Kendini sanatta ispatlamış kişiler genelde gay
Genç modacı Yusuf Kayı'dan samimi açıklamalar... Haberturk.com'dan Begüm ÇELİKKOL ve Umay ŞEKERCİ'nin çok özel röportajı...
1980 yılında Samsun’da doğan Kayı, o zamanlarda birçok ürün tasarladığını çocukluğundan beri de aklına gelen tüm tasarımları çizimle kağıda geçtiğini ekliyor. Kayı'nın ilginç bir yeteneği daha var. Üzerinizdeki kıyafetleri yırtarak, 3 dakika içinde size yeni bir kıyafet tasarlayabiliyor. Bir sonraki defilesinde de yapmak istediği modellerin kıyafetlerini sahnede tasarlamak...
Magazin gündemini takip edenler için hatırlatalım. Habertürk TV'de Hülya Avşar'ın programına konuk olan Kayı, bir modelin üzerinde kıyafet tasarlarken diğer konuk Nihat Doğan ile ilginç bir olayları gerçekleşmişti. Kayı mankenin üzerinde bir tasarım yaparken Nihat Doğan da bir yandan yardım bir yandan da manken ile ilgilenmeyi eksik etmemişti. Olayı sorduğumuzda genç modacının yanıtı şu oldu, "Lütfen beni o adamla anmayın"...
Begüm ÇELİKKOL / Umay ŞEKERCİ
Bu işe nasıl başladınız?
Bu işe tabii ki tekstille başladım. Akademik eğitim dönemimde 2 yıl Tempo Tekstil firmasında asistanlık yaptım. Bu dönemde piştim. Ondan sonra erkek koleksiyonu yapmaya başladım bir firmada. Zara, Mango gibi firmalara tasarımlar yaptım bunlar İspanya’ya gitti. Bu işi hala dışarıda devam ettiriyorum. Şu anda yine bir erkek firmasında bir koleksiyon hazırlıyorum. Gömlek, triko, ceket, pantolon tasarlıyorum. Aynı zamanda kendi kişisel projelerimi devam ettiriyorum. Absolut sponsorluğunda Ece Sukan, Bora Aksu, Metin Gürsoy desteğini alarak bir defilede her bir çantaya kıyafet tasarladım. Bu defileye de dünyanın pek çok köşesinden modacılar katıldı. Onların kıyafetlerine çantalar yaptım. Mısır Apartmanı’nda gösterime sunduk. Çok beğenildi.
Çevreyle dost bir modacısın… En ufak bir kağıt parçasını bile kıyafete dönüştürebiliyorsun… Bu süreç nasıl oldu?
Tekstil firmaları pamuk sıkıntısı çekiyor. Kumaşlar yok olmaya başlıyor. Pamuk bitince kumaş üretemiyoruz. Kumaş olmayınca da giyim pahalılaşıyor. Geri dönüşümü olan kıyafetler üreteyim de öyle bir defile düzenleyeyim fikrini ortaya attım. Küresel ısınmaya karşı bir defile yaptım. Deri görünümlü farklı kumaşlar elde ettim. Çok aykırı kumaşlar oluştu. Kibrit kutularından broşlar yaptım. Bu defilede sadece modellerle çalışmadım. Yaşam biçimi hoşuma giden insanları model olarak kullandım. Öğretmen, DJ, şarkıcı gibi insanlar da model olarak katıldı. Bu defilem de Otto Santral’de gerçekleşti. Bir sonraki defilemde de bulunduğumuz yer City’s Nişantaşı’ydı. Zeki Triko sponsorluğunda bir defileydi. Bu arada belirtmek isterim Cosmotürk isimli internet sitesinde moda yazıları da yazacağım. Modaya bir şekilde biçimler vermeye çalışacağım.
Sanırım yeni bir defile de yolda.. Ve konusu oldukça da ilginç…
Aslında bu da sosyal sorumluluk projesi olacak. Doğu’da zorla evlendirilen kızlarımızla ilgili olacak yeni çalışmam. Adı Ölü Gelin. Esin kaynağım Tim Burton. Gelinlikler eskitilmiş, mezarlıktan çıkmış gibi olacak. Siyah ağırlıklı bir koleksiyon göreceksiniz. Damatlıklar da aynı şekilde tasarlanacak. Ciddi anlamda gözümüzün önünde bir gerçek var. Zorla evlendiriliyorlar ve hayatları kararıyor bazı insanların. Bunlar unutuluyor. Yeni nesile ve tüm insanlara bu gerçeği hatırlatmak istiyorum. Bütün koleksiyon defile sonrasında tablo içine yerleştirilip satılacak. Bir bölümü Doğu’da okuyan kızlarımıza aktarılacak. Bu koleksiyonun fotoğraflarını da Bennu Gerede çekecek. Bu defileden dolayı çok heyecanlıyım, umarım bu konuya dikkat çekebiliriz.
Bir bayan nasıl giyinmeli sence? Genelde bizlerin bir kıyafet sorunu oluyor… Bir türlü beğenmiyoruz, yakıştıramıyoruz giydiklerimizi
Bence moda çıkartan bir modacı değilim. İnsan kendine yakışanı giymeli. Markalardan uzaklaşılsın istemiyorum. Parası olan insanlar Gucci, Prada gibi markaları kullansınlar ama bir eskiciden çok hoş bir hırka da alabilirler. Renkler çok önemli. Tenine uygun renkler giyilmeli. Desen, model ne olursa olsun renk tenle bütünleşiyorsa sizi her türlü kurtarabilir.
Marka ürünlere verilen paralara yazık mı ediliyor?
Hayır. Eğer alışveriş hastası olursanız o insana yazık. Paraya değil. O insanlara acıyorum. Ama eğer insanlar beğeniyorsa dolaplarında marka birkaç ürünü bulunabilir. Bunda sakınca yok. Ama iş abartıya kaçarsa olmaz.
Bazıları diyor “Senin bu aldığını Taksim’den 10 TL’ye alırım”..
O biraz kişisel hazla ilgili bir şey. Hoşuna gidiyorsa ve ödeyebilecek gücü varsa alabilir. Ama ucuza bir şey alınıyorsa da kalitesi aynı olmaz. Moda çılgınıysanız sorun var demektir. Tek tük alınırsa da hoş olabilir. Bu arada bu sene kadife çok moda olacak. Bayanlar ve baylar dolaplarında kadife bir şeyler bulundurabilirler.
İnsanın giydikleri o günkü psikolojisine bağlı değil mi?
Kesinlikle. O anki ruh halinizle alakalı. Dün giydiğini bugün üzerine yakıştırmayabilirsiniz, kendini beğenmeyebilirsiniz. Negatif uyandığın günlerde canlı renkleri giymeye dikkat etmelisiniz. Bu ruh halimizi biraz daha iyi yapabilir. Eğer sinirliyseniz ve üzerinizde kırmızı renk varsa sinir sisteminizi uyarır. Kavga edebilirsiniz. Duygusal bir dönemdeyseniz siyah giymemeye dikkat etmelisiniz. Koyu tonlardan kaçının. Siyah ve beyaz renk bile değil. Okan Bayülgen yıllardır siyah giyiyor ama son altı aydır siyahtan sıyrılmış durumda. Aile, çocuk derken hayata farklı bakıyor. Ben buna inanıyorum. Çizgileri değişmeye başladı.
Siyasilerde en şık giyinen kim sence?
Barack Obama… Vücut hatları çok düzgün. Renkleri, kalıpları çok doğru kullanıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Deniz Baykal da çok başarılı giyim konusunda.
Sanat dünyasında aklınıza gelen isimler kimler?
Hülya Avşar’ı giyim konusunda çok beğeniyorum. Şapkaları mesela harika. Güler Sabancı da iyi giyiniyor. Kendi karakterleri ve yaşam biçimleri doğrultusunda doğru giyinen kişiler. Ece Sukan da kendi yaşam biçiminde doğru giyiniyor. Nerede ne giyeceğini iyi biliyor ama çok kuralcı.
Modacı havalıdır diye düşünenler var. Ne diyorsunuz bu konu hakkında?
Öyle bir şey yok. Biraz kişisel bir şey. Kişilikle alakalı. Doktor da havalı olabilir, çaycı da havalı olabilir…
Cemil İpekçi hakkında ne diyorsunuz?
Onu çok seviyorum. Mayosu çok yakışmıştı…
Yıldırım Mayruk denince aklınıza neler geliyor?
Abiyeler geliyor. Kendi çizgisinde çok doğru biri. Türkiye’ye doğru giyinmeyi öğreten ilk modacı olarak tarihe geçmiştir. İnanılmaz başarılı bir modacı. Aslında o bir sanatçı..
Modacıların cinsel tercihleri farklı oluyor diyorlar…
Herkes öyle diyor. İnsanlar heteroseksüeller ve gaylar olarak iki biçimde doğuyor. Gayler daha yaratıcı. Bu ortada, tüm dünyaya bakınca sanatla alakalı en başta olan, kendini ispatlamış kişiler gay. Bunları tartışmak bile gereksiz.
İleride neler yapacaksın?
Sydney’de yaşayan bir arkadaşım var. Beni bir sonraki yıl orada düzenlenen Fashion Week’e davet ediyor. Sanırım oraya katılacağım. Bu yıl da kendi defileme yoğunlaştım.
10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Orasını Allah bilir, ben bilemem..
Aklımıza takıldı da... HABERTÜRK'te Hülya Avşar Soruyor'da Nihat Doğan ile ilgili bir olay olmuştu..
Lütfen beni onun adıyla anmayın...
Vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Herkes aşkı çok unuttu. Her şey çok sanallaştı. Aşkı rafa kaldırmış durumdayız. Daha saf duygulara ihtiyacımız var. Lütfen biraz kendimize gelelim.
DİĞER HABERLER
Yılbaşında Ünlülerin Sahne Alacağı Yer ve Kazançlar Belli Oldu!
2025’e girmeye 1.5 aydan az kaldı. Şimdiden yeni yılın kazananları belli oldu.
“Vizyona Girecek Olan Filmler Hangileri?”
“Kara Sevda ve İmkansızlıkları: ”
“Sana merhaba demeyeli ne uzun zaman olmuş.”
“Cenk Babaeren`in Objektifinden IFW 2012”
“Sıcak suyla yıkanmak sakıncalı ”
“Öpmeyi seviyorum ama bağımlı değilim ”
“Çok Eşlilik, Savunma Sistemini Güçlendiriyor!”
“Saç boyama hakkında herşey...”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32