Uçan Süpürge’de bugün...9 Mayıs Pazar
7. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivalinin 9 Mayıs Pazar programını öğrenmek için tıklayın...
KIZILIRMAK SINEMASI
9 MAYIS PAZAR
14:15 Kambur / Hunchback
Atıf Yılmaz’ın 1973 yılında çektiği Kambur, güzel kadın yakışıklı erkek ya da hep bildiğimiz zengin kadın fakir erkek aşklarının anlatıldığı filmlerin arasında farklı bir yerde duruyor. Hep kötü kadın olarak izlediğimiz, sevgililerin arasını bozan Suzan Avcı’nın bile iki sevgiliyi bir araya getirmek için uğraşan Tasula’yı oynadığı Kambur filmi, kambur bir kadınla kör bir erkek arasındaki gerçek aşkı anlatıyor. Kambur Azize, kör kemancı Ali ve şarkıcı Tasula’nın kısa da olsa birlikte geçirdikleri zaman hepsi için çok değerlidir. Hepsinin birden mutlu olması imkansızdır. Azize en azından sevdiği adamın mutlu olması için yapması gerekenin ne olduğunu biliyordur. Kör bir adam gözleri gördüğünde sevebilir mi Kambur Azize’yi? Peki ya Esmeralda, kör olsaydı sevebilir miydi “Notre Damme’ın Kamburu” Quasimodo’yu?
16:30 Saniye’nin Tutkusu / Saniye’s Lust
Fatih Akın filmlerinden de (Kısa ve Acısız, Temmuz’da) tanıdığımız İdil Üner, Alman toplumunda kendine sağlam bir yer edinmiş, çevreden ‘aferin’ almış genç bir Türk kadını rolünde. Her liberal Alman’ın derin bir nefes alarak kabullenebileceği bu meslek sahibi, üstelik Alman koca almakta beis görmeyen Türk kızının tek derdi çocuk sahibi olamamak. Genç kadın, giderek çocuk sahibi olmak uğruna ‘kazanım’larını askıya alır ve içe kapanışa yönelir. Ama filmin ilgilendiği, Saniye’nin ‘nevroz’u değil, kararlılığı. İyi niyetli ve empati yoksunu kocası dahil, herkesi (hatta bazen seyirciyi de) çileden çıkaran Saniye’nin ‘isteği’, belki ‘arkaik’ görünebilir. Ama yönetmen, Saniye’nin geleneksel görünüşlü olsa da ‘kendinin olan’ seçiminde ayak direyişini göstermek istiyor.
19:00 Kızkardeşim / Fat Girl
Avrupa’nın “en cesaretli yönetmeni” Catherine Breillat’nın filmi Kızkardeşim, iyi anlaşan ama oldukça yırtıcı iki kızkardeşin cesur hikayesi. Küçük kardeş (12) Anais bir yetişkinin arzularına ve zekasına sahiptir. Ablası Elena ise Anais’in zıddıdır; güzeldir, seksidir, çekicidir. Aileleriyle tatil yapmakta olan kardeşlerden Elena çok geçmeden genç bir İtalyan’la ilişkiye girer; Anais ise ilişkilerini, hatta yatak odalarını, yakından izlemektedir. Anais kardeşinden daha iyi olduğunu kanıtlama peşindedir, ama her şeye rağmen kızkardeşini sevmektedir. Yönetmen, kardeşleri “iki ayrı bedendeki tek ruh” olarak betimler, ama ebeveynleri öyle düşünmemektedir. Seyircileri ikiye böleceğe benzeyen finaldeki vahşet ise, Anais’in psikolojisini şekillendiren aile sırlarını ortaya döküyor.
21:30 Yağmurdan Sonraki Berrak Gökyüzü / Clear Skies After The Rain
İkinci sınıf şarkıcı Rose Bonbon ve kafası biraz kalın partneri Roger yeni tanıştıkları organizatör Dubel’in önerisini kabul ederler. Rose ertesi akşamki gösteride bir müzikal oyuncusunun yerine sahneye çıkacaktır. Ama zaman kısadır, piyanist bulmaları ve hazırlanmaları gerekir. Film, son dönemde de yarışma programlarıyla tanık olduğumuz bir beyhude çabaya benzer şekilde, star olmak hayaliyle yola çıkan ve amacına hiçbir zaman ulaşamayan bir grup insanı anlatıyor, absürd ve komik halleriyle. Müzikal absürd komedi izlemek isteyenlere, trajedi ve komedinin aslında birbirlerinden doğduğuna tanıklık etmek isteyenlere tavsiye edilir.
Bonbon rolünde Julie Gayet, kaba saba Roger rolünde Clovis Cornillac ve işsiz organizatör rolünde Marc Barbé’nin oyunculuklarını görmek isteyenlere de.
KAVAKLIDERE SİNEMASI
11:30 Kendi Düşen Ağlamaz / Upswıng
Kendi Düşen Ağlamaz, bize az tanıdığımız bir toplumla ilgili belki üzerine fazla düşünmediğimiz sorular soruyor. Ancak bu sorular aracılığıyla sorguladığı gerçekler hepimizin açısından geçerli. Mutlu ve medeni diye yere göğe konulamayan Avrupa'da da böyle yoksul hayatların olduğunu öğrenmek bile önemli. O yüksek milli gelirler nasıl paylaşılıyor acaba? Filmin bize gösterdikleri, yoksulluğu ve yoksulları değerlendirirken kullandığımız kriterleri muhakkak etkileyecektir; evlilik kurumu üzerine bir defa daha -kim bilir kaçıncı defa- düşünmemizi sağlayacağını söylemeye bile gerek yok. Film geçen yıl Finlandiya'nın en önemli ödülü olan Jussi'de en iyi film, senaryo ve müzik ödülünü almış, Norveç'te ise Amanda Ödüllerinden birini kazanmış
14:15 Hayatımın Çalımı / Bend It Like Beckham
İngiltere’den gelen, ama aslında kahramanlarının çoğu Hintli olan son derece sevimli bir film, bir tür çağdaş “etnik komedi”. Adını ünlü İngiliz futbol yıldızı David Beckham’dan alan film, futbol meraklısı ve Beckham hayranı bir genç kızın öyküsünü anlatıyor. Londra’daki hali-vakti yerinde bir Hintli ailenin başına buyruk kızı Jess, tam da kız kardeşinin evlenmek üzere olduğu günlerde, kadınlardan oluşan bir futbol takımına girer. Ama ailenin bunu kabul etmeye hiç niyeti yoktur: Onlar kızlarını bir an önce, gelenekler uyarınca Hintli bir gençle evlendirme hayalleri kurmaktadırlar. Jess, kendisini takıma çağıran İngiliz kızın sevgilisi İrlandalı koça da gönlünü kaptırır. Kardeşinin düğün gününe denk gelen yaşamsal öneme sahip maça katılması ise olanaksız gibidir.
16:30 Yılın Kadını / Woman Of The Year
Katharine Hepburn-Spencer Tracy aşkının doğduğu film olan Yılın Kadını başlangıçta tipik bir "zıtların birliği" öyküsü olarak tasarlanmış, önceleri birbirlerinden pek hoşlanmayan iki gazetecinin (biri politika muhabiri, diğeri spor yazarı) giderek büyük aşk yaşamalarını anlatmaya soyunmuştu. Sonuçta ortaya Amerikan kaynaklarında bugün de bol yıldızla değerlendirilen, sevimlilik katsayısı yüksek, zarif bir komedi çıktı gerçekten de. Evdeki hesap çarşıya uymuştu!
Fay Bainter, Reginald Owen, William Bendix gibi oyuncularla da desteklenen Yılın Kadını, örneklerine bugün de sıkça rastladığımız romantik komedi türünün yalın anlatımlı ama tarihi örneklerinden biri. Hepburn'un, karşısındakini hafifçe tepeden süzerek bakışlarına, benzersiz bir erotizm yüklü endamına diyecek yok.
19:00 Bir Japon’un Hikayesi / Japanese Story
Avustralyalı jeolojist bir kadın (Sandy) ve Japon bir işadamı (Hiromitsu)... İki farklı insan, iki farklı kültür, iki farklı cinsiyetin yolları, uçsuz bucaksız bir yeryüzü parçasında kesişir, ama tüm önyargılarını beraberlerinde getirmişlerdir. Farklılıkları yeniden şekillenir, haritanın bilinmeyen noktalarına doğru yolculukları, aslında kendi bilinmeyenlerinin peşinde, içlerinde de sürer. Zamanla karşılarındaki “yabancı”ya açılırlar... Ama bu etkileşim, eski ikilikleri kadın/erkek, toplum/doğa, doğu/batı, aşk/evlilik, özgürlük/kural yeniden üretmez...
21:30 Kusursuz Aşk / Perfect Love
Catherina Breillat'ın Kusursuz Aşk filmi, gerçek bir öyküden esinlenilerek çekilmiş. 37 yaşında, iki çocuk annesi ve çalışan bir kadın olan Frederique ile 28 yaşında serserinin önde gideni, üstelik karizmadan yoksun Christophe arasındaki tutkulu ilişkiyi anlatıyor. Kadının erkeğe olan tutkusu, rahatlığı, erkeğin olası ruh halini daha da biçimlendirip açığa çıkarıyor. Aslında kadının da açmazları yok değil. rutin bir ilişki onu sıkıyor, daha hareketli bir kişilik göstermeye başlıyor ve sonuçlarına katlanamıyor. Erkek de onun kendini güçlü gösterme çabalarına. Film yönetmenin diğer filmi Romans’daki kadınlardan birinin söy
“Ralph Sason Yönetici Şef Olarak Lucca Ekibine Katıldı”
“En Sinir Bozucu Şey: Kırmızı Yüz”
“Yarıyıl Tatilini Verimli Geçirmenin 12 Yolu”
“Farkedilmek istiyorsan çıkart onu”
“Havalı Yolculukların Faturası: Jet Lag”
“Gelinlere özel iççamaşırları”
“Sedef Kabaş’ın Yazdığı Yandığın “Ateş Yoluna Işık Olur” Destek Yayınları’ndan Çıktı”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32