>

KÖŞE YAZILARI | SERPİL ŞAHİN

Eflatun…

"Doğduğumuz anda verilmiş bize renklerimiz. Kız çocuğuysan pembe, erkek çocuğuysan mavi." Serpil Şahin`in yeni yazısı...
 
   
 
 
     

EFLATUN…

Doğduğumuz anda verilmiş bize renklerimiz. Kız çocuğuysan pembe, erkek çocuğuysan mavi. Konuşma hakkın yok, bildiğin kelime “agu” dan başka bir şey olmayınca sana verilen bu renkleri algılayamasan bile kullanmak zorundasın. Peki ya, konuşma hakkımız olsaydı, yine bu renkleri mi seçerdik? Neden doğar doğmaz belirleniyor cinsiyetimizin renkleri?

Son zamanlarda bu konuyla fazla haşır neşir olmuş durumdayım. Anlamlandırdıkça bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istedim, belki azalır kadınlığımın ağırlığı…

Sevgili kadim dostum Zahide ile “kadınlar” hakkında konuşurken enteresan bir yazışma geçti aramızda. Bu zamana kadar üzerinde durmadığım, direkt kabullendiğim bir soruyu bana sormayı başarabilmişti. “Pembe ile başlayan yaşam, neden kadına yakıştırılmış sence? Pembe hayaller kursun diye mi?” İçimdeki bebek kadına “Evet Serpilcik, ver bakalım cevabını dedim.” Ama ses gelmedi epey. Her soruya cevabı olan içimdeki velet kalakaldı ve diyebildiği tek şey “Pembe hayaller kurdursun diye mi?” oldu.

O sorudan sonra çok düşündüm hatta araştırmalar bile yaptım. Aslında bu renklerin bizlere verilişinin kendi yaratılış şeklimiz ile gerçekten doğru orantılı olduğunu gördüm. Bugünkü kadına aynadan baktığımda o zaman neden pembe tulumlara büründürüldüğümü anladım. Çünkü ben kadındım, bebek görünümlü kocaman bir kadın. Şu anki kadın ile belki de tek farkı; o zamanlar tertemiz bir melek barındırıyordum ruhumda.

Gelelim pembe ve mavinin kurgusuna…

Pembe, deyince pek çoğumuzun aklına şeker gibi renk gelir. Hatta kırmızı ile beyazın birleşiminden doğan sıcak renk demek de mantıklıca olabilir. Fakat pek çok bilirkişi ona en romantik ve narin renk demiş. Kadınları düşününce bu yüce düşünürlere hak vermemek olmuyor. Erkeklerin hep romantik olmasını istemez miyiz? Mum olayını bilmiyorsa erkek bitmiştir konu, tam bir ayıdır gözümüzde. En ufak ses yükselmesinde inciniriz biz kadınlar, hemen boyun büker ve şefkat bekleriz bize gür sesi ile bağıran adamdan.

Dengesiziz biz kadınlar. Pembenin psikoloji dilindeki anlamını biliyor musunuz peki. Hastalıklı olduğunuza işaret eden renktir deniliyor. Güzel şeylerden konuşulurken birden bir konu atılıyor ortalığa ve başlıyorsunuz sevgilinizle bu konu hakkında tartışmaya. Tartışma biraz kızıştı, herif nasıl başladıysa tartışmaya öylece devam edebiliyor ama kadın hemen bir savunma mekanizmasına dönüşüyor. O mükemmel görünümlü varlığın içinden minik bir yaratık fırlayıp sağa sola ne kadar kini varsa kusabiliyor. Histerik vak’alarız. ?

Bir başka yerde de “Siz (erkekler) yumruklarınızı sıkarak geçersiniz karşısına, o (kadınlar), yumruklarınızı çözerek sarmaş dolaş oluverir sizinle” denilmiş. Ve bence bu zamana kadar kadını anlatan en iyi kelime dizesi. Kadın ateştir, kadın masumiyettir, kadın çıplaklığın en iyi giyinilmiş halidir. Ne zaman hangi elbisesi ile sizin karşınıza çıkacağını iyi bilir. Tıpkı pembe gibi, çeşit çeşittir. Fosforlusu, şekeri, açığı, koyusu, uçuğu ile hep karışır birbirine.

Neden kadınlar kapris yapar diye artık aklınızı çok kurcalamanıza gerek yok sevgili beyler, küçükken bolca pembe rengine maruz kaldık. Af ola.

Mavi bana hep sonsuzluğu hissettirmiştir. Bolca kullandığım ve kendime yakıştırdığım renklerden biridir.
Anlamlarına baktığımızda da pek çoğumuzun mavi hakkındaki ortak düşünceleri ortaya çıkabilir. Mavi; yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu, bilgeliği, güveni ve sadakati simgeler. Tıpkı erkekler gibi değil mi hanımlar? Her zaman için hep yalnız kalan ve daha çok sevgiye ihtiyacı olan hep bu zavallıcıklardır. Bizim gibi sevgili aramazlar, zaten onlar için her kadın sevgilidir; ama ne hikmetse yine onlar yalnızdır. Ve her tartışmadan, kavgadan -o esnada öyle bile görünmese de sonradan konuşulduğunda- en çok etkilenen yine onlardır. Fakat ne olursa olsun kadınlardan daha bilge, daha güvenilir ve sadık olduklarını kabullenmek lazım. Bilgeliğe gelince. Bakınız bizi yönetenlere; yüzde 99 gibi ezici bir oranla hep erkekler. Neden daha güvenilir dediğimi biliyor musunuz? Bizler gibi pek fazla saklayacakları şeyler yoktur. Her şey ortadadır. En son erkeklerin bu yönünü “Vicky Cristina Barcelona” yı izleyince bir kez daha anladım. Erkekler istediklerini, kendine olan güvenleri sayesinde lönk diye söylerken; kadınlar da içlerindeki dişiden ötürü hönk diye kalakalıyorlar. Ve erkek en başta ne istediğini biliyor, sonrasında da. Kadınlar ilk başta kararsız ve tepkili, sonra adama aşık. Buyurun işte, kadın ve erkeğin anatomisi. İtirazı olan! ( Bu paragraftaki son cümleleri daha iyi anlamanız için Vicky Cristina Barcelona’yı izlemenizi tavsiye ederim.)

Yazı başlığımıza hiç dikkat ettiniz mi, hiç denediniz mi pembe ve maviyi birbiriyle harmanlamayı?

İlk boyalarla tanıştığım günden beri en büyük keyiflerim arasındaydı, bütün renkleri birbirine ya da yakıştırdığım renkleri birbirine harmanlamak. Ve bir gün pembe ile maviyi karıştırdığımda o güzel rengin ortaya çıktığını hala bugün gibi anımsıyorum. “Titiz ve bencil olabilenlerin, kendi alanlarının hakimi olmayı istedikleri için her şeyin bütün ayrıntılarıyla, istedikleri gibi yapılmasını isteyenlerin” renginin ortaya çıktığını gördüm. Tıpkı kadın ve erkeğin birbirlerine hakim olmaya çalışması gibi, biraz bencil olmaları gibi.

Tıpkı ‘eflatun’ gibi.

Serpil Şahin
serpil5sahin@gmail.com
www.serpilsahin.net



SERPİL ŞAHİN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>