>

DİĞER HABERLER

Rüzgar

"Söylediğin sözcükleri hayallerimde kurabiliyorum. Beni ruhumla bedenimden koparıyor." Ebru Ziyanak'ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     
RÜZGAR

Söylediğin sözcükleri hayallerimde kurabiliyorum. Beni ruhumla bedenimden koparıyor, tüm duygularımı buz parçasına çeviriyor; beni sersem edip yeniden doğmamı sağlıyor.

Beni benden alan, nereye götürdüğünü bilmediğim her duygumda dua ederim çıkagel diye.

Kimileri durmadan ağlar, kimileri ne yaptığını bilmeden dolaşır durur, kimileri yatakları parçalar, bense nefessiz kaldığım her gece sana teslim ederim kendimi.

Seni; her şeye isyan ettiğim, öfkemi bastıramadığım, kendimi ifade edemediğim, o ilk sivilcemin çıktığı gün kapımızın önünde keşfettim.

Sokaklardan, mezarlıklardan topladığım parlak taşlarımı ya da alt komşumuzun evinden aldığım küçük kristalleri daha atmamıştım -hala meraklıyım parlak olan her şeye-; artık zilleri çaldıktan sonra kaçmıyordum, “yan sokağa girdi teyzeciğim” demek kendimi daha güçlü hissettiriyordu, bayılıyordum hikayeler uydurmaya, tüm çevrem sürekli dekorunu değiştiriyordu, bazen adamın biri karısını kovalıyordu, bazen yan sokakta eğlence oluyordu. Hikayelerimi anlatırken insanların beni dinlemesinden ve inanmasından etkilenip daha da daha da abartıyordum. Ailem alışmıştı bana, hiç bozmadan dinlerlerdi, hatta bazen bildikleri halde inanırlardı. Ama o masum, güzel hikayelerin sonlarında, sanki yalan söylüyormuşum gibi korkar hemen “şakaaa” diye bağırırdım. Çok fazla dışarı çıkamazdım; hayatımdaki herkes benim sessiz dünyamın kahramanlarıydı. Ailem benim camdan yapıldığımı düşünüyordu, her konuda sürekli koruma icgüdüleri devreye girerdi. Ama ben yine de ne sessiz sakin ne de çok isyankar bir çocuk oldum. Çok kavga ettim, ama iyi anlaştığım çok arkadaşım da vardı. Sivrilen bir tip olmaya çabalamasam da, oluveriyordum. İlerleyen zamanlarda evde alınan ortak kararlarda en ikna edici kişi ben oldum. Büyümüştüm, herkes de memnun gibiydi. Bir gün anladım ki, aslında kimse büyüdüğümü fark etmemişti. Aileler ilk aşkı hiç anlayamazlar. Günlerce evin içinde birbirimize fırlattığımız cümlelerden sonra, ağlamaktan harap olduğum bir kış gecesi sokağa fırladım. Kapının önünde herhangi bir yardım beklerken, delice bir şey tüm benliğimi buz gibi sardı.

O an tanıştım seninle

Rüzgar…

Hiç bilir misiniz rüzgarla dans etmeyi? Sizin tüm haykırışlarınızın onun uğultusunda saklı olduğunu, tüm dünyanın sesini size getirdiğini?

Ben bilirim kimsenin bana baktığını görmeden dakikalarca dans ettiğimi, bilirim tüm evlerde yaşananları. Hiç düşünmemeyi onunla öğrendim, her kaçmak istediğimde ona sığınmayı, yaşamanın tadını nefesinde aldığımı. Tüm evrenin kokusunu hissetmeyi, rüzgarın tenime değen yalnızlığını, yüreğimin bin parçasını nasıl birleştirdiğini bilirim.

Artık kış geliyor, seni aramaktan kurtulacağım. Penceremin aralığında olacaksın, elimi uzattığımda, kollarımın, bacaklarımın arasından içime akacaksın. Uğuldayacaksın kulaklarımda, tenimi ürperteceksin, yalnızlığımı hatırlatacaksın yüreğime. Bazen şimalden sert, bazen lodostan ılık eseceksin. Değiştireceksin duygularımı ilk gençliğimdeki gibi.

Sen ben olacaksın rüzgar. Ben de sen.

Siz de bir kere olsun deneyin rüzgarı dinlemeyi, tüm varlığınızı vermeyi. Bu yazı o zaman anlamlı gelecek size…

Ebru Ziyanak
ebruziyanak@hotmail.com

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>