Yaklaşık dört senedir yaşayan bir bloğa sahibim.
Dört senedir her gün güncellenen hatta bazen günde üç yazı çıkardığım, evim gibi bildiğim, içine her tür düşüncemi, bakış açımı, sevgimi depoladığım dostlarla paylaştığım.
Her gün yüzlerce konuğun ziyaret ettiği fikirlerini paylaştığı bir nevi yuva.
Evet yanlış değil bir nevi yuva... Verdiğiniz onca emek içine bir kuşun yuva yaparcasına bıraktığı küçük yaprak, dal parçaları ile birleştiğinde oluşturduğu yuvası gibi bizlerde resimler müzikler ve yazılarımızla oluştururduk yuvamızı... Ziyaretçiler birer konuktu. Blogun şifresi ise anahtar.
Anahtarı bizdeydi. Herkese açıktı ama anahtarı bizdeydi. Kimse üzerinde bir değişiklik yapamaz açamaz kapayamazdı. Bizimdi. Yazıların içeriği sevgiye dair.
İnsana, hayata hatta doğada var olan her şeye... Hayvana, kediye, köpeğe sevgiydi. Kısacası adına suç dedikleri hiçbir şeyi içermiyordu.
Hal böyleyken bir gün birileri bize hiç sormadan bir açıklama yapmadan aniden kendi evimizin kapısını bize kapadı.
‘BU SİTEYE ERİŞİM MAHKEME KARARI İLE ENGELLENMİŞTİR’
Üzüntülüyüm. Bloglar benim gibi yazmayı çok seven, ama yazdıklarını geniş kitlelerle buluşturma şansını yakalayamayanlar için çok güzel bir şanstı. Benim bine yakın aktif izleyici kitlem vardı. Aramızda bir gönül bağı vardı. Ben her gün bloğumun kapısını yuvam gibi anahtarımla (şifrem)açarken gün gelip de bana hiçbir açıklama göstermeden kapısına kilit asan birileri olacağını hiç düşünmedim.
*
Okullarda sıra dayağı vardır... Bu olay bana hep çok ters gelirdi. Birisi bir hata yaptığında öğretmen herkesi cezalandırır, aynı olayı bize yaşattılar. Oysa blogların içinde varsa ayıklanması gerekenler usule aykırı dedikleri … sebep gösterip ayıklayabilirlerdi
Böylesi herkesi cezalandırmak… Bunca emeği silip atmak
Adına ne denir bilmiyorum ama BEN ÇOK ÜZGÜNÜM.