>

KÖŞE YAZILARI | ÇAĞATAY ÖZTÜRK

Kalbim İzmir’de Kaldı…

Alsancak’tan, Kordon’a, Pasaport’tan, Bornova’ya İzmir’in birçok güzel ve huzur veren yerini dolaşmak bana kendimi çok iyi hissettirdi. (Çağatay Öztürk)
 
   
 
 
     

Geçtiğimiz günlerde hafta sonu için İzmir’deydim. Bu İzmir’e ilk gidişim değil. Daha önce birkaç kez İzmir’e gitmiş ancak çok fazla gezip, dolaşma fırsatı bulamamıştım. Oysaki bu kez, birçok yeri gezip dolaşma şansım oldu. Özellikle İzmir’li olan bir arkadaşımın rehberliği eşliğinde İzmir’i gezip dolaşmak büyük bir mutluluktu.

Alsancak’tan, Kordon’a, Pasaport’tan, Bornova’ya İzmir’in birçok güzel ve huzur veren yerini dolaşmak bana kendimi çok iyi hissettirdi. İzmir, çok özel bir şehir. Ayrıca insanları son derece modern ve sevecen. Sokaklarda kendimi adeta Milano ile Barcelona karışımı bir yerde gibi hissettim. Hatta çok daha özel ve faklı bir his. Bir an için iyi ki İzmir Türkiye sınırları içinde düşünmeden yapamadım. Adeta gurur duydum böylesine güzel bir şehir bizim ülkemiz sınırları içerisinde diye. İzmir sokaklarını oldukça da temiz buldum. Şehrin bu kadar temiz olmasında halkın bilinçli olmasının da payı büyük diye düşünüyorum. İzmir sokaklarında insanların ellerindeki çöpleri yere atmak yerine olması gerekeni yaparak, çöp kutularına attıklarını büyük bir mutlulukla gözlemledim.

İzmir halkıyla ilgili gözlemlediğim bir başka önemli nokta ise sokaktaki insanların şıklıkları ve yüz ifadelerindeki sakinlik ve dinginlikti. İnsanların yüzlerinden huzurlu olduklarını anlamak hiçte zor değil. Haliyle, şehrin enerjisindeki huzuru da bu sayede hissetmek oldukça doğal. İzmir’den o kadar etkilendim ki, neden bu şehri daha önce gezip görme şansını sağlayamadım diye kendime kızdım bile. Ancak ilerleyen yıllarda küçükte olsa İzmir’de bir evimin olmasını çok istiyorum. Hafta sonları gitmek, dinlenmek belki de kitaplarımı İzmir’de yazmak için…

Birde böyle bir his uyandı içimde. ‘İlham’ hissi. Yazmak istedim. Bir şeyler üretmek. Sanırım, İzmir’li birçok sanatçının neden o kadar üretken olduklarını bir kez daha anladım. Böylesine güzel ve özel bir şehirde doğmuş olmak insana kendini keşfederek üretkenliğin doruklarına çıkarma şansını da veriyor hiç şüphesiz. İnsan ürettikçe daha güçlü oluyor. Daha mutlu oluyor. Başkalarına da kendini daha güçlü ve mutlu hissettiriyor.

Genelde küçük şehirlerde yaşama fikri pek cazip gelmez bana. Yaşamımda hep İstanbul, Londra gibi büyük şehirlerde yaşadığım için. Kim bilir? Belki de bir alışkanlık. Ancak İzmir neredeyse yaşayabilirim dediğim ender şehirlerden birisi. Değerli ozan Sezen Aksu, Kalbim Ege’de Kaldı isimli şarkısında şöyle diyor:

Cigaramı sardım karşı sahile
Yaktım ucuna acıları
Ağları attım anılar doldu
Ağlar hasretimin kıyıları
Yareme tuz diye yakamoz bastım
Tek şahidim aydı
Aman aman
Bir elimde defne
Bir elimde sevdan
Kalbim ege’de kaldı…

Sezen Aksu’nun bu güzel dizeleriyle yazımı sonlandırırken bende, Kalbim İzmir’de Kaldı demeden edemiyorum.

Bir kez daha sizlerle paylaştıklarımı okuduğunuz için gözlerinize sağlık.

Hoşça Kalın. Mutlu Kalın. Bu arada unutmayın her hoşça kal bir merhabadır aslında.

Çağatay Öztürk
Psikoterapist


ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>