Usta kalemler tarafından yazılmış tadına doyulmayan şiirler nasıl da zevk verir insana değil mi? Her mısrasında farklı anlam bulur insan; defalarca okuyup farklı anlamlar yükler dizelerine...
Nedense ben pek sevmiyorum şiir okumayı. Yani çoğu şiir nitelikli mısraları diyelim... Bunun sebebi de sanırım önüne gelenin şiir yazıp, şairim diye paylaşması orda burada. Bana çok basit ve sığ geliyor yazılanlar. Her yazanın kendi iç dünyası, hissettikleri belki yazdığı ama çoğu başıboş şiirler sanki. Kimseyi eleştirmiyorum. Sözüm de meclisten dışarı! Bu cümlelerimi de kesinlikle her şiir yazan için genellemiyorum. Çünkü çok güzel, anlam dolu şiirler yazan da oluyor-nadir de olsa-
Büyük şairler neden artık yok? Ne güzel oku oku doyamıyorsun onların yazdıkları şiirlere. Tıpkı, ağzına bir çikolata atıp, bir tane daha atmak ister gibi bir duygu bırakıyor ruhunda. Bazen şarkı dinlerken de hissedersin ya aynı duyguyu işte öyle... CD çalar şarkıyı, bitince tekrardan dinlersin diğer şarkılara geçmek yerine. İşte şiir de öyle hapsetmeli kendine, ara ara açıp okuyasın gelmeli, çünkü ancak o zaman şiir tadı alıyor insan diye düşünüyorum ben…
Bir de şiir köşeleri var! Aman Allah’ım! Bir iki bakayım dedim insanlar neler yazıyorlar diye. Duygusal nitelikli çoğu şiir beni duygulandıracağına, gülmeme neden oldu. Ama eğlencem de kısa sürdü çünkü en fazla 3-4 mısra dayanabildim.
Şimdi bunları yazdıktan sonra benim de bir şiir yazasım geldi bak görüyor musun? Hmm konusu ne olsun? Peki uyağını nasıl ayarlayayım?
En iyisi UYAĞIMI yorganıma göre uzatayım ben:
Şiir yazmak demek şair oldum demek değildir,
Şair demek şiir yazan değildir.
Her şiir yazan şiir yazarım dememeli
Yazdığını göz ardı etmemeli.
Dalga geçilesi şiirleri
Tutup da adam gibi gerine gerine söylememeli.
Saçma şiirler okudum dört kelimeyi geçmez,
Kelimeleri art arda dizsen hiçbir halt etmez,
Okuyunca gülsem mi ki; yok gülmeye bile değmez
Yazmasın herkes şiir be uleynnnnn :)))
Devamı gelecek…
SEMNAL GÖKMEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER