22. İstanbul Film Festivali’nin en beğenilen filmlerinden "Tanrıkent- Cidade de Deus", gösterimde. 3 filmlik haftanın diğer filmleri "Hızlı ve Öfkeli"nin devam filmi "Daha Hızlı ve Daha Öfkeli-2 Fast 2 Furious" ve düşük bütçeli korku filmi "Onlar-They".

Tanrıkent- Cidade de Deus

Brezilya sinemasının tüm dünyada büyük bir şaşkınlık ve övgü ile karşılanan başyapıtı "Tanrıkent- Cidade de Deus", İstanbul Film Festivali dahil katılığı tüm festivallerde övgüye boğuldu. Dehşetin kol gezdiği Rio de Janeiro’nun arka sokaklarına gerçekçi bir bakış atan film Fernando Meirelles ve Kátia Lund’un ortak çalışmasının eseri…

Rio De Janeiro dünyanın rüya kentlerinden biri. Tanrıkent ile görüyoruz ki, rüyanın "arka"sında tam bir kabus saklı. Ekonomik sorunlarla boğuşan Brezilya’nın unutulmuş, aldatılmış ve kızgın kalabalığının hikayesini anlatan Tanrıkent, Brezilya sinemasının gelmiş geçmiş en iddialı projelerinden biri aynı zamanda. Reklam kökenli yönetmen Fernando Meirelles ve hayatını gettoların karanlığına adamış belgesel yönetmeni Kátia Lund’un ortak çalışması olan filmin senaryosu ise Paulo Lins’in romanından Bráulio Mantovani tarafından uyarlandı. Brezilya adına En İyi Yabancı Film dalında Altın küre’ye aday olan Tanrıkent, içerdiği grafik şiddet sahneleri ile birçok ülkede sansüre takıldı.

Rocket, suç dünyasında geçecek bir hayatın gerektirdiği zihniyetten ve fizikten yoksundur. Fotoğrafçı olma hayalleri kurar ama fotoğraf makinesi alacak parası yoktur. Öte yandan, Küçük Ze, çocukluğundan beri tam bir suçlu özellikleri taşır; acımasız, akıllı ve hırslıdır. Küçük yaşta planladığı bir genelev soygunu sırasında öldürmenin tadını alır, gün geçtikçe bu konudaki iştahı giderek artar. 70’lerde Ze, sakin ve becerikli Bee’nin desteğiyle, mahallenin uyuşturucu ticareti üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırır. 80’lerin başlarında "Tanrıkent"i çetelerarası savaş sarar ve amansız genç suçlulardan oluşan yeni bir kuşak çıkıp "eskilerin" yerini almaya çalışırken, artık bir fotoğraf makinesine sahip olan Rocket, onu bu bitmek tükenmek bilmez katliam döngüsünü belgelemede kullanır...

Adını Rio De Janeiro varoşlarında bir dönem hayata geçirilen yerleşim merkezlerinin birinden alan Tanrıkent’in oyuncu kadrosunun neredeyse tamamı amatör isimlerden oluşuyor. Brezilya sinemasının bugüne kadar ki en pahalı ve en çok izlenen filmi olan yapım, bu yılın hatta belki de son 10 yılın en iyi filmlerinden biri. Gayet iddialı biçimde kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyoruz…

Daha Hızlı Daha Öfkeli-2 Fast 2 Furious

2001 yılında gösterime giren ve başrolündeki Vin Diesel’in de etkisi ile ciddi bir hasılat başarısı yakayalan "The Fast and the Furious-Hızlı ve Öfkeli"nin devamı niteliğindeki "Daha Hızlı Daha Öfkeli-2 Fast 2 Furious" da bu kez Vin Diesel yok ama, son model arabalar, hız ve adrenalin üçlüsü aynen yerinde duruyor…

38 milyon dolarlık bütçesine karşılık 150 milyon dolara yakın hasılat yapan 2001 yapımı "The Fast and the Furious-Hızlı ve Öfkeli" başrol oyuncusu Vin Diesel’i Hollywood’un yeni aksiyon yıldızları arasına sokmuş ve sinemanın çok bilinen eski bir formülünü tozlu raflardan çıkarıp seyirciye kabul ettirmeyi başarmıştı. Böyle bir başarını ardından kaçınılmaz olarak çekilen devam filmi "Daha Hızlı Daha Öfkeli-2 Fast 2 Furious"da Vin Diesel yok. Aradan geçen 2 yıllık zamanda büyük gelişim kaydeden oyuncu yapımcılardan istediği ücreti koparamayınca serinin ikinci filminde rol almayı kabul etmedi. İkinci filmin esas adamı ilk filmde Dominic Toretto’nun gölgesinde kalan Brian O'Conner, yani Paul Walker. Walker’a bu kez, Tyrese Gibson, Eva Mendes, James Remar ve Cole Hauser gibi isimler eşlik ediyor. İLk filmin yönetmeni Rob Cohen’in yerini ise de "Boyz N the Hood", "Baby Boy" ve "Shaft" gibi filmlerle ünlenen John Singleton almış. Yapımcıların Vin Diesel’in filmde rol almayı kabul etmemesi ihtimaline karşılık iki senaryo yazdırdığını ve Diesel’in rolü kabul etmemesi ile ikinci senaryonun filme çekildiğini ekleyelim…

Eski polis Brian O’Connor, kendisi gibi eski bir polis olan Roman Pearce ile işbirliği yapar. İkili Miami kökenli ithalat-ihracatçı Carter Verone’in dolaşıma sokmaya çalıştığı kara paranın peşindedir. Diğer yandan Verone’i kıstırarak amacına ulaşmak isteyen gizli ajan Monica Fuentes de olayın içine girer…

Onlar-They

Amerikan sinemasının üretmekten, bizim de izlemekten bıkmadığımız düşük bütçeli korku-gerilim filmlerinin son örneği "Onlar-They", çocukluk korkularımızın en büyüğünü merkezine alıyor… Laura Regan ve Marc Blucas filmin başrolerinde…

Her çocuğun korkutuğu bir şey vardır. Çocukluk yıllarının bu komik sanrıları çoğunlukla zamanla unutulur… Robert Harmon’ın yönetmenliğini üstlendiği "They-Onlar" ise unutulamayan çocukluk korkularını merkezine alıyor. Senaryosu Brendan Hood tarafından yazılan filmin yapımcısı ise korku türününü efsane isimlerinden Wes Craven. Ülkemizde halen gösterimde olan Ölüm Bizi Gözetliyor’da da başrol oynayan Laura Regan’a Marc Blucas, Ethan Embry ve Jon Abrahams gibi isimlerin eşlik ettiği film 17 milyon dolar bütçeyle Kanada’da çekilmiş.

Julia, ilk başta çocukluk arkadaşı Billy’nin anlattığı çılgınca şeyleri ciddiye almaz. Billy, sürekli olarak, her ikisinin de çocuklukları sırasında yaşamış oldukları acılı düşleri anlatmakta ve Julia’ya sürekli olarak 'Onlar'dan sakınmasını söylemektedir. Julia, onun neden ve kimlerden söz ettiğini hiç anlayamaz. Billy, heyecanla onu 'Onlar'ın yakında olduğuna dair bir çok belirti olduğu konusunda uyarır. Julia, akıllı ve bağımsız ruhlu bir genç kızdır. Geceleri ortaya çıktığı iddia edilen bu tuhaf şeylere dair söylenenler onu etkilemez. Zamanını seksi erkek arkadaşı Paul ve bitirmek üzere olduğu okulu arasında bölüştürmüştür. 24 yaşında popüler bir genç kadın olan Julia, yeteri kadar meşguldür. Birden bire korkulu rüyalar ve gölge şeklinde garip yaratıklar görmeye başladığında, bunları çocukluğunda gördüğü kötü kabusların tekrarı olarak algılamayı tercih eder. Açıklamayan bir çok olayın artarak yaşanmaya başlaması, Julia’nın da bir cevap aramaya karar vermesine neden olur...

TALİP ERTÜRK

Taliperturk@hotmail.com