HAKAN DERMAN ÖZEL HABERİ
Yaşamını Almanya’nın Köln kentinde 1980 yılından beri sürdüren ressam Sabahattin Şen’in, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne “Sanat ve Sağlık” konulu bir proje sundu. Üniversite ile yapılan uzun yazışmalardan sonra bu proje onaylanmış ve Sanat Haftası’nın ilki geçen yıl gerçekleşmişti.
Osmangazi Tıp Fakültesi’nde bu etkinliğin ikincisi, 22-26 Kasım tarihleri arasında gerçekleşti. Sanat Haftası’nın açılışında ressam, sanat yazarı ve eğitimci Sabahattin Şen, “Proje kapsamında öğrencilerle yapacağı çalışmaları anlattı. Sanat Haftası’nın ilk üç gününde Doç.Dr. Hilmi Özden “Yılan Figürünün Tıpta Tarihsel Seyri”, Opr. Dr. Füsun Uzunoğlu “Sanat Gözüyle Bakmak”, Prof. Dr. Baran Tokar “Cerrahi Çizimler ve Cerrahi Enstrüman Tasarım Çizimleri, Prof. Dr. Cemal Cingi “Tıpta Sanat, Sanatta Tıp”, Opr. Dr. Derviş Özer “Tıp ve Sanat”, Prof. Dr. Deniz İşcen “Plastik ve Estetik Cerrahi ve Sanat”, Prof. Dr. Serpil Bozkurt “Türk Tıp Tarihinde Sanatçı Hekimler”, Dr. Figün Gürsoy, “Tarihi Belgeleme Sanatı: Minyatür”, Dr. Müge Bilgin, “Resim ve Sağlık” konulu konuşmalar yaptılar. Panel bitiminde ise ressam Sabahattin Şen, öğretim görevlileri ve tıp öğrencileriyle sanat çalışmalarına başladı. Onlarca amatör sanatçıların katılımı sonunda ortaya yapıtlar çıkmaya başladı.
İSTANBUL ÇUKURCUMA GALERİ ARTİST’DE 2-17 ARALIK ARASINDA AÇACAĞI SERGİ İÇİN İSTANBUL’A GELEN RESSAM SABAHATTİN ŞEN’E SORULARIMIZI YÖNELTTİK:
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileriyle bir çalışma başlattınız. Bu konuyu biraz açar mısınız?
Bu benim bireysel projem. Bu teklifi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı’na “Sanat ve Sağlık” adıyla sundum ve onlar için yabancı bir konu olduğu için, uzun yazışmalardan sonra kabul edildi. İlk projesimizi geçen yıl, 9-13 Kasım 2009’da gerçekleştirdik. Bu çalışma bitinceye kadar fakülte yönetimi ortaya neyin çıkacağını tam olarak kestiremiyordu. Projeden sonra tıp öğrencilerinin çalışmalarını ve çoşkularını gördüler. Baştan istekli gibi görünmeyen öğrencilerin, sonradan bu işi severek yaptıklar. Böyle bir haftayı gerçekleştirdikleri için dekanlığa teşekkür ettiler.
Projenizin konusu “Sanat ve Sağlık”. Bunu biraz açar mısınız?
Sağlık konusunda günümüzde daha çok hastalara yönelik sanat çalışmaları yapılmakta. En yaygını da ruhsal hastalığı yönelik olanı. Bu hastaları iyileştirmekten çok, onları oyalamaya ve huzurlu kılmaya yönelik çalışmalar. Herhangi bir ağır hastalık nedeniyle rahatsızlanan insanların bir çoğu ruhsal çöküntüye uğruyor. Bir kanser hastası aylarca, yıllarca terapi görüyor, bir organını yitiren, normal yaşamdan uzaklaşıyor. İnsanlar bu durumda içlerine kapanıyorlar, ruhsal olarak kendi duygularına daha çok ağırlık veriyorlar. Böylesi zor günlerden kurtarabilecek bir anlatım yolu seçmek gerekiyor. Onların yaşama yeniden bağlamak gerekiyor. Bunun da yolu sanat olmalı diye düşünüyorum.
Sizinki farklı bir çalışma, hastalara değil doktorlara yöneliyorsunuz?
Evet önce doktorlara ve doktor adaylarına yöneldim. Doktorlarımız da çok yorulmakta ve hastalar kadar duygusal olarak yıpranmaktalar. Hem hastalarla, hem hasta yakınlarının psikolojik sorunlarıyla her an karşı karşıyalar. Onları bu ortamdan biraz uzaklaştırmak için, sanatla buluşturmak gerektiğine inanıyorum. Bu tezimi, beyin cerrahı profesörlerden Erhan Coşan da katılıyor. Kendisi “Bana sorarsanız beynim hiç dinlenmez. Ben sanat çalışması yaparak dinleniyorum” diyor. Sanatla uğraşan doktor, hastalarına başka anlatım dili kullanıyor. Hastalarının da kendilerini duygusal açıdan anlamalarının yolunu açıyor.
Bunun bir ilk olduğunu söylüyorsunuz.
Birkaç Tıp fakültesi hastalarına yönelik sanat çalışmaları yapılıyor ama bu çalışmalarda doktorlar bulunmuyor. Sanatın değişik branşlarıyla uğraşan doktorlar var tabi. Bizimkinin farkı, önce doktorlarımızı ve doktor adaylarımızı sanata yönlendirmek. Daha sonra da bu sanatsal etkinliği hastalarla paylaşmak. Hem doktorları, hem de hastaları sanat yoluyla yaşama bağlamak.
Yoğun bir çalışma ortamı içinde bulunan öğretim üyeleri, fırsat buldukça bu etkinliğe katıldılar.Derslerini ayarlayan 150 öğrenci ise bu etkinliğe katıldı. Geçen seneki öğrenci çalışmaları, bu sene açılışta sergilendi. Bu sene de 200’ü aşkın resim çıkardık ortaya…
Etkinliği katılan doktor adayları neler söyledi:
Berna Özcan
Boyaları özgürce kullanabilmek, renkleri birbiriyle savaştırmak oldukça eğlenceliydi. Çocukça bir gülüş etrafındaki renk cümbüşünü anlatmaya çalıştım. Renkler, renkler, renkler… Aslında çok şey anlatıyorlar. Bize bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Vahit Durgut
Müzik eşliğinde içimden geldiği gibi resim yapmak çok mutlu etti beni. Arkadaşlarımla beraber çok hoşça vakit geçirdik ve bence güzel şeyler de ortaya koyduk… Bu imkanı bize sağlayan herkese teşekkür ederim.
Bilge Gördü
Bugün Figen hocamızın “Minyatür” konulu sunumunu izleyince kendimi burada buldum. Resim yapmam gerektiğini fark ettim. Resmimde bu etkileşimi yansıtmak istedim. İçimdeki hisleri daha güzel resmetmek isterdim ama elimden bu kadar geldi.
Herkese her şey için teşekkürler, çok güzel keyifli dakikalar geçirdim.
Didem Bostan
Geçen sene bu etkinliğe katılmıştım. Bu sene böyle bir etkinliğin olmasından bir kez daha mutlu oldum ve gurur duydum. Çünkü hem bizim için bir soluklanma yeri hem de gerçekten “Tıp ve Sanat”ın birbiriyle ilişkilerini tekrar görmek beni mutlu ediyor. katıldığım konuşmalarda bildiğim bir şeyi tekrar tekrar görmüş oldum. Doktorlar sanatla uğraşıyorlar. Bu gerçekten takdir edilmesi gereken bir şey.
Osman Kahraman
Aylar sonra ilk defa patlamaya hazır bomba gibi duygularımı döktüm ama, kalemle değil boyalarla… Gökyüzünde batmaya hazırlanan güneşe eşlik eden şatonun kuleleri üstünde dans eden leylekler çizdim…. Ama tek bir tuval ile yetinmedim. İkinci tuvalim daha saf, daha yumuşak: Aşk… Tek kelimeyle bile insanın aklına gelen figür; Semazen… Semada ağır ağır dönen ve hiçliğe karışıp eriyen bulutu simgeleyen semazenler. Saf aşk başka türlü anlatılamaz bence… Bu çalışmaları bize düzenleyenlere içten teşekkürlerimi sunuyorum… Bu yoğun derslerin arasında tüm stresimi aldılar…
DİĞER HABERLER
Rober Hatemo ve Yıldız Tilbe’den Yılın Şarkısı: “Bu Delikanlıyı Unutamazsın”
Türk pop müziğinin iki efsane ismi hayranlarını büyüleyecek projede bir araya geliyor.
“Sandalet modasına “Nike” yorumu!”
“Mevsim Değişikliklerinde Bağışıklığı Güçlendirmenin Yolları”
“Aşka Spor Yaparak Hazırlanıyoruz”
“Vodafone Freezone İstanbul Konserinde Onbinlerce Genç #kafamagöre Eğlenirim Dedi ”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32