>

MAGAZİN

Kadınların gücü tartışılmaz...

Kadınlar artık kendi bedenlerinin sorumluluğunu tek başlarına alıyorlar.
 
   
 
 
     
London Schools of Economics'in son yaptığı araştırmaya göre, 1975'ten bu yana evlilik dışı doğumların sayısı neredeyse iki katına ulaşmış.

İzlanda, İsveç, Norveç ve Danimarka gibi refah düzeyi yüksek, gelişmiş ülkelerde bekar annelerin sayısı neredeyse evli olanlarla aynı. Arkalarından nüfus bakımından en yoğun olan Avrupa ülkeleri Almanya, İngiltere, Fransa ve Avusturya geliyor. Tablodaki en dikkat çekici nokta ise güneye inildikçe, geleneklerine bağlı, aile figürünün en gelişmiş olduğu İtalya, İspanya ve Yunanistan'da sayının düşmesi. Peki ya Türkiye?.. Anadolu kültürü, örf ve adetler, aile birliği gibi kavramlarla evliliğe ahlaki değerler yükleyen Türkiye de artık bekar anne sayısını getirdiği hukuksal düzenlemeler ve kadın hareketlerinin ivme kazanmasıyla gün geçtikçe artırıyor. NOKTA’ya açıklamalarda bulunan Aile Danışmanı ve Klinik Psikolog Duysal Aşkun isimleri ve sayıları bilinmese de bekar annelerin sayısındaki artışı Türk ailelerinde genelde annelerin baba olsa bile çocuğu tek başına büyütmek zorunda kalmasına bağlıyor. "Türk anneleri zaten yalnız. Baba fiziksel olarak var ama iş çocukla ilişkiye gelince ortada kimse yok. Boşanmayla sonuçlanan evliliklerin sayısı da gittikçe artıyor. Dolayısıyla yalnız anne olmak daha akla yatkın oluyor. En azından kimse kimseye sinirlenmiyor" diyor Aşkun.

Tüm zorluklara göğüs geren, yolları açan ilk bekar annelerden sonra şimdi, kadınlar evliliğin getireceği sorunlara, mutsuz ilişkilere, "çocuk yüzünden beraberiz" laflarına resti çekiyor ve çocuklarının sorumluluklarını tek başlarına sırtlanıyorlar. Psikologların, annelerin ve çocukların düşüncesi aynı; sorunlu bir aile yerine, koşulsuz seven, ilgilenen "yalnız anneler" aileler için çok daha iyi.
Bütün bekar annelerin hikayeleri bu noktada kesişiyor. Babasız çocuk doğurmaya nasıl karar verdiniz sorusuna gelen cevaplar benzer. "Bir ilişki içindeydim. Ama birlikte olduğum kişi çocuk sahibi olmak istemiyordu. Aslında ben de istemiyordum ama kaza sonucu hamile kalınca doğurmak istedim. O babalığı kabul etmedi. Zaten evlilik gibi bir düşünce ikimiz için de söz konusu değildi. Ben daha önce evlenmiştim ve evliliğin tercih ettiğim bir yaşam biçimi olmadığına karar vermiştim. Beraberliğimiz devam etmese bile baba olarak o kişinin var olmasını isterdim. Ama onun bunu kabul etmemesi beni kararımdan caydırmadı. Çünkü çocuğum olmasını istedim." diyor F. Yine aynı yıllara denk gelen bir doğum öncesinde G de, ilişki sorunlu olacağına hiç olmasın dercesine, benzer bir karar vermiş: "Mutsuz olduğum bir ilişkim vardı her şey mükemmel olsun diye bekledim ama her şey mükemmel olmuyor. Sonra hamile kaldım ve aldırmak istemedim. Ona durumu açıkladım ve ondan hiç bir şey talep etmediğimi söyledim. Karşı taraf doğurmamı istemedi. Ama bu onu ilgilendirmiyordu artık."

Kaynak: NOKTA Dergisi




Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>