>

KÖŞE YAZILARI | Dr. M. Fatih Akyüz

Kanserle Yaşayanlar

Aslında bir merhaba yazısı bu. Kanserle ilgili bir dizi yazı ile birlikte olacağız.
 
   
 
 
     

Aslında bir merhaba yazısı bu. Kanserle ilgili bir dizi yazı ile birlikte olacağız. Bir hekim olarak masanın karşı tarafında hastalarla iletişim kurmak ister istemez belirli kalıp ve prensiplerin içersinde olmayı gerektiriyor. Daha çok hastalık ve tedaviler üzerine geçen bu konuşmalardan farklı olarak bu sayfalarda kanserle yaşayanların penceresinden bakmaya çalışacağım. Daha çok insani kaygıların yönlendirdiği yazıların yanında kanser ile ilgili tıbbi her şeyi de paylaşacağız.

Kanser ile ilgili çoğu haber eğer sansasyonel ise ilgi çekiyor. Bu haberlerde genelde ya bir mucize öğesi var yahut felaket. Mucizevi bitkiler, tedaviler, gelişmeler ile kanserin yaygınlaşması ve kanserden kayıplar sırayla haber sayfalarında görünüyorlar.

Halbuki kanser hastalığı mucize ve felaket kelimelerinden çok ayrı bir yerdedir. Kanser apaçık bir gerçek. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yakın gelecekte bir numaralı problem olacağı bir gerçek. Sağlıksız ve doğal olmayan yaşam koşullarımızın bizi kansere yaklaştırdığı bir gerçek. Bunun yanında zamanında yakalanan hemen her kanser türünün tamamen tedavisinin mümkün olduğu da ayrı bir gerçek.

Şöyle iki hasta düşünelim; İkisi de meme kanseri, üstelik aynı tip tümör olsun. Biri memeye sınırlı iken diğeri meme dışına yayılmış. Bu iki hasta da kanser olmasına rağmen, birincisi çok büyük şansızlık yaşamazsa hastalığı atlatacak, diğer ise bu şansa ulaşması çok zor olacaktır.

İşte bilmemiz gereken asıl basit gerçek bu. Ne mucize bitkiler nede felaket haberleri. Önemli olan düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmemiz gerektiği gerçeği. Kanser hastalığının büyük kısmında hangi aşamada yakalandığı çok önemlidir. Erken dönemde yakalanan kanserlerin hemen hepsinde tam tedavi başarı oranları çok yüksek.

Üstelik erken yakalanan kanserlerde tedaviler kısa süreli ve daha kolay olmasına rağmen aynı kanser yayılma yaptığında uzun ve sıkıntılı tedavilere rağmen başarı oranları düşüktür.

NEDEN KANSER YAŞANTIMIZIN BU KADAR ÇOK İÇİNE GİRDİ?

Hayatımızı kolaylaştırmak veya daha eğlenceli kılmak için doğal olanı isteklerimize göre deforme ediyoruz. Sebzelerin daha parlak ve iri görünmesini istiyoruz, kullandığımız ev aletlerinin ucuz ve dayanıklı olması için plastikten yapılmasını tercih ediyoruz, eve geldiğimizde 5 dakika sonra yemeğe oturabilmek için dondurulmuş gıdaları bulunduruyoruz… İşte tamda bu nedenlerden aslında kanser hastalığı hızla artıyor. Doğal olandan uzaklaşmak.

Doğada besinlerin hepsi parlak ve iri değildir. Yermek yemekte belirli bir uğraşı gerektirir. Aslında birazda zamanı yönetmekle ilgili. İş ve eğlenceye zaman ayırabilmek için vücudumuzun ihtiyaçlarını öteliyoruz. Dar vakitlere sıkıştırıyoruz. Kaldıramayacağımız yükleri omuzluyoruz. Sürekli stres baskısı ile hayatımızı idame ettiriyoruz. Dinlenmek,doğal yöntemlerle beslenmek ve spor yapmak için zamanımız yok.

Tüm bu etkenler bağışıklık sistemimizi zafiyete uğratıyor. Vücudumuzda normal yapısını kaybeden hücreleri tespit eden ve ortadan kaldıran bağışıklık sistemi elemanlarımıza yardımcı olmamız gerekiyor.

Bunun için kendimize zaman ayırmamız gerekiyor. En önemlisi bu. Karışık diyet programları ve kullanılan onlarca destek ürünü değil. Yaşam tarımızı baştan sona değiştirmemiz gerekiyor.

BASİT BİR YOLU YOK. BU KESİN.

İşe ve eğlenceye ayırdığımız zamanın bir bölümünü kendimizle ilgili alanlara taşımadan yapılacak her girişim anlamsız olacaktır. Doğal beslenmek için vakit ayırmak gerekiyor. Doğal pişirme yöntemleri, doğal besinler,hızlı değil rahat bir beslenme zamanı gerekiyor.

Spor yapmak için nefes alacak alanlar bulmalıyız. Spor ayda bir yapılan halı saha maçı değildir. Veya evdeki koşu bandı… Spor haftanın birkaç günü yapılan bir yaşam tarzı olabilmeli.

Aslında neden kanser hastalığının arttığını anlayabilmek için doğal ortamında yaşayan bir hayvan ile kendi yaşantımızı kıyaslamamız yeterli. Tüm bu ayrılıklar bizi kanser hastalığına yaklaştırıyor. Yaşam tarzımızı doğal ortamında yaşayan bir canlıya ne kadar yaklaştırabilirsek kanser hastalığından da o kadar uzaklaşacağız.

Bir hekim olarak mucize bir önerim yok. Kanser hastalığında mucizenin yeri sanıldığından çok daha azdır. Eğer bu yazı dizisinde kanserle ilgili gerçeklere yaklaşabilirsek en önemli amacımızı yakalayabilmiş olacağız.

Dr. M.Fatih Akyüz
Onko İstanbul Onkoloji Merkezi
TEL: 0212 212 88 94


Dr. M. Fatih Akyüz
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>