Mutsuzum... mutsuzsun... mutsuz...
Fiil çekimlerini öğrendiğimizde ilkokula gidiyorduk ve en çok bu mülayim fiil çektirdi bize... Tanrım neden herkes mutsuz?
Lakin ben dahil çevremdeki herkeste bir “kara toprak serpilmiş” durgunluğu var.
Kişisel gelişimi takıntı haline getirmiş bir arkadaşım iki saat boyunca hangi noktalarda kendisini geliştirmek –zorunda- olduğunu sıraladıktan sonra bana da el atıp;
“Sende de başarısızlık korkusu var” dedi.
Allah allah!
Halbuki ben iyiydim, hoştum, şen şakraktım.
Hiçbir iş yerinde 1,5 yıldan fazla çalışmayı başaramamış biri olarak işyerimdeki beş yıllık rekorum benim için övünç kaynağıydı ama belli ki beş sene aynı mevkide sebat etmek onda başarısızlık duygusunu çağrıştırmış.
Sadece bezgindim. Bezgin Bekir’e patenti kaptırdığımın farkındayım, onun dışında valla billa ennnnnnn bezgin bendim yani... Sonra işkillendim.
“Gerçek olabilir mi acaba?” diye kendimi yokladım. Hafta sonları daha çok gazete okudum ve da-na-na-nam! Hakkımdaki gerçek Radikal gazetesinin bir haberinde karşımda duruyordu; “Kış depresyonu”
Meğersem kış gelince insanlar depresyona girermiş, daha çok karbonhidrat ve şeker tüketip kilo alıyormuşuz. Daha çok uyumak istiyormuşuz. Yatak çıkmakta isteksizlik, enerji kaybı, yapılan işin zor gelmesi, aile ve çevreyle sorunlar, sinirli olma halleri vs. vs.
Bu liste beni ırgalamıyor demek de mümkün değilmiş çünkü kış depresyonu doğrudan gün ışığına bağlıymış. No way out durumu yani.
Uzman amcam çözümleri de döktürmüş bu haberde; “Kapalı bir mekânda çalışıyorsanız, yarım saat de olsa ara verdiğinizde dışarıya çıkıp gün ışığı almalısınız. Tabii bu evde lambanın altına geçmek anlamına gelmiyor.”
Yazıyı okur okumaz camdan dışarı bakıyorum, ne güneşi, ne ışığı? Neredeyse dışarısı zifiri karanlık olacak. (Bu arada yazımı öğle saatlerinde yazıyorum, sanırım yağmur yağıyor)
Kış tatiline gitmek önemli, diyor.
Sebze-meyveye ve proteine de önem vermeli. (Ben satın alacak sebze-meyve bulmakta çok güçlük çekiyorum. Hiçbir şey yetişmiyor ki bu mevsimde. Sera domateslerini görenin canı ölümcül diyetlere girmek geliyor.)
Bir de fazla uyku yorgunluğa sebep olurmuş. Sıkıysa uyuma... Yataktan kendimi kazımak için ıspatula kullanıyorum her sabah.
Hafta sonu boş vakitlerde uyumak yerine günü değerlendirmek gerekiyor da demiş uzmanımız.
Bak bu konuda ona katılıyorum.
Hafta sonları uzun yürüyüşlere çıkıyorum. Acayip iyi geliyor.
Son not; bu depresyon kadınlarda üç kat daha fazla görülüyormuş. Sanırım bu yüzden tüm arkadaşlarım sürekli söylenip duruyor. Mutsuz mutsuz dert anlatıp sorunlarını çözmek için parmaklarını bile kıpırdatmıyor.
Hepsine reçetesini yazdım;
1) Her hafta sonu kıra bayıra çıkılacak ve doya doya yürünecek.
2) Pasta börek kesilecek yerine meyve-sebze yenilecek. Bol bol Hacı Abdullah’a gidilecek, gelen hesabın miktarına bakılmadan kredi kartıyla ödeme yapılarak gelen hesabın kalbe oturması engellenecek.
3) Mümkünse arkadaşların başı şişirilmeyecek, onun yerine komedi filmlerinden, başımıza gelmiş komik olaylardan, gül yetiştiriciliğinden falan bahsedilecek.
Haberi okumak isteyenlere;
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=138415
Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr
DİĞER HABERLER
Kadınların Araba Seçiminde Dikkat Ettiği Özellikler
Kadınların alışveriş konusunda ne kadar titiz olduklarını eminiz ki bilmeyen yoktur.
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
“Türkiye Dünyanın Lüks Etkinlikler Merkezi Olacak”
“Ağlatan filmler seks hayatını canlandırıyor ”
“Ünlü isimler “Kızlara Ses Ver” Diyor!”
“Erkeklerin Sevmediği Kadın Tipleri”
“Yeni Yıl Ruhu “Wonder Village” ile 21-30 Aralık’ta Küçükçiftlik Park’ta Yaşanacak!”
“Partnerinizin Cildine Uzun Bir Yaşam!”
“Hisar'dan annelere özel indirim”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32