Yazıyorum,siliyorum….Yazıyorum,siliyorum…Artık silmeyeceğim. Aklıma gelenleri bir bir dizeceğim.
Uzun zamandır huzur istiyordum hayatımda…Her şeyi silmek, kimseyle konuşmamak, gerektiği kadar muhattap olmak ve bir müddet kendimle kalmaktı amacım…O kadar yorgun ve keyifsizdim ki, bazen “bu enerjiyle yaşamak yaşamaksa, yaşama Beste” diyordum kendi kendime. Nefes alıp versem kıyamet kopacak gibi geliyordu. Hiçbir şey keyifli gelmediği gibi canım da acıyordu epey zamandır. Her çiçeğin dokunarak sevilmeyeceğini anlamıştım.Yaralarım kabuk bağlıyordu her defasında. Yaram kabuk bağlayana kadar canımın acısıyla bir daha dokunmam diyordum dikenli çiçeğime. Kabuk bağladığı an cesaretlenip, büyüsüne kapılıp bir daha dokunuyordum. Bu kaçıncı dava, bu kaçıncı kabuk bağlama,bu kaçıncı vukuatın be kaktüsüm…
Her şeyi geçtim de sevgide neden problem yaşıyoruz? Bu kadar zor mu dokunmak, bu kadar zor mu sevgiyi tattırmak?
Derken kaktüsüm bana dokundu bu sefer… Aylardır aradığım huzuru getirdi bana. Sadece deniz, kumsal, sessizlik, rakı ve fonda çalan Türk Sanat Müziği…A-a unutmadan bir de içine insan kaçmış köpeğimiz mask. :)
Ne büyük keyifdi her akşam yemekten sonra kalan parçaları vermek için “Maaasskk gel yemek’’demek…
Ne büyük keyifti denize girmek..
Ne büyük keyifti toprağa ayak basmak…
Ne büyük keyifti balık tutamamak…:)
Ne büyük keyifti kuyudan su çekmek…
Ne büyük keyifti dansımıza doğayı da katmak…
Aşka yanmak, aşkla yanmak ne büyük keyifti…
Kaktüs’üm;
Koklamak istesem kokunu vermezsin, dokunmak istesem canımı yakarsın, dokunmadığımda çiçeklerini kaparsın. Sadece uzaktan mı sevmek lazım seni bilemedim ki…
Neyse ne !!! Lütfen artık daha fazla batma kaktüs…
BESTE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER