Bugünün konukları “Anadolu Masalları” ve “Godesbana” ekipleriydi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 52. Uluslararası Antalya Film Festivali, çok özel temaları perdeye taşıyan belgeselleri ve bu özel çalışmaları hayata geçiren ekipleri seyirciyle buluşturmayı sürdürüyor. Bugünün konukları “Anadolu Masalları” ve “Godesbana” ekipleriydi.
Migros AVM Salon 8’deki gösterimin ardından seyircilerin sorularını ilk önce “Anadolu Masalları”nın yönetmeni Emin Fırat Övür cevapladı. Övür, konuyu nasıl seçtiğine dair bir soruya şöyle cevap verdi:
“Ben masallarla büyümedim, bana hiç masal anlatılmadı. Televizyonla büyüyen bir kuşağız. Yurt dışındaydım, 2013’te Tükiyeye döndüm. Babam bir gün elinde masallarla geldi. Ben de bir gün okudum ve başka bir dünyayla karşılaştım. Kendi masallarımızdan, Keloğlan dışında, duyduğumuz yok. Ne diyor bu masallar, diye meraklandım. Üzücü olan şu ki Doğu’da bile metafiziğin içi boşaldı. Batı’da Tao, Budizm, Yoga bir trend oldu. Sadece pratikte var, içsel yaşanan bir yolculuk değil”
http://youtu.be/jGYxrNjYk0k
Kendisi de Karadenizli bir kadın olan “Godesbana”nın yönetmeni Nursena Şimşek ise konuşmasına, ‘godesbana’nın; çalışkan, becerikli anlamına geldiğini belirterek başladı. Bölgede gördüğü kadınların da bu tarife uyduğunu söyleyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadınlar kameraya alışıktı. Ben kendi belgeselimde onların görüntüsüne de yer verdim. Karadeniz erkekleri bana biraz düşman. Karadeniz erkekleri oturur, kadınlar çalışır. Çalışmak zor olduğundan çalışmamayı tercih ediyorlar, kadınlarsa eve hizmet sağlıyor. Kocamın yemeği var, inek sağmam lazım diye çekimi bir anda bırakanlar oldu”