POPÜLER KÜLTÜR:Şimdi ünlü olmak zamanıdır…

Piyasaya yeni bir laf düştü, "Popüler Kültür". Popüler yaşadığımız zaman diliminde hit olmuş,insanların peşinden koştuğu, trendy ya da in denilen yeni akımlara deniyor galiba.Kültür ise bir milleti millet yapan, zaman içinde oluşmuş, o milletin karakteristik özelliklerini gösteren, sanat , bilim ,edebiyat gibi akımların oluşturduğu birlik. Tamamda abi o zaman popüler kültür ne demek yahu.hem günümüzde herkesin rağbet ettiği, peşinden koştuğu bir akım olacak, hemde kültür hanemize girecek, kafam karıltı gerçekten…

Önce Asmalı Konak’la başladı. Daha önce televizyonlarda rastlanmayan değişik bir konu gibi geldi insanlara. Hem küçük bir çevrede ağa olacaksın, hem eğitimli, yakışıklı, kitleleri peşinden koşturan dayanılmaz bir erkek olacaksın. Kısaca tam bir doğu batı sentezi. Dizi iş yapınca bir anda bütün kanallarda ağa dizileri furyası başladı. Bir rüzgardı geldi geçti. Şimdi yarışma programları, ama bildiğiniz yarışma programlarından değil. Yaşantını gözler önüne sereceksin, insanlar seni izleyecek, ev kadınları işlerini güçlerini bırakıp, fanatik birer izleyicin olacak. Birileri seni gözetleyecek, bu sayede evleneceksin, halkın gelini olacaksın. Ya da sesinini,tiyatral yeteneğini kullanacaksın, bu arada yine birileri seni gözetleyecek, aşkını, kavgalarını göz önünde yaşayacaksın.Anchormanler jüri başkanı olacak, tv eleştirmenleri, hasbel kadar bir program yapımcılığı yaparak, yaptığı program ( her ne kadar yurtdışında senelerdir yapılıyor olsada) ilgi çekecek, bu sayede ünlü olan bir takım sinirli insanlar jürileri oluşturacak, konunun uzmanları olmasalarda çocukları eleştirecek, tartışacak aslında kendi reklamını yapacaklar. İnsanlar oy atacak, yapımcılar ve televizyonlar para kazanacak.Biz zavallı insanlarda x’ in y’ nin taraftarı olup, yemeden içmeden kesilip bu programları takip edeceğiz. İşte popüler kültür.

Bir zamanlar Türkiye’de zengin olmanın yolu talih oyunlarından geçerken, bugünlerde bu yarışmalara katılabilmek olarak gözüküyor. Başarılı olup evlenemezsen , parayı kazanamazsan, kaset yapamazsan ne farkeder ki? Sen artık ünlü bir insansın, dergilere soyunursun, programlara çıkartılırsın, ana haber bültenlerinde yer alırsın. Program yapımcıları, televizyoncular ratingleri alt üst edip, paralarına para katarken sende şöhretin tadını çıkarırsın. Fakat bir süre sonra unutulursun, sabun köpüğü gibi geçer şöhret. Bir anda sudan çıkmış balık gibi olursun. neydin, ne oldun, şu anda nesin.Yapımcılar ve televizyonlar yeni programlara yelken açmışlardır bile.

Şöhret olup para kazanmak, ünlülerle beraber olmak, etinden sütünden faydalandırmak ne kadar kolaysa, bir gün uyandığında o insanların seni hiç tanımamış gibi davranması, telefonlarının susması, sokakta eski rağbetin kalmadığını görmekte o kadar kolay.Ama ne gam. Yaşasın " POPÜLER KÜLTÜR ".

Bu gidişle milletimizden artık bir Uğur Mumcu, bir Barış Manço, bir Metin Oktay, bir Kemal Sunal, bir Sakıp Sabancı çıkmayacak. Çünkü iz bırakmak için çalışmaya,yıllarını vermeye, emek harcamaya gerek kalmadı ülkemizde.Hatta iz bırakmayada gerek yok, kısa bir süre ünlü ol bu arada iyi para kazan, nimetlerden yararlan yeter. Çünkü artık bize Bayhanlar, Canerler, Tülinler, Abidinler, Barışlar, Özgürler yetiyor. Bunları dikizleyelim pardon izleyelim, onlarla yatıp kalkalım yeter.

Cem Ceminay " Canım Türkiye’m " diyor ya, bende Yazık Türkiye’m diyeceğim bundan böyle….

Neyse gelelim haftanın yenilerine….


KİTAP:

IMPRİMATUR 17. Yüzyılın Barok Roma’sında geçen eleştirmenlerin "inanılmaz ve nefes kesici bir casusluk ve gerilim filmi "olarak nitelendirdiği IMPRIMATUR piyasada.Dahada güzel olanı yanında bir Barok müzik CD’si veriliyor.

HAYALET HİKAYELERİ,Pınar Kür yeni romanını 3 Mayısta piyasaya çıkarıyor.Kitapta yazarın 1997-2004 yılları arasında kaleme aldığı 5 uzun öykü var.Öykülerde hayaletlerin ve hayallerin etkisi altında kalan kahramanların geçmişle olan hesaplaşmalarını anlatıyor.

KIZIL TETİK , takma adı Kızıl tetik olan ajan Carl Hamilton’un maceralarının ilki piyasaya çıktı.On kitaplık bu dizi İsveçte dört milyondan fazla satıp,bir çok dile çevrilmiş.Ayrıca film ve dizi olarak seyirciyle buluşan bu kaitapların ortak özelliği heyecan ve aksiyon…


MÜZİK :

MOHICANS CHAPTER 2,birincisi dünya çapında 100.000 den fazla satış yapan Mohicans’ın ikincisi piyasada.Amerikan yerlilerinin müziklerinden yola çıkarak yapılan bu sıradışı albüm birincisi kadar ilgi çekeceğe benziyor..

LULLABIES dünyaca ünlü besteciler; Brahms, Mozart, Chopin, Grieg, Bach ve Schubert’in eserlerinin bebekler için hazırlanmış versiyonlarının yanı sıra İskoç, İtalyan ve Sloven ninnilerinin enstrumantal yorumlarını bebeğinize dinletebilecekseniz.


DVD:

FROM DUSK TILL DOWN 2: TEXAS BLOOD MONEY , Roberto Rodriguez’in dehası, Harvey Keitel ve Quentin Tarantino’nun muhteşem performansları ile bir sinema efsanesi haline gelen ilk filmin devamıda çok başarılı.

WHAT A GIRL WANTS, Amanda Bynes Daphne, daha önce hiç görmediği aristokrat babası ile tanışmak için gizlice İngiltere’ye uçan Amerika’lı bir genç kız olarak karşımıza çıkıyor.Sevimli bir film…


Evet bu haftalıkta bu kadar,bana yazmaya devam ediyorsunuz.

braveshadow@hotmail.com

SAĞLIKLI,MUTLU ve BOL AKTİVİTELİ BİR HAFTA DİLERİM.

TUFİ