Kadın olmak suç, güzel kadın olmak daha da büyük bir suç!
Sevgili dostlar,
Geçtiğimiz gece uzun süredir izlemediğim TV kanallarına şöyle bir göz atayım dedim. Birde ne göreyim; NTV’de yayınlanan ‘Haydi Gel Bizimle Ol’ adlı programda Aysun Kayacı neredeyse ağlamaklı bir ses tonuyla günlerdir gazetelere konu olan ‘Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir mi’ söylemi ilgili kendini savunmaya çalışıyor.
Programı sonuna kadar izledim. Programa konuk olan deneyimli gazeteci ve TV’ci Mehmet Ali Birand, Müjde Ar ve Pınar Kür, Aysun Kayacıya moral vermeye çalışıyorlar.
Doğrusu üzüldüm. Hem de çok! Tutun ki çok büyük bir yanlış yaptı ve söylenmemesi gereken bir söz söyledi. Tutun ki sizinle aynı fikri paylaşmadığınız bir konuyu dile getirdi. Hemen bu insana saldırmak ya da hakaret mi etmek gerekiyor. İşte yine Einstein’in bile yıkamadığı önyargı melesi gündemde. Türkiye bu nedenle ileri gidemiyor. Daha da ileri gitmesi gerektiği yere gidemiyor. Bu konu Aysun Kayacı konusu falan değil. Burada dikkat edilmesi gereken iki önemli konu var. İlki, bu kadınlar ile ilgili bir konu. Bu sözü acaba bir erkek söyleseydi bu kadar saldırabilecekler miydi? İkinci konu ise bu bir önyargı konusudur. Aysun Kayacı yaşı 50 civarlarında fiziksel olarak bu kadar bakımlı değil de sıradan görünüme sahip olsaydı acaba bu kadar çok olumsuz tepki alacak mıydı?
İşte yine önyargılar her zaman olduğu gibi Türkiye’yi yolda yayan bırakıyor. Yani sarışınsan dahası güzelsen sen belli konular ile ilgili konuşamazsın. Yani hem zeki hem güzel olmaya ya da hem zeki hem de ülke meseleleriyle ilgili konuşmaya hakkın yok bu ülkede. Ya da konuşmak için birilerinin eceliyle ölmelerini bekleyeceksin tabii sen onlardan önce ölmezsen.
Sonra bu konu bir de T.B.M.M’inde gündeme getirilmiş. Bu Meclis konusu daha da komik. Meclis bu konuyla ilgilenene kadar geçtiğimiz günlerde bakanlardan bir tanesinin ‘Tapu Kadastro’da rüşvet alıyorlar Sayın Bakanım bu konuda ne düşünüyorsunuz?’ Sorusuna Bakanın verdiği cevap ilgilensin; ‘Rüşvet ile bahşişi karıştırmayın’ (!). Meclis gerçekten ilgilenmek istiyorsa o kadar çok konu var ki ilgilenilecek.
Aynı ön yargıları bende kendi mesleğim ile ilgili yaşıyorum çoğu zaman. Genç olduğum için, göbeğim olmadığı için, kel olmadığım ve yaşlı olmadığım için. Hani birde böyle bir şey var ya.
Yurt dışında nasıl bu genç yaşta bu okulları okuyup bu hastanelerde çalıştınız diye duyduğum övgü sözleri Türkiye’de neredeyse hakarete dönüşüyor. Bazı göbekli, tombul ve popülist Psikiyatristler tarafından neredeyse sahte diplomayla yakalanmışçasına eleştiriliyorum. Yani bilgiliyseniz fiziğiniz düzgün olmamalı, gençseniz bilgili olamazsınız, kadınsanız belli konular hakkında konuşamazsınız gibi birçok abuk sabuk sabık önyargı var ne yazık ki Türkiye’de.
Bilimsel olarak baktığımız zaman her birey bir ait olma bir de birey olma özelliği ile doğar. Aysun Kayacı’da çoban ile ilgili söylediklerini bu aidiyet duygusu ile ilgili söylemiştir. Ancak basındaki tekelleşme bu olayın medyada ele alışının da en güzel göstergesi. Aysun Kayacı ne ilk ne de son olacak. Ancak birileri kabul etse de etmese de bu ülke Aysun Kayacılar gibi fikrini söyleme özgürlüğünü kullanarak cesaretle fikrini söyleyenler sayesinde ileri gidecek. Ayrıca hem çoban örneğinde Aysun Kayacıya ‘demokrasiler de çoban ile başbakanın oyu eşittir’ diyenler yine demokrasiye özgü bir özellik olan konuşma özgürlüğünü Aysun Kayacı’ya çok görüyorlar. Yani kendi tezlerini kendileri çürütüyorlar.
Hani bazı geri kalmış ülkelerde halen recm (taşlama yoluyla öldürme) cezası var ya Türkiye’de de sözle recm var ne yazık ki. Birileriyle aynı fikirde değilseniz ya da birilerinin hoşuna gitmeyeceği bir söz söylerseniz söz ile taşlanıyorsunuz. Tıpkı Aysun Kayacıya olduğu gibi. Ancak bir topu ne kadar hızlı yere vurursanız, o kadar yukarı sıçrar. Aysun Kayacı’ya sözle saldıranlar bunu da unutmasınlar.
Yine vakit ayırıp sizlerle paylaştıklarımı okuduğunuz için gözlerinize sağlık!
Hoşçakalın.
Bu arada unutmayın!... Her hoşça kal bir merhabadır aslında!
Çağatay Öztürk
Psikoterapist
oztuc@aol.com
ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER