MADONNA ASİL DOĞMUŞ, JUSTİN BİEBER FUHUŞ BASKININDAN YAKALANMIŞ GİBİ, HİLAL CEBECİ NE SAÇMALIYOR?... TÜRKAN ŞORAY HER DAİM SULTAN...
Bugüne kadar birçok şöhret ismin kariyer planlamasında ve şöhret yönetiminde aktif olarak rol almış bir psikoterapist olarak kimi zaman karşımdakini ince detaylardan her ne kadar haberdar etmeye çalışsamda, nafile... Kişi birtakım farkındalıklardan bihaberse yapacak fazla birşey yok. Herşeyden önce, bir şöhret isme danışmanlık yaparken, gözlemlerimden edindiğim tecrübe şu oldu; kişi aklını kullanmayı bilmiyorsa, akıllı ve duygulu davranmıyorsa, 'duygusalıkla' duygu'lu davranmayı birbirine karıştırıyorsa, işte o zaman hem profesyonelce ilerleyemiyor hemde ne kadar farklı işlere imza atsa da işleri bittiğinde, onlarda bitiyor... Bu bazen bir rol olabiliyor bazense bir şarkı. Onlarında ömrü, rollerinin popülerliği ya da şarkılarının güncelliği kadar taze ve gündemde kalıyor.
Dünyadaki birçok yıldızlaşmış, kalıcı şöhretlere baktığımda, ekiplerinde doğru insanları seçmeyi bilenlerin zirvede kaldıklarını söylemek hiçte yanlış olmaz. Örneğin, Madonna... Eğer bir yıldız olarak hep zirvede kalmayı ve çağımızın eskimeyen değerlerinin başında gelmeyi başarabiliyorsa, bunu ekibindeki doğru isimlere borçlu. Peki o doğru isimleri kim seçiyor? Madonna'nın kendisi elbette. Madonna, Türkiye'ye konser için geldiğinde, uçaktan indiği andan itibaren 'şükrünü bilen parlak bir yıldız' gibi davrandı... Şükrünü bilmeyen sönük bir yıldız gibi değil!
Öte yandan, dünyaca ünlü genç yıldız Justin Bieber ise uçaktan indiği an gazetecilere görüntü vermemek için başına geçirdiği kapişonuyla adeta fuhuş baskınından yakalanan çapkın erkekleri andırıyordu. İşte bu davranışıyla tüm sempatikliği bir anda antipatikliğe dönüştürdü.
Bizim ülkemizdeki bazı oyunculara ya da şöhret olmuş şarkıcılara baktığımda ise hiç tereddütsüzce, show dünyasının yaklaşık yüzde seksenbeşinde ruhsal bozukluk olduğunu söyleyebilirim...Elbette bu isimlerin kimler olduğunu söyleyecek değilim. Ancak, geçtiğimiz günlerde birçok gazetenin magazin sayfalarında yer alan mantık dışı bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Twitter üzerinden, birçok kişiyle yarı çıplak poz verdiği fotoğraflarını paylaşan Hilal Cebeci, ümreye gideceğini açıklayıp ardından da twitter'daki pozlarını, Nükhet Duru ve Türkan Şoray'ı örnek vererek, geçmiş yıllarda bu isimlerin kendisinden daha fazla soyunduklarını ve açık saçık pozlar verdiklerini dile getirdi. Sanırım bunları söylerken önemli bir detayı gözden kaçırmıştı Cebeci, eğer o isimler soyunmuşlarsa da ya bir röportaj ya da bir dergi kapağı için bunu yapmışlardır. İşlerinin bir gereği olarak belki de. Yani Cebeci gibi sadece ortada yapmadıkları bir işin reklamını yapmak için değil. Sap ile samanı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Türkan Şoray'da, Nükhet Duru'da çeyrek asırdan fazladır başarılı ve kalıcı işlere imza atarak gündemde kalmayı başarmış isimler. Peki ya Hilal Cebeci? Ben Hilal Cebeci'yi üç şekilde hatırlıyorum: 1. Doğuş ile yaşadığı aşk ile gündemde olduğu zamandan, 2.Kylie Minogue'a ait video-klip görüntülerinden, 3. Son birkaç yıldır da twitter'daki çıplak pozlarında yer alan panpişlerinden...Ya siz? Nereden hatırlıyorsunuz?
Ama Nükhet Duru denince akla o kadar çok şarkı geliyor ki; Melankoli, Mahmure, Sevda, Gitti de Gitti, Al Gönlümü Diyar Diyar Sürükle, Beni Benimle Bırak bunlardan sadece birkaç tanesi... Türkan Şoray ise belki de günümüzde üniversitelerin sinema televizyon bölümlerinde derslerde yer verilen en önemli isimlerin başında geliyor. Yine Türkan Şoray denince de akla öyle çok film geliyor ki; Selvi Boylum Al Yazmalım, Baraj, Mazi Kalbimde Yara, Yedi Kocalı Hürmüz, Bütün Suçumuz Sevmek gibi...
Takdiri sizlere bırakıyorum. Artık birileri 'onun seviyesine inmeyeceğim' demesin. Susmasın, sesini çıkarsın. Sesini çıkarsın ki, birileri iş yaparak kendini var etmek yerine, değerli bazı isimlerin sırtından gündeme gelmeye çalışmasınlar...
Bu arada sadece işleriyle gündemde olmak isteyip ama magazin basınından tamamen uzak duran oyuncu ve şarkıcıların da PR değerleri her zaman düşük olacaktır. Magazin basınından tamamen uzak durarak bunun adını da doğallık koyan bazı şöhret yolunda ilerleyenler şükrünü bilmeyen sönük yıldızlar olarak kalacaklardır. Yani onların varlıklarının toplum üzerindeki yansıması, olsa da olurlar, olmasa da olurlar şeklinde olacaktır. Umarım siz yaşamınızda hep şükrünüzü bilir ve yaşamda farkındalık yaratabilecek parlaklıkta olursunuz...
Birkez daha yazdıklarımı okuduğunuz için gözlerinize sağlık. Hoşça kalın. Mutlu kalın. Bu arada unutmayın her hoşça kal bir merhabadır aslında...
Sevgiler
Çağatay Öztürk
Psikoterapist
oztuc@aol.com
ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER