Namus nedir, kimde olduğu nereden bellidir?

Durup dururken delilendim yine. Sebebi de sevgimiz bitti diye eşinden boşanan bir arkadaşımla geçen gece kadın kadına dışarı çıkmamız ve bana “herkes eşimden boşandığım için bana sürekli onu çok üzdün mesajı veriyor” diye dert yanmasıyla alevlendi. Bir kadının boşanma sebebi sadece eşinden şiddet görmesi olabilir de aşkın bitmesi ve kendini yeniden duygusal açıdan yenilemek istemesi; hatta sadece özgür kalmak istemesi olamaz mı? Bu durum pek çok insan için sadece “kaşınma” veya “rahat batması” gibi sözcüklerle açıklanabilir mi? Böylesine ithamlara kimin ne hakkı vardır? Herkes herkese benzemek zorunda mıdır? Namus dediğiniz kavram gerçekte var mıdır, olmalı mıdır, olması kimin başını göğe erdirir? Tüm bu soruların cevabı birçoğumuz için sadece havada kalmak zorundadır.
TDK’nın yayınladığı sözlükte “namus” kelimesinin anlamına baktım; Arapça kökenli imiş ve şu demekmiş:

1. Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık.
2. Dürüstlük, doğruluk.

Türk halkı anlaşılan “dürüstlük, doğruluk” kavramından çok toplum için ahlak kurallarına takmış ki; namus deyince sadece akıllarına biz kadınlar geliyoruz. Bu arada kendi yaptığım araştırmayı söyleyeyim. Google’de “namus” sözcüğünü İngilizce arattığımda sadece 2 siteye rastlarken; Türkçe aradığımda karşıma 730 site çıktı. “Demek ki biz tüm dünyadan daha namusluyuz.” Her yıl 5 bin kadın namus için ölüyormuş; yani ne için öldükleri belli değil. Aslında “kim vurdu”ya gitmişler. Hani kimin yaptığı belirsiz bir araştırma varmış da, bu araştırmaya göre Televole kültürü Türkiye’ye yayıldıkça Doğu’da genç kızlar arasında intihar vakaları çoğalmış. Yani herkes sadece bu ülkede almak istediğini alıyor da aslında genç kızlarımız olayı yanlış mı algılıyorlar acaba? Sadece televizyonda gördükleri o iğrenç hayatlara özeniyor olabileceklerine ben ihtimal vermek istemiyorum. Çünkü bu ülkenin taşrası bence şehirlisinden daha akıllı.
Bizim ülkemizde namuslular ev kızları/kadınlarıdır ama öğrenciler, yalnız yaşayanlar, boşanmış kadınlar ve toplumda özgürlüğünü ilan etmişler değil, değil mi? Komşular bile bekarken size selam vermezken, evli iseniz günaydın demeden yanınızdan geçmezler. Neden? Çünkü bekarsanız onların namus kavramına karşı gelecek herhangi bir olay yapma olasılığınız çok yüksektir. Oysa onlar kocalarından gizli bankada kendilerine ait paraları biriktirirken, kendi kazanmadıkları ama eve gelen paraları kuaförde veya alışveriş merkezlerinde tüketirken, kollarını altınla doldururken, genç kızlıklarında anal ilişkilere girip ama evlendiklerinde bakire olurken, üstelik bir de kendilerini garantiye almak için gelin gittikleri aileye veliaht doğururken pek bir namusludurlar.
Ancak ailesi/kocası kendisini satmaya kalkan, üç çocuğuyla her şeyi göze alarak kocasından boşanmaya kalkan, hatta bazen gerçekten parasını erkekler üzerinden kazanmaktan başka çaresi kalmayan (ki bunların bir çoğu çocuklarına ekmek parası götürüyor) kadınlar için böyle bir kavram yoktur; olamaz da. Çünkü zaten gerçekte de böyle bir kavram yoktur; uydurulmuştur. Israrla yanlış algılanmak istenen şu “namus” kavramı yüzünden ülkemizde her yıl 5 bin kadın ölüyormuş. Ama olsun değil mi; ailelerine kara çalacaklarına ölsünler daha iyi? Oysa yine aileleri tarafından eğitilen, neredeyse daha yürümeye başlar başlamaz sadece kendince en berbat tabiri ile “zengin bir koca bulmak” adına taktikler geliştirmeyi öğrenen ve bu uğurda büyük bir mücadele veren kadına da helal olsun demek lazım!
Bu ülkede…
- Siz hiç bekar kalamazsınız;
evlenmelisin diye akıl veren çok olur.

- Siz hiç çocuk doğurmadan yaşayamazsınız;
ileride pişman olursun diyen çok olur.

- Siz hiç boşanamazsınız;
kocanızdan şiddet bile görseniz bu namussuzluk olur.

- Siz hiç kadın kadına geceleri çıkamazsınız;
kötü kadın diyen bol olur.

- Siz hiç erkeksiz yapamazsınız;
çünkü bu doğanın kanununa karşı çıkmak olur.

Peki siz kimsiniz?


İlknur Akgül Ardıç
ilknur@cosmoturk.com