Yalın hali ; “Kendi” halidir. Genelde sabah ilk kalktığında, daha afyonunun patlamadığı bu halini kimselere göstermek istemez kadın. “Kendi hali” ile kendi haline bırakılması gereken zaman aynıdır anlayacağınız. Muhtemelen uykusunu alamadan kalktığı ve günlük koşuşturmasına başlayacağı için biraz ters olsa da gülücüklerini takınmakta geç kalmaz. Eş, çocuk, iş, kahvaltı,sabah hazırlıkları vs. telaşından hemen sonra gelir kadının –i hali .
- İ hali ;” Kendini” beğenme halidir. Mecaz anlamında değil, tamamen yazıldığı gibi. Kadın kendini beğenmeden, kendisiyle barışmadan hayatta çıkmaz evden. Çıkarsa hem kendinin hem etrafındakilerin burnundan getirir zaten. O gün ne renkse hissettiği ona bürünür hemen. Kırmızı, yeşil, mavi, siyah … o gün ki ruh haliyle doğru orantılı giyinir kadın. Makyajı, ayakkabısı, çantası, saçı, takısı, tokası derken “–i hali” tamamlanır. Aynanın karşısından hoş bir tebessümle ayrılmak bütün günün akıbetini belirleyen en önemli anlardandır. Aslında en güzel, en hoş, en alımlı kadın bile olsa kendinde yine binlerce kusur bulabilir ama bu –i halimizde irdeleyeceğimiz konu değil!...
- E hali ; “Kendine” gelme halidir. Evdeyse sabah kahvesini yapıp televizyonda en sevdiği, belki de baştan sonra bölünmeden tek izleyebildiği programı açıp keyif yapma saatlerine denk gelir bu haller. İş yerindeyse, işini seviyorsa en verimli çalışma saatleri bu saatlerdir.Neşesi, keyfi yerinde, sağa sola enerji dağıtır bu saatlerde. İş arkadaşlarıyla sohbetler, günlük dedikodular, keyifli zamanlar hep kadınların “–e hali ‘nde” yaşanır.
- De hali ; “Kendinde “olma zamanlarına geldik işte. Çoğunu severek, isteyerek, birazını yük olarak görerek, birazını da söylenerek yaptığımız işlerdedir sıra. İş çıkış saatleri, ya da eşin, çocukların eve gelme saatlerine tekabül eden koşturmacılı saatlerdeyiz işte. Öyle ağrı, sızı, halsizlik , yorgunluk… kelimeleri sökmez bu saatlerde.Tamamen kendinde olacak, tüm duyuları, algıları açık olacak şekilde programlanmış olacaktır kadın bu halinde. İşten sonraki tempo, ev alışverişi, akşam yemeği telaşı, çocukları karşılama, ertesi gün hazırlıkları,eşle fırsat bulunabilirse iki sohbet hep bu “–de hallerinde” yaşanır. En yoğun, en programlı geçen zamanlardır bunlar. Kadını kadın yapan, anne yapan, kendini mutlu ve güçlü hissettiren saatler. Hani bir eliyle çorba karıştırırken bir yandan çocukların ödevlerine yardım edip iki arada çamaşırları koyup göz ucuyla dizisini de takip edenler vardır ya, işte o kadınların –de hallerinde fazla yaklaşmayın.O an içinde bulunduğu durumda bile dünyanın en mutlu insanı olabilir ama tek bir sözcükle patlamaya hazır bombadır aslında. Ona hiçbir şey yük gelmezken ,sinir bozucu bir telefon, saçma bir mesaj, mızmızlanan bir arkadaş ya da aklına gelen herhangi bir şey bile o an çileden çıkartabilir kadını.
- Den hali :” Kendinden “ saklanma vaktine geldik işte. İşte bir tehlikeli an daha. Kadınlar size ne kadarını anlatırsa o kadarını bilirsiniz. Ne kadar yaklaşmanıza izin verirse o kadarını görürsünüz. Artık gün bitmeye yaklaşmış, gecenin sakinliği başlamıştır. Ev halkı uyumaya çekilmiş, kadın kendiyle ve yaşadıklarıyla baş başa kalabilmiştir. Kimisi çayını alır, kimisi bir kadeh içkisini ; kimisi televizyona boş boş bakar, kimisi elindeki dergide aynı sayfaya saatlerce… Düşünmeye, hatırlamaya, tekrar yaşamaya başlanılan saatlerdir bunlar. O gün olanları da, on yıl önce olanları da canlandırırız aklımızda tekrar tekrar…Vazgeçilenler, gidenler,bitişler, unutulanlar, korkular tek tek gelir oturur yanına. Tüm anılar bu anı bekliyordur sinsice. En savunmasız, en duygusal anlarıdır kadının. Sevdiğinin yanına sokulup sevilmek için kedi gibi sırnaşması da bundandır, sevişmek değil, sevilmek ister aslında… O kadar çok duvarları vardır ki kadınların, bazen acaba yıksam, anlatsam her şeyi, görmelerine izin versem diye düşünür bu “– den hallerinde” ama sabaha yine yalınlaşacak, yine saklanacaktır nasılsa. Tüm kararlar bu anlarda verilir, en duygusal anlarda alınan kararlar ne kadar sağlıklı olursa !...Evlenmeye, ayrılmaya, çocuk sahibi olmaya, diyete başlamaya, perdeleri değiştirmeye , gitmeye, kalmaya… hep bu anlarda karar verilir.
İşte kadının beş hali size, dedim ya bu da iyi günümüzdeysek!... Boşuna anlamaya çalışmayın yani, o duvarlar hiçbir zaman yıkılmayacak bu kesin. İstemediğimizde kaçabileceğimiz ,susabileceğimiz, çığlık atabileceğimiz gizli odalarımız var duvarların ardında. En yalın halimizde bile göstermeyecek, açık vermeyecek kadar zekice sakladığımız duvarlarımız.
Anlamaya çalışmayın ama sevginizi verin kadınlara, her halinle seviyorum deyin, sadece sarıldığınız anlarınız olsun, sadece gözlerinin içine bakıp yanındayım korkacak, üzülecek hiçbir şey yok, dediğiniz zamanlar olsun. İşte o zaman her haliyle, tüm benliğiyle koşulsuz sever sizi kadın, işte o zaman karşısına kim çıkarsa çıksın gözünün ucuyla bile dönüp bakmaz, hangi engele takılırsa takılsın tökezlemez. İşte o zaman her haliyle gülümseyerek bakar hayata.
Sevgiyle kalın
Beyza Başar Özbay
beyzabasar80@yahoo.com
BEYZA BAŞAR