Altın Palmiye ödüllü ‘Kış Uykusu’ ve hem Türkiye’deki hem de dünyadaki film festivallerinden övgü dolu yorumlarla ayrılan ‘Sarmaşık’, ‘Kelebeğin Rüyası’ ve ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ gibi sayısız önemli filmin görüntü yönetmenliğini yapan Gökhan Tiryaki, ilk kişisel fotoğraf sergisi ‘Cinerama’ ile sanatseverlerle buluştu.

10 Ekim Salı akşamı Uniq İstanbul’da açılışı gerçekleştirilen sergiye sanat camiası büyük ilgi gösterdi; Farah Zeynep Abdullah, Bennu Yıldırımlar, Ahmet Kural ve Murat Cemcir açılış davetine katılan isimler arasındaydı.

Amerikan Film Akademisi (AMPAS), Avrupa Film Akademisi (EFA) ve Asya Pasifik Film Akademisi (APSA) üyesi olan görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki, sinemacı kimliğiyle fotoğraf kimliğinin örtüştüğü ve sinerama tekniğiyle çektiği fotoğraflarından oluşan sergi ile yeniden fotoğrafa dönüş yapıyor. Tiryaki’nin, 10 Ekim’de UNIQ İstanbul’daki UNIQ Hall’de açılışı gerçekleşen ilk kişisel fotoğraf sergisi ‘Cinerama’, ünlü görüntü yönetmeninin 2005-2015 yılları arasında yurt içi ve yurt dışında görev aldığı filmlerin mekân gezilerinde çektiği fotoğraflarından seçtiği 30 kareden oluşuyor.



Sinema filmi tadındaki karelerine gezdiği coğrafyalardan panoramik görüntülerle birlikte insan manzaralarını yansıtan Tiryaki, ‘Cinerama’yı şu sözlerle özetliyor:

“Cinerama, fotoğraf serüvenimin, sinema serüvenimle kesiştiği yıllarda çektiğim yüzlerce karenin içinden kavramsal olarak hem sinemacı hem de fotoğrafçı bakış açımı içinde barındıran fotoğraflardan oluşuyor. Serginin panoramik fotoğraflardan oluşmasının en önemli nedeni insanları alışık olmadıkları bir kadraj anlayışının içine alabilmek ve onları çevreleyen mekânları olabildiğinde geniş vererek bizatihi konunun kendisi haline getirmek. Çok sevdiğim bir söz vardır: ‘Mekânlar insanlarla güzeldir.’ Ben bu güzelliğin peşindeyim. Sanatın içinden insanı çıkarırsanız geriye hiçbir şey kalmaz. Benim fotoğraflarım da öyle.”

“HAYATIMIN AYRILMAZ İKİ PARÇASI ‘CINERAMA’DA BİR ARADA!”

Gökhan Tiryaki, ‘Cinerama’ adlı sergisinde hayatının ayrılmaz iki parçasını, fotoğraf ile sinemayı bir araya getiriyor. Tiryaki’nin bu heyecanlı serüvene uzanan yolculuğu, çocukluğunda babasının orta format makinesi ile Instamatik 35 mm makinesini keşfetmesiyle başladı. “Fotoğraf çekecek bilince ulaşmadan önce bu makineleri alır incelerdim. İçlerindeki mekanizmaya hayranlıkla bakardım. Yıllar sonra bu makinelere film takıp fotoğraf çekmeye başladım. Dünyayla aramdaki ilişki estetik bir boyut kazandıkça, fotoğrafla aramda da bir yakınlaşma başladı. İşte, tam da o günlerde ilk aşklarımdan biri fotoğraf oldu.” sözleriyle fotoğrafa olan tutkusunu belirten Tiryaki için sanatın bu dalı, hayata bakış açısını, onu yorumlayışını gözler önüne seriyor.