Son yıllarda kilo problemi yediden yetmişe herkesi ilgilendiriyor. Ancak bazı kilo problemi olanlarda kilo verdikçe daha çok kilo verme isteği uyanıyor. Ne kadar düşük vücut ağırlığı o kadar iyilik, o kadar güzellik olarak algılanıyor. Dr. Ayça Kaya bu kişilerin çok kilo vererek sıfır beden olma pahasına çok dengesiz diyetler yaparak, vücut için gerekli gıdaları almayarak vücutlarında geri dönüşü olmayan tahribatlar oluşturabildiklerine dikkat çekiyor.
DR. AYÇA KAYA İDEAL KİLO ARALIĞI İLE İLGİLİ BİLGİ VERİYOR:
Hep korktuğumuz ve sıfıra indirmeye çalıştığımız yağ dokusu aslında vücut için kalp ve beyin gibi çok önemli bir organ. Yağ dokusu vücut ısısını ayarlar, vücudu darbelere karşı korur, kemik dokusunu korur ve bazı hormonların sentez yeridir. Vücutta hiç yağ dokusu kalmazsa, özellikle cinsiyet hormonlarındaki değişime bağlı olarak adet görememe, kısırlık, erkek tipi saç dökülmeleri, kemik erimesi, halsizlik, yorgunluk gibi problemler ortaya çıkar. Eğer bu sıfır beden takıntısı uzun vadede devam ederse Anoreksia nervozaya yani yememe hastalığına yol açabilir. Bu durumda da doğru tedavi planlaması yapılmaz ise ölüme kadar giden bir süreç ortaya çıkabilir.
Son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda en sağlıklı kilo aralığı olarak artık balık etlilik kabul ediliyor. Şişmanlığı sınıflayan Vücut-kitle indeksi denilen bir parametre var. Bu parametre değerini bulmak için vücut ağırlığı boy ölçüsünün karesine bölünüyor ve ortaya bir değer çıkıyor. Bu değer 18-25 arasında ise normal kabul ediliyor, 25-30 arası fazla kiloluk yani balık etlilik olarak kabul ediliyor. 30’ un üzeri ise obezite yani şişmanlık olarak kabul ediliyor. Yapılan bu araştırmada vücut-kitle indeksi 25-30 arasında olanların yani fazla kiloluların, zayıflara ve şişmanlara nazaran daha az kalp hastalığından ölüm riskine sahip olduğu gösterildi. Bu da bir noktada yağ dokusunun vücut için ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Azı ve çoğu zarar ortası karar…