu öğretti.
Dışarıdan bakınca cesur ve enerjik bir kadınsınız. Peki, siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Biraz aklı kıt, deli... Zaten hafif çatlak olmasam cesur ve enerjik de olamazdım.
Gelecekte kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Yakın, orta gelecekte kanal yönetimleri benimle çalışmaya, izleyici beni seyretmeye devam etmek isterse ekranda, yine anlatırken görmek istiyorum kendimi... TV8 ve bu programla bambaşka bir kapı daha açıldı önüme. Ve ben bu kapıdan geçip o yolda ilerlemek istiyorum. Ben kendime ve potansiyelime güveniyorum. Uzak gelecekte, belki bir sahil kasabasında bir taş evde ya da memleketim Ankara'da Mebus Evleri’nde penceremden huzurla bakarken...
Röportaj: MAG
Cesur ve Kararlı
Yaşadığı güçlüklere rağmen ayakta kalmayı başaran cesur bir kadın, herkese örnek olan güçlü bir anne...
“Mevsimsel Alerjiye Karşı PROPOLİS!”
“Yeni Dizi “Masumiyet”in Kadrosu Tamamlandı!”
“Orhan Gencebay`dan Basın Açıklaması”
“Meme Küçültme - Reduction Mammoplasty”
““İyilik” Dizisinin Yayın Tarihi Belli Oldu!”
“Beyoğlu Kültür Yolu Festivali 1 Ekim’de Başlıyor!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32