Şöyle bir resim karesi var, eminim siz de sık sık sosyal medyada karşılaşıyorsunuzdur. “Denize /havuza nazır çekilmiş ayak fotoğrafı”. Bu resmin psikolojisine insem mi inmesem mi diye çok sorguladım kendimi :P Fotoğrafta vurgulanmak istenen şey ayaklar mığğğ yoksa deniz/havuz muğğğ çözemedim? Tamam anlıyorum güzel, mutlu ve hoş saatlerin geçirildiği bir yerde arkadaşımız. Evet, hepimiz isteriz evde kös kös oturmak ya da daha da kötüsü iş yerinde saçma sapan işler için oraya buraya koşturmak yerine orada olmak. Güneş yağımızı sürelim, ohh mis gibi de koktu, suyun sesi kitabımızın sayfalarını çevirirken bize eşlik etsin, arada kitabımızı elimizden bırakıp, kulaklığımızı takalım ve bımm çık bımm çık müziğimizi dinleyelim, güneş gözlerimizi kamaştırsın ya da şnorkel tarzı güneş gözlüklerimizi takalım ki kamaştırmasın, ayaklarımızda o kum tanelerini hissedelim, sonra da temizlemek için şöyle kuru saçla denize bir girip çıkalım. Aaaa bir de o var! Bak, az kalsın onu unutuyordum. Fönlü saçlarla, makyajla ve bilumum takı takıştırarak kumsala gitmek! Denize girince, saçlar ıslanmasın diye akrobatik hareketler yapıp, 10 saniye içinde gerisin geri çıkıp tekrar uzanmak. Hepsinin bir olduğunu düşününce, şu an fenalık geldi ciddiyim.
Halbuki deniz, kum, güneş, elinde kitabın…Gerisi teferruat yani. Gerek yok abartmaya. Bak şimdi ayak fotoğrafından nerelere geldik yine. Yani o fotoğrafı çekiyorsun, manzara güzel, hava güzel, senin havan da güzel belli de, o ayak ne orada? Onsuz fotoğraf olmuyor mu? Yoksa deniz kenarında çekilmiş, yaza daha da canlılık getiren fotoğraflara saygımız, sevgimiz sonsuz.
Hadi bol bol dinlenin, güneşlenin o havuzun/denizin kenarında, bol bol da resim çekin ama paylaşırken biraz daha seçici olun derim ben şahsen…
Vernazza’dan sevgilerimle ehihi …
SEMNAL GÖKMEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER