Ne olur anla beni..
"...Uzun zaman oldu mektubunu almayalı. Her sabah büyük bir heyecanla bakıyorum posta kutusuna..." Şahin Gültepe'nin yeni yazısı...
Sevgili Dost,
Uzun zaman oldu mektubunu almayalı. Her sabah büyük bir heyecanla bakıyorum posta kutusuna; gazeteleri okumadan, çayı ocağa koymadan, sabah haberlerini izlemeden koşuyorum benden önce güvercinlerin de uğradığını bildiğim posta kutusuna.
Artık göremiyorum, denizler kadar mavi zarfı.. Beyaz bir kalbe damla damla dökülen katran siyahı günahlar gibi, beyaz kağıda çizdiğin dalgalar kadar savruk yazıları artık göremiyorum… Artık görüyorum, ben gelmeden önce posta kutusuna konan güvercinin hâlâ beklediğini.
Evet, bütün her şey bekliyor... Gazetenin ikinci sayfasında, gece barın kapısında sevgilisi tarafından terk edilen 20 yaşındaki makyajı akan ağlamaklı kız bekliyor.. üçüncü sayfasında, karısını kaç yerinden bıçaklamış koca, elinde bıçak kanlar içinde bekliyor.. orta sayfasında, evine 15 milyon fazla para götürmek için çalışan dalgın bakıcısını parçalayan aslan yutkunamıyor.. arka sayfasındaki son sayfa güzeli bir türlü giyinemiyor..
Ocaktaki çaydanlık, içinde kaynayan öfkeyi dindiremiyor (kim bilecek ki içinde fırtınaların koptuğunu); içten içe kaynıyor, alttan alta yanıyor, dertler buharlaşmıyor; ama bekliyor..
Televizyondaki sunucu, suların akmadığını, elektriklerin kesildiğini, telefonların kilitlendiğini, trafiğin tıkandığını, trenlerin kalkmadığını, uçakların uçmadığını, bankaların çalışmadığını, komada yatan hastanın kolundaki serumun donduğunu, Beyoğlu’nda banka önünde yatan tinerci çocuğun nefes alamadığını, Urfa’da mancınıklara konulan İbrahim’in bir türlü ateşlere atılamadığını, Nil Nehri’nin Firavun’dan kaçan Musa’nın geçtiği gibi kaldığını, Filistin’de çatışmaların durduğunu, Irak’ta kanların durulduğunu, Amerika’da sandıkların dürüldüğünü söylüyor. Herşey bekliyor, sadece sunucu konuşuyor…
Sevgili Dost,
Mektupların kesildi kesileli ne kadar oldu, bilmiyorum. Ne kadar büyüdüm, kestiremiyorum. Ne kadar acı çektim, hissetmiyorum. Ne kadar haykırdım, sesim çıkmıyor.
Bilincim açık oysa: Küresel yalanların ne kadar arttığını biliyorum. Küçülen dünyada insanların ne kadar büyüdüğünü, insanlığın ne kadar küçüldüğünü kestirebiliyorum. Paris’te bir Filistinli’nin nasıl acı çektiğini, Filistin’de bir Parisli’nin nasıl ihtişam içinde yaşadığını hissediyorum. Sessizliğin o kahredici sesinde haykırıyorum, sesim çıkıyor ısırdıkça kanayan dudaklarımdan…
Sevgili Dost,
Biliyor, büyüyor, kestiriyor, hissediyor, konuşuyor, anlıyor, ama anlatamıyorum..
Sevgili Dost,,
Ne olur anla beni…
Şahin Gültepe
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Geri dönüşüme meyilli kıyafetler”
“Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali İçin Başvurular Başladı”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32