Kanepede uyuyakalmayı özledim, hala yapacak bin tane işim olduğunu düşünmeden uykum geldiği anda öylece kıvrılmak oturduğum koltukta. ( o saatlerde fırsat bulup da oturabiliyorsam tabii)… Hey gidi günler ! Meğer ne büyük lüksmüş bu. İşte her kadının ortak hali . Hele de evli ve çocukluysanız hiç kaçarı yok!...Peşin peşin söyleyeyim yazımı okuyunca, biz de erkekler gibi “İyi geceler “ deyip kanepeden yatağa yatay geçiş yapabileceğiz sanmayın. Bu tamamen bir dertleşme yazısıdır. Uykusu gelip de sızma hakkı olmayan, çalışan anneler için yazılmıştır, kategoriye girmiyorsanız anlayamazsınız halimizi.
İşten eve gelip kıyafetinizi odayla mutfak arasında hızlıca değişip yemek, bulaşık, çocukla ilgilen, oyna, topla, süpür, sil, temizle faslını geçiyorum şimdilik. Bugün ki yazım uykudan bayılırken , yatmadan hemen önceki iş yoğunluğumuz hakkında.
Sadece salondan odaya gidene kadar gözümüz yarı kapalı yarı açık yaptığımız birkaç iş var ki hiç değişmez. Yemekleri dolaba koy, çocuğun üstünü kontrol et ki yorganı tekmelemeyen, üstünü açmayan çocuğa hiç rastlamadım, hazır odasındayken çizilip karalanıp atılmış kağıtları ve bin parçalı oyuncakları tek tek topla, aldığın güne de, icat edenlere de içinden say! ertesi günün kıyafetlerini hazırla, ütüsüzse ütü yap, çamaşırları topla, öbürlerini koy, gece yıkansın ki, yarın işten gelir gelmez as, girmişken banyoyu da toparlayıver, diş fırçalama faslından sonra bile nasıl bu kadar dağılabiliyorsa! Bunlar birinci etap.Tebrikleeeer, yatmaya sadece üç etap kaldı.
Bulaşık makinesını çalıştır, e mutfağa girmişken oraları derle topla bir daha, çünkü siz yemekten sonra temizledikten beri ,itinayla tezgahın üstüne dizilmiş kola ve kahve bardakları, çerez tabakları bulacaksınız !, koridor boyunca saçılmış eşyaları toplaya toplaya git, onları yerleştir, çocuğun okulu için gönderilecek defter, kitap,ödev,çanta, beslenme,oyuncak vs. varsa yaz, hazırla kapının yanına koy ,eşinin kıyafetlerini hazırla, ütüle, as ki sadece giymek kalsın ona!, çöpleri koy, kapıları kilitle, kontrol et,dön bir daha kontrol et, bir de bunun için uykusuz kalma ! Bunlar da ikinci etap, sanmayın ki bitti, yatıyorsunuz ama az kaldı dayanın!...
Gelelim takriben saat gece yarısına ve üçüncü etaba. Nihayet sıra size de gelmiştir! Dedim ya yazım, özellikle çalışan anneler için diye, ancak o saatte fırsat bulabildiğiniz kadarıyla saçınızı sararsınız, ojenizi sürersiniz, kıyafetinizi, aksesuarlarınızı hazırlarsınız, son bir kez evi dolanır ,yerleşecek bir şeyler kalmışsa hepsini elinize toplar yerlerine koya koya ilerlersiniz. Muhtemelen o arada unuttuğunuz bir şeyler de aklınıza gelecek ve defalarca mutfağa ya da banyoya döneceksinizdir zaten.
Bu arada eşiniz, kanepede keyif yapıp tv izlerken size “Bak bak bir gel şuna bak da yine gidersin… “ diye seslenip durduğunda içinizden muhtemelen küfrederken yüzünüzde sevimli bir gülücükle “Bakayım hayatım, geliyorum da sessiz ol ,çocuk uyuyor. “diye belki bininci defa uyararak gidersiniz salona. Zaten başını, ortasını hiç izleyemediğiniz programların son sahnelerini görüp yorumlasanız ne olacak, siz en iyisi işinize dönün, bu arada eşinizin iş hayatıyla ilgili sohbetleri de ihmal etmeyin, o şikayetlendikçe,siz moral destek!,sizin işinizi sorduğunda da kısa cevaplar verin, adamın zaten gözü televizyonda , boşuna kendi canınız sıkılmasın…
Yavaş yavaş günü sonlandırmaya ,zafer anına yaklaşmaya, yatağınıza yatıp sabahtan beri topuklu ayakkabılar içinde can çekişmiş ayaklarınızla hesaplaşmaya ramak kaldı, ha gayret! Dördüncü ve son etap ; bu arada eşiniz televizyonu kapatır, kanepeden kalkar , yanınızdan geçer ve yatağa gidip yatıp uyur…Aslında bu kadar kolaydır çünkü onlar için. Aslında siz boşuna hep ayakta dolanıyorsunuzdur, aslında evdeki işler kendi kendine oluyordur da siz boşuna kendinizi helak ediyorsunuzdur!... İşte dördüncü etap bu, yani o an kendinizi tutup en sakin sesinizle, hiçbir şey belli etmeden “Sana da iyi geceler aşkım, ben de kalan sekiz yüz yetmiş işimi bitirip hemen geliyorum yanına ! “ diyebilmektir.
Tebrikleeerrrr ! Bugün de bitti, birkaç saat sonra çocuk uyanacak, tuvalete kaldır, su içir, süt hazırla ,zaten üç dört kez kalkacaksınız gece boyu ama olsun , ağrıyan bacaklarınızı iyice uzatıp yastığa başınızı koyabildiniz ya, buna da şükür! Eyvah saatleri kurmamışsınız, haydi kalkın!...
Her sabah erkenden başlayan günümüz iş, ev,çocuk ,ev iş derken çoğu zaman çok yorucu olabiliyor. Kadın olmak, anne olmak, hele de çalışan anne olmak kolay değil ama inanıyorum ki, hepimiz böyle geçen akşamlardan sonra yine çok mutlu, enerjik, pozitif başlayabiliyoruz güne. Çocuğumuzu okula hazırlarken , güne iyi başlasın diye oyunlarla, sevgi sözcükleriyle, gülüşmelerle geçirebiliyoruz sabahlarımızı. Yorgunluğu, ağrıları bir yana bırakabiliyoruz , her şeye rağmen, hep mutlu olmaya çabalıyoruz.… Sadece tek bir işe kanalize olabilip onda da yardım isteyen,en basit işi bile beraber yapalım diyen eşlerimize de, işlerimize de, çocuklarımıza da yetebiliyoruz. Yetebilmek güzel, sürekli koşturabilmek, kendini iyi ve faydalı hissettiriyor da ne zamana kadar ? Annelerimize bir bakın, hala hiç oturmayan, dizinden, sırtından, belinden sürekli sızlansa da eşine ve çocuklarına hatta torunlarına hala pervane olan annelerimize bir bakın. Hani “bak annene gör halini” misali… Ben ve benim gibi canının kıymetini bilmeyen tüm çalışan annelere, kolaylıklar diliyorum…
Sevgiyle kalın,
Beyza Başar Özbay
beyzabasar80@yahoo.com
BEYZA BAŞAR