Halit Keskinzade’nin, çocukluk arkadaşı Kadri Mutafoğlu’nun kendisine yazmış olduğu mektubuna yanıt olarak yazdığı mektup.

Yer: Giresun - Alucra Tarih: Mart 30 Yıl: 2003 Yer: Köşe Kahvehanesi


Pek muhterem can yoldaşım Kadri..

Mektubunu attığın Şebinkarahisar’daki adresimden, Alucra’ya taşındığım için oradan elime biraz geç ulaştı. Kusura kalma. Bizim buralarda postacılar mektubları kahvehanelerde dağıtırlar. Köylere gitmeye üşenirler, bir tanıdık buldummu şunuda ulaştırıver diye ellerine sıkıştırırlar. Bicilerin oğlu kulaksız Nizam mektubunu getirince birde baktım senin adın yazıyor. Heyecandan inanırmısın bir paket sigarayı bitirdim. Bende seni yitti diye düşünürken, bak sen nerden çıktın? Laf aramızda İstanbul’dan da borç meselesinden memlekete tüydüm.
Fazla deşme yaralarım derindir..

İstanbul günlerimiz diye yazmışsın Kadriciğim. Şimdi bakıyorumda terekte asılı kırık aynaya.., Ağaran sadece saçlar olsa iyi, ..., Geçenlerde berberde traş olurken sen geldin aklıma. Hatırladınmı? Bir gün Beyoğlunda gezerken, bir berbere girmiş saç sakal traşı olmuştuk. Sana şaka yapayım derken, berberin koluna çarpmıştımda ustura kulağından bir milim kesmişti. Ne kanlı canlı adamdın. Kurbanlık koyundan bu kadar kan akmazdı. Sonra bir üzülmüştüm..bir üzülmüştüm.. Sende küsmüüş, altı ay selamsız sabahsız kalmıştık.

Benim anam ölünce, babam buralardan bir bitli buldu bana. Evlendirdi beni. Şimdi kocaman danalarım oldu. Bak şimdi İstanbulda olmak varmış.. Ah kafam ah ne vardı buralara gelecek.Rahmetli az yalvarmadı o’zamanlar köye dön diye.. Küçükken amcam beni okutacam diye büyükşehire götürmüştü. Liseyide bitiremeyince köye döndüm biliyorsun. Kalın kafalının tekiyim işte. Ne olacak ya Kadriciğim..Okumadıkta iyimi oldu? Bak şimdi senin gibi olamadım mesela... Şimdi benim uşaklara tembehliyorum, “okuyun.., okuyun..” diye. “Bakın benim halime diyorum..Hiç derdim eksik olmuyor..” Anam rahmetli boşa demezdi. “ Uyuz itin yarası eksik olmaz” diye..

Pilkisayar öğrenmek kim? Ben kim Kadriciğim.. esmail midir nedir? Ben ondan anlamam bana en iyisimi mektup yaz.. ondan anlarım ben ancak. Telefon açacaktım sana ancak numaranı yazmayı unutmuşsun..niye yazmadın? Gerçi yazsan da bizim buralarda çoğu zaman hatlar kesik olduğu için aramakta zordu..Cep telefonlarıda zor çeker. Benim cep telefonum olmadı hiç..Bizler fukara insanlarız. Neyimize gerek lüx şeyler. Ne demiş çingenenin biri; “Ben bir garib çingeneyim gümüşlü zurna benim neyime?” Onun için Kadri az çok kalem tutmuşluğumuz var, idare et işte..

Mektubumu alınca ecele cevap yaz deyisin..yazmassan ölümü öp falaaan..Bak bir daha duymayayim. Darılırım.
Ben senin kankinim heee..Ya sen benim.. Gerçi bu kanki sözünüde pek anlayamadım ya neyse..
Nerde kalmıştım.. Haaa..Otobüse atla yazın gel buralara, yayla şenlikleri oluyor, sonra ekin festivalinde gel gerçi ekinde pek yetişmez olduya...Bak şimdi buraya gelmek çok zordur..Önceden yerini ayırttır..aralarda gitmek zorunda kalırsın, sonra yollarda ser sefil.. dayanamam sana..

Küçükken annenin bize közde pişirdiği patlıcandan bahsetmişsin. Tam üstüne bastın..O patlıcan neydi öyle yaa.. hala tadı damağımda inan Kadriciğim. Bizim buradada fırınevi deriz, Ayda bir fırın kurusu yapılır, hanımında aklına eserse fırına patlıcan atar pişirir önüme kor ye diye..Vallahi senin annenin yaptığını hiç tutmuyor..Canım Kadriciğim.. Göbek falan ne iş..Ben iğne ipliğe döndüm..Vallahi inan bak. Bir resmimi yollayayım sana, yalnız bakmadan önce bir fatiha oku korkmaman için..Nede olsa aradan yıllar geçti.Buralar dağlık taşlık yerler Kadriciğim, buranın insanı meşakkatli işlerle beli bükülür. Buralarda yaşam zooorrr..Devletin eli en son buralara değer. Çocuklarda benim gibi okumayacaklar biliyormusun bu gidişle, köyümüz şehere çok uzak..Şeherden ev tutsak para yetmiy..Bilmirim neydecük..

Kadriciğim ben artık mektubuma son veriyorum.Dilimde sürçtü ise affet emi..Nede olsa İstanbul diline pek yakın değülük..Senin kara kaşlarından, kara gözlerinden, doyasıya öpüyorum.. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim..Kestane kebap, acele cevap..Yazmassan küserim, bağlarımı keserim..


Not ( mektubun içine bir adet resmim vardır.)

(Not özel: Resmin arkasında şu sözler yazılıdır. Gönül bir gün, bir gün solacak, İnanki söylerim toprak dolacak..Ölürsem fatiha, kalırsam hatıra.)

Halit Keskinzade


Yazılmamış Mektuplar-2
Güven Gürbüz
05.02.2005- Ankara-Çankaya
ggurbuz@haberx.com

www.sebinkarahisar.bz.tc