Grand Pera Emek Sahnesi, Beyoğlu Belediyesinin 4 Şubat Dünya Kanser Günü sebebiyle düzenlediği “Hülya Koçyiğit’le Hayata Dair” adlı söyleşi programına ev sahipliği yaptı. Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk’ün moderatörlüğünü yaptığı “Hülya Koçyiğit’le Hayata Dair” söyleşisinde, Türk sinemasının ünlü yıldızı akciğer kanserini yendiği tedavi sürecinin anlatırken duygu ve düşüncelerini de paylaştı. Kendisini dinlemek isteyenlerin Grand Pera Emek Sahnesini doldurduğu söyleşide Hülya Koçyiğit, kanserle mücadeleye ilişkin verdiği mesajda “Belli riskleri taşıyorsak, artık belli bir yaşa geldiysek ve hala sigara içiyorsak veyahut sigara dumanına maruz kalıyorsak, mutlaka düzenli olarak kontrollerden geçmeliyiz. Kadın ya da erkek olsun, bu hepimiz için önemli. Ben de hastalıktan önce sigara kullanıyordum. Keşke iş işten geçmeden sigarayı bıraksaydım. Hatta hiç başlamasaydım. Bende maalesef bir izi kaldı. Türk halkının duaları nur oldu yağdı. Türk halkına bu vesileyle teşekkür ediyorum. Var olsunlar sağ olsunlar. Ama herkes benim kadar şanslı olmayabilir. Yol yakınken sigaradan vazgeçmeli. En değerli şey sağlığınız. Hem aklen hem bedenen hem de ruhen” dedi.

Hastalığı ABD’de tesadüfen öğrendim

Kanser hastalığına yakalandığını, kızı Gülşah Alkoçlar’ın hastalığı için ABD’ye gittiklerinde tamamen tesadüf sonucu öğrendiklerini belirten Koçyiğit “Ülkeme dönünce neden Türkiye’de ameliyat olmadığına dair eleştiriler aldım ama ben ABD’ye kendi ameliyatım için gitmedim. ABD’ye kızımın ameliyatı için gittik. Hastalığı da tesadüfen keşfettik. Ben ABD seyahatinden kısa bir süre önce kızakla karda kayarken kar kütlesine çarpmıştım ve sırtımda ağrı yapıyordu. Ağrılarım ABD’de devam edince ailem tedbir amaçlı bir röntgen çektirmemi istedi. Ama basit bir röntgenin ardından benden önce tomografi sonra da biyopsi istediler ve sonucunda da bana akciğer kanseri teşhisi koydular” dedi.

Teşhis konulduğunda, ‘Bu kötülüğü kendime ben yaptım’ dedim

Teşhis öncesi hiçbir şikayeti olmadığının altını çizen Koçyiğit “Dolayısıyla erken dönemde keşfetmemiz tamamen tesadüf neticesinde oldu. Karda yaptığım kaza beni erken teşhise kadar götürdü. Keyif aldığımı sandığım sigara dumanı, meğer beni hasta etmiş. Kadın olduğum için, çocuk dünyaya getirdiğim için göğüs taramasına muntazaman giderdim. Bir hastalığım varsa doktor zaten söyler derdim. Sigarayı da o nedenle bırakmadım. Doktor kansersin dediği anda, bu kötülüğü kendime ben yaptım dedim. Doktorlar bana ameliyat olursam erken dönemde olduğu için yenebileceğimi söyledi. Ameliyatla alınabilir hatta kemoterapiye gerek kalmaz dediler. Her geçen gün sizin aleyhinize dedikleri için de ameliyatımı orada olmak zorunda kaldım. Eşim Selim’e demek ki buraya kadar dedim. Duanın gücüne de çok inanıyorum. Sadece dua istedim. Türk halkına çok minnettarım. Sağ olsunlar. Çok şükür ki neticede; akciğerimin bir lobunu aldılar. İlk zamanlar nefes almakta çok zorlandım. Zamanla tekrar açıldı. Bugün çok sağlıklıyım. Türk doktorlarımızın gözetimi altında iyiyim” dedi. Moderatör Prof. Dr. Celalettin Kocatürk de dört evreden oluşan hastalığa ilişkin erken tanıda hayata dönüş olduğunu ancak geç tanıda bunun mümkün olmadığını, bu nedenle hastalığa neden olan sigara gibi kötü alışkanlıkları bırakmak gerektiğini vurguladı.