Önceleri aklın reredeydi Levrek Balığı?

Yıllar sonra gelen bir itiraf.

“Seni üzmemek için çıkmıştım hayatından.”

Yedi yıl geç gelen itirafın sebebi kaderin bir davette karşılaşma şeklinde ayarlamış olduğu bir randevu…

Ardından davetten iki gün sonra Arnavutköy’de gündüz vakti bir balık yemeği…

Ve yılların malum kadında yarattığı olgunluk, özgüven ve tecrübenin malum erkek tarafından ilk bakışta algılanması sonucu oluşan etkileşim ve levrek ızgaralar şaşkın şaşkın bakarken erkeğin ağzından dökülen sözcükler:

“Seni üzmemek için çıkmıştım hayatından.”

Sen Türk müsün demek ister kadın ama tutar kendini ne de olsa levrek vardır işin ucunda o an balığa saygısızlık etmek istemez.

Hani internette mailler dolaşır ya “bir Türk’ü nasıl tanırsınız” diye… Hani TV üstüne dantel örtü koymasından, sevdiği insana sevgisinden küfür etmesinden vs…

Peki bir Türk erkeğini nasıl tanırsınız? En azından malum bir şık bu yazıda mevcut:

Yedi yıl sonra “Seni üzmek istemedim. O yüzden kayboldum” türünden bir itirafta bulunursa bilin ki o bir Türk tür!!!!

Her neyse biz balık yemeğine geri dönelim:
“Yedi yıl önce aklın neredeydi be adam?” demek ister ama kadın gene kendini tutar çünkü bu kez kalamarlar melül melül bakmaktadırlar çatal ve tabak arasındaki mesafeye…

Kadının o anda tek önem verdiği balık roka ve kalamar üçlüsüdür. Zira kadın yedi yıl önce bu adamın hayatından sessizce çıkıp gitmesine bir anlam verememiş, gecelerce ağlamış, onun neden kaybolduğuna dair binlerce senaryo kurmuş, içlerinden birine karar veremediği için çok üzülmüş ama aradan zaman geçtikçe de unutup gitmiştir.

Ne de olsa çok klişe bir cümle vardır “hayat devam ediyor” diye. Aradan kimler gelmiş, hayatından kimler geçmiştir. Ama hiçbirisi bu kadar salakça bir itirafı yedi yıl sonra yapmamıştır. Zira kadın bu itiraf yapılmadan yıllar önce hanyayı da konyayı da anlamış, yoluna devam etmiştir. Ne de olsa tecrübe tecrübedir.

Şimdi gelelim seni üzmek istememiştim kısmına.

Soru: erkeğin ağzından neden böyle bir cümle dökülmüştür?

a) Gerçekten üzmek istememiştir.
b) İşine gelmemiştir, açıklama yapmak yerine toz olmanın daha kolay olacağını düşünmüştür.

Kadın gerçeği bilirse ne olur?

a) Çok daha fazla üzülür
b) En azından neden adamın gittiğine dair senaryo kurmaya gerek kalmaz, kadın zamandan kazanmıştır ve bu da unutma sürecinde kabullenmenin etkisini hızlandıran bir katalizör görevi görür. Yani gene üzülür ama en azından gerçekleri biliyordur.

Adam bu soruların cevaplarını bilmiyor mudur?

Hem de bal gibi biliyordur da kolay olan işine geliyordur.

Şimdi kadının içi rahatladı mı?

Kadın sadece “buranın balık köftesi ne kadar güzelmiş kankaları toplayayım da haftaya buraya gelelim” diye düşünmektedir.


Yasemin Uludoğan
yaseminabla@hotmail.com