Çok sevdiğiniz birinin sizinle olma ihtimali bile size hayal gelirken, onunla birlikte olmaya bir anda alışıyorsunuz, kanıksıyorsunuz. (Çağatay Öztürk)
İnsanoğlu herşeye alışıyor ve herşeyi kanıksıyor. Örneğin, çok sevdiğiniz birinin sizinle olma ihtimali bile size hayal gelirken, onunla birlikte olmaya bir anda alışıyorsunuz, kanıksıyorsunuz. Öyle ki, bir süre sonra ona eskisi kadar özenle davranmıyor, söylediklerine kulak asmıyor ve eskisi gibi onu sarıp sarmalamıyorsunuz. Eskiden paranız olmadığında bile bozuk paraları biriktirip, ona çiçekler alıp getirirken artık dokunurken bile görevmïş gibi onunla sevişiyorsunuz...
Karşınızdakine, 'seni canımdan çok seviyorum' derken, bir süre sonra onun yokluğuna da alışıyor ve kanıksıyorsunuz. Kısa dönem süren ayrılıklarınızın ardından, karşınızdaki kişi olmadan yaşamınızı sürdüremeyeceğinizi söylerken bile karşınızdaki kişiyle olamama ihtimali size kendinizi kötü hissettirmeye yetiyor. İşte o anda büyük laflar ediyor ve çok sevdiğinizi düşündüğünüz sevdiğinize 'sensiz yaşayamam ölürüm' diyor, ama ardından karşınızdaki kişinin tanıyamayacağı kadar farklı bir izlenim yaratabiliyorsunuz.
Kimi zaman elde etmek konusunda gözümüzde büyüttüğümüz herşey gün geliyor yaşamımızın en sıradan olgusu haline geliyor. Sıradanlaşmak ya da sıradanlaştırmak gün gelip bizi de sıradanlaştırır diye o an hiç aklımızdan geçmiyor.
Ölüm olgusu da bunlardan bir tanesi. Alışılmaz, kanıksanmaz dense de, insanoğlu ölüme de alışıyor. Ölüm denen olgu yaşamımızın en kaçınılmaz olgularından bir tanesi... Sevdiğiniz birinin ölümünün ardından önce eşsiz bir acı duyuyor ardından da kanayan bir yara gibi, zamanla kanın durmasını bekliyorsunuz. Ölmek demek, belki de yok olmak yer e sonsuzluğa terfii etmek gibi. Yani öldüğünüzde artık sonsuz oluyorsunuz...
Zenginlik ya da fakirlikte aslında alışılması çok zor olmayan olgulardan bir tanesi. İnsanoğlu zengin olmak için kimi zaman kendini sınırsız bir yolculuğa mahkum ediyor. Sonra da ne paranın ne de mal varlığının bir önemi kalmıyor. Bir anda kanıksıyorsunuz herşeyi. Lüks bir arabayı ya da evi, limiti isteklerinize yanıt verecek kadar fazla olan kredi kartı limitlerini, lüks tatilleri, herşeyi ama herşeyi kanıksıyorsunuz. Kısacası, insanoğlu herşeyi ama herşeyi kanıksıyor ve özümsüyor. Alışkanlıklar bazen biz insanları duyarsızlaştırıyor. Bir anda asla dediğimiz birçok şeyle barışıyoruz. İşte bu nedele asla dememek gerekiyor. Çünkü herkese ve herşeye alışıyoruz....