İlk gençlik yılları için kendisine “kötü bir insan” bile denilebileceğini, tasavvufla tanıştıktan sonra ise değiştiğini söyleyen Mazhar Alanson, kolej anılarını, gençlikle olgunluk çağı arasındaki farkları, ailesi ve kendisiyle ilgili bilinmeyen detayları Tuhaf Dergi’ye anlatıyor.
Mazhar Alanson, Tuhaf Dergi’nin Kasım sayısı için gerçekleştirilen sohbete, gençlik ve olgunluk çağında yaşadıkları, hissettikleri arasındaki farkları anlatarak başlıyor. İlk gençlik yılları için, “Çok zor bir adamdım. Hatta kötü bir insan olduğumu bile söyleyebilirim.” diyen Alanson, “Fakat o süreçte çok ürettim. İlerleyen yıllarda, tasavvufla tanışınca hepsi bitti. Çünkü ahlakın ne kadar önemli olduğunu anladım. Gönül kırmanın kötülüğünü fark ettim.” diyerek devam ediyor.
Otuzlu yaşlarında, çocuk sahibi olduktan sonra çok değiştiğini söyleyen Alanson, aynı dönem sufizmle de oldukça ilgili olduğunu ve ardından hayatının tamamen değiştiğini açıklıyor. Alanson, eğlenceli kolej anılarını, ailesi ve kendisiyle ilgili bilinmeyen detayları anlattığı sohbette, geçmişte kaybettiği babasını ve dostlarını anmayı da ihmal etmiyor.
Tuhaf Dergi’nin Genel Yayın Yönetmeni Nurhak Kaya’nın gerçekleştirdiği sohbette, “Hiç kendine dair umutsuz olduğun ve kendine duyduğun inancı yitirdiğin bir dönem oldu mu Mazhar Abi?” sorusuna karşılık usta sanatçı, “Şarkımda da söylediğim gibi” diyor ve ekliyor:
“Benim hala umudum var
İsyan etsem de istediğim kadar
İnat etsem bile bırakmazlar sahibim var”
Mazhar Alanson ile gerçekleştirilen özel sohbetin tamamı; Tuhaf Dergi Kasım sayısında…