"MAİ PEN RAİ" (Tayland’daki yaşamın felsefesi "hiç tasa yok")

Dünyanın en uzun ismine sahip olan şehrin kısaltılmış adı "Krung Thep" yani melekler şehri. Bizim bildiğimiz ismiyle Bangkok. Doğu ile tanışmak için doğru ve kolay bir adres. Batının istilasına uğramış olmasına rağmen kendi özünü kaybetmemiş, kültürünü, dinini ve geleneklerini yaşamaya devam eden bir başkent. Bangkoğun tadına bir kez varabilirseniz mutlaka geri gelirsiniz.

Tayland’ın nüfusunun %90’ı Budist. Budizm dininde yaşamın amacı budanın yolundan ilerleyerek "Nirvana’ya" ulaşmak yani aydınlanmak diğer bir deyişle "Buda" olmaktır. Budistler yeniden doğuşa inanırlar. Bu yüzden ölen kişilerin bedenleri yakılır ve içindeki ruhun serbest kalması sağlanır. Doğu seyahatleriniz boyunca duyacağınız ve göreceğiniz ruhani inanışlar sizi hayretler içinde bırakacak. İşte size Bangkok’taki ilk gününüzde merak edeceğiniz bir sorunun cevabı.
Şehri dolaşırken hemen hemen bütün binaların bahçesinde bir metre yükseklikteki küçük bir platformun üzerine yerleştirilmiş küçük ev maketleri göreceksiniz. Klasik tay evleri formunda yapılmış birbirine benzeyen bu ev maketleri, özenle temizlenip korunan, her gün taze çiçeklerle bezenen, gerektiğinde boyanan, önünde bulunduğu binanın en kutsal mekanı olarak kabul edilir. Çünkü Taylılar binalarında kendilerinden önce yaşamış olan ve artık hayatta olmayan insanların ruhlarının açıkta kalmaması, yaşayacak bir mekana sahip olmaları için bu evleri koyuyorlar. Belki inanmayacaksınız ama her sabah mutlaka bu maket evlerin önüne su,gazoz meyve ve çeşitli yemekler bırakıyorlar. Ruhlar aç kalmasınlar diye. Ruhlar bu yiyecek ve içecekleri ne derece tüketiyorlar bilemiyorum ancak, şehir yaşantısında bu gelenek sayesinde yemek alacak parası olmayan fakir insanlar ruhların sofralarına ortak olarak aç kalmıyorlar.
Evlerimize hırsız girmesin diye giriş katlarındaki pencerelere takılan demir parmaklıkları hepimiz biliriz. Benzer parmaklıkları Hindistan’da da görmüştüm. Ancak evlerin sadece girişlerinde değil çatıya kadar tüm pencereleri demir parmaklı idi. Merak edip sebebini sorduğumda şehirde başı boş dolaşan maymunların eve girip hırsızlık yapmalarına engel olmak için yapıldığını öğrenmiştim. Bangkok’ta şehir maymunları olmamasına rağmen benzer koruma önlemi yine tüm apartmanın pencerelerinde hatta balkonlarında ve kapılarında kullanılmış. Özellikle şehrin eski yerleşim bölgesinde demir parmaklıkla kaplı olmayan herhangi bir açıklık görmeniz imkansız. Nedenini tahmin edebiliyor musunuz? Şehirde başı boş dolaşan ruhların evin içine girmemesi için bir önlem…

Tayland’ın ticari ve politik merkezi olan Bangkok sanki turistler için cennet gibi bir başkent. Alışveriş yapmaktan hoşlanıyorsanız, dünyanın en popüler markalarının çok uygun fiyatlı orijinal ürünlerinden, gerçeğinden ayırt edilemeyecek kalitedeki bedava sayılabilecek fiyatlara satılan taklit ürünlerine kadar aklınıza gelebilecek her şeyi yerel ve modern alışveriş merkezlerinde bulabilirsiniz. Bangkoğun gece hayatı Avrupa’daki en enerjik şehirlerle yarışacak kadar renkli ve sürprizlerle dolu! 24 saat boyunda dans edecek, müzik dinleyecek ve eğlenecek barlar diskolar bulmak mümkün. Beklide tatilinizin sonu geldiğinde evinize dönerken en çok özleyeceğiniz şey Bangkok’un gece hayatı olacaktır. Bangkok’un eşsiz Budist tapınakları size tanrısı olmayan bir din olan Budizm’i gözlemleme imkanı verecek. Mutlaka gün doğumu ve batımında yapılan puja törenlerinden birisini izleyin eğer şanslı iseniz bir tapınaktaki kutsama yada atama törenlerine rastlayabilirsiniz. İlginç dini müzik enstrümanlarından ve dev davullardan çıkan sesler ile kısa zamanda törenin büyüsüne kapılacaksınız.
8 milyonluk başkentin en büyük problemlerinden bir tanesi trafik ve hava kirliliğidir. Taylılar bu iki sorunu da hafifletmek amacı ile sky train’leri (gökyüzü trenleri) tercih etmişler. Şehrin içinde yolların üzerinde beton ayaklar arasına yerleştirilen tren yolları çok çirkin bir görüntü oluşturmalarına karşın halk için şehri biraz daha yaşanabilir kılmış. Hava kirliliği o kadar yüksek boyutlara ulaşmış ki, sürekli yollarda olmak zorunda olan trafik polisleri maske ile çalışmak zorunda kalmışlar.

2500 yıllık bir geçmişi olduğu söylenen Tai masajı ülkeye gelen her turistin en az bir defa denemesi gereken bir duygu. Tüm vücut için tam 2 saat süren masaj sonunda yeni doğmuş bir bebek kadar dinç ve zinde hissedeceksiniz. Alışık olduğumuz hamur yoğurma tarzı Türk masajı ile yakından uzaktan alakası yok. 2 saat ilk bakışta uzun gibi görünse de masajın başlaması ile bitmesi bir oluyor. 1 saat süren yarım vücut yada yarım saatlik ayak masajlarının yanında yağlı ve aromalı özel masaj seçenekleri de var. Tapınaklar ve alışveriş merkezlerinde geçen uzun ve yorucu bir günün sonunda yarım saatlik bir ayak masajının keyfini kelimelerle anlatmak gerçekten çok zor.

YEMEK: Bangkok’ta yiyeceğiniz her öğün yemekte farklı bir yemek yeseniz bile dönüşte tadamadığınız ilginç tay yemekleri kalacaktır. Ülkenin mutfağının çok renkliliği birbirine tezat malzemelerin uyumunu yakalamış olmalarından kaynaklanır. Örneğin Hindistan cevizli karides yada muz yaprağında tavuk gibi. Zamanınız bol ve yemek yapmak sizin için zevk ise o zaman bir günden bir haftaya kadar olan çeşitli Tai yemek kurslarına katılarak hoş zaman geçirebilirsiniz. Eğer cesaretiniz var ise genelde sokakta satılan özel sos ile kızartılmış akrep, çekirge, çeşitli boy ve renklerde kurtlar, kurbağa yavruları yada evimizde gördüğümüzde midemizi bulandıran hamam böceklerini tadabilirsiniz. Akreplerin tanesi 20 baht, küçük bir torba çekirge yada kurt ise 15 bahta satılıyor. Benden size küçük bir hatırlatma; akrebin kıskaçları çok sert, çekirgelerin ise uzun ayakları dişlerinizin arasına kaçıyor!!!

MUTLAKA GÖRÜN: Bangkok’a gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında Chao Phraya nehri ve bu nehrin kanalları olacaktır. Kolayca katılabileceğiniz bir kanallar turunun yanında oldukça makul fiyatlara çok ilginç bir yapıya ve motora sahip Tai teknelerinden birisini kiralayarak istediğiniz yerleri görme ve dilediğiniz gibi fotoğraf çekme lüksünü yaşayabilirsiniz. Bu bölge şehrin en eski bölümü olduğu için tur sırasında çok sayıda ilginç kare ile karşılaşacaksınız. Tur bitiminde hemen yakındaki Kraliyet Bangkok’u bölgesine gidin. Muhteşem büyük saray ve aynı bölgedeki Wat Arun ile Wat Pho tapınakları kesinlikle zaman harcamaya değer nitelikte. Şehir merkezinden biraz uzakta olan ve öğlen 12 de kapanan "Yüzen Pazar" klasik Bangkok turunun vazgeçilmez bir parçasını oluşturur. Aslında klasik bir Tai köy meyve pazarından ibaret olan bu bölge turistler tarafından aşırı ilgi görünce her türlü yerel hediyelik eşyanın satıldığı bir alışveriş mekanı haline dönüşüvermiş. Dükkanların çoğu nehir kenarında yada kanoların üzerinde olduğu için buranın adı yüzen Pazar olmuş. Bangkok’a geliş sebebiniz alışveriş olmasa bile sadece Cumartesi ve Pazar günleri kurulan "Chatuchak Pazarı"na uğramanızı tavsiye ediyorum. Pazarı dolaşırken görmeyi hiç ummadığınız şeylerle karşılaşabilirsiniz. Pazar gün doğumundan batımına kadar açık oluyor.

KONAKLAMA: Bangkok çok çeşitli konaklama imkanları sunan bir başkent. Dünyanın en iyi otellerinden birisi olarak kabul edilen Chao Phraya nehri üzerindeki Oriental Hotel (www.madarin-oriental.com) şehrin en revaçtaki yerlerinden birisi. $300 dan başlayan odalarında rezervasyonsuz yer bulmak çok zor. Lüks konaklama için diğer seçenekler; Royal Orchid Sheraton (www.sheraton.com/royalorchid $210) ,Hilton Intrenational Bangkok ( bkkhitwsal@hilton.com ) Peninsula Hotel (pbk@peninsula.com $260 ) Daha ucuz konaklamaları tercih ediyorsanız Khaosan Road bölgesinde sayısız otel bulabilirsiniz. Fiyatları banyolu iki kişilik odalar için 8 – 10 dolardan başlamakta. Ancak yılın 12 ayı sırtçantalı gezgin turistlerin rağbet ettikleri bu ucuz konaklama seçeneklerinde yer bulmakta zorlanabilirsiniz.

Emre Ayan

')