“Park Fiction” konseptinde, monotonluğa, klasik şehir yapısına ve bu karmaşa içinde özgürlüklerin kaybolmasına karşı bir tavır sergileniyor. Lente erkeği, entellektüel birikimi, hayat duruşu ve söylemleriyle, bu harekete öncülük ediyor. Yeşilden beje, kahveden beyaza, şehrin kaybolan renkleri taşla buluşuyor. Deri, dokuma, triko kombinasyonları ve gramajlı yüzeyler monotonluğa karşı çıkıyor. Teknolojik kumaşlara uygulanan organik efektlerde, ironik bir başkaldırı seziliyor. Özgürlüğe duyulan özlem, geniş ve rahat formlarda açığa çıkıyor.
“Stranger in the Village” ise, bulunduğu yere yabancı olmanın dolayısıyla farklı olmanın hissettirdiği duyguları şiirsel bir dille anlatıyor. Naturel renk paletinin koyu tonlarında gizemli bir hava yaratan Lente erkeği, yün, kaşmir, pamuk ve ipek karışımlı tekstürler, görsel zenginliği yüksek yüzeyler, mat ve parlak kombinasyonlarla tüm dikkatleri üzerine topluyor.
Kendinden emin, farklı ve hümanist tavırlı Lente erkeği, bu sezon da yalın şıklığıyla şehrin karmaşasında fark ediliyor.