>

DİĞER HABERLER

Hikayedeniz - 20

"Annesini kaybettiğinde henüz altı yaşındaydı. Sisli bir dünyanın arkasında kalan küçüklüğü onda çok büyük izler bırakmıştı." Güven Gürbüz'ün yeni yazısı...
 
   
 
 
     
HİKAYEDENİZ – 20

Annesini kaybettiğinde henüz altı yaşındaydı.
Sisli bir dünyanın arkasında kalan küçüklüğü onda çok büyük izler bırakmıştı.
Babası annesi ölür ölmez bir hafta sonra başka bir kadınla evlenmişti.
Ev’e övey annenin gelmesiyle birlikte huzuru kaçmış, babası ise bir gün bile saçlarını okşamaz olmuştu. Annesi hastahanede yatarken ona devamlı yardımcı olan hemşireyi hiç unutamamıştı. Saçlarının üzerine taktığı kep ve üzerindeki hilal onun hayallerini süsler olmuştu. İşte o günden sonra hep hemşire olmak istedi..Çalışıp, didinip, hayatla mücadele ederek bunu başardı..

Acı, acı bağıran ambulansın siren sesine irkildi oturduğu masadan, fırladı hemen acil servisin kapısına doğru..Trafik kazası olmuş, bir yaralı sedye üzerinde apor, topar servise taşınıyordu. Elinden geleni yapmak onun birinci vazifesiydi. Hastahanenin koşuşturmacasında onun yeri bir başkaydı. Gelen yaralı henüz yirmi yaşında genç bir delikanlıydı..Üzerinden hiçbir adres çıkmadı..Ağır bir ameliyat sonrası odasına nakledildi.

Akşam olmuş, mesai bitmek üzereydi, görevi teslim edip, evine dönecekti. İçinde anlayamadığı bir sızı vardı. Kafasında şimşekler çakıyor, sebebini anlayamıyordu. Yaralı genci bir yerden tanıyordu. Ancak bir türlü çıkartamıyordu. Düşünceler içerisinde evine doğru yollandı. Caddelerde yürürken dahi aklında o yaralı genç vardı. Kaşının üzerindeki eski bir yara izi hiç yabancı gelmiyordu..

Gecenin bir yarısında acı, acı çalan telefon sesine uyandı..
Telefondaki övey annesi Meliha hanım dı..Onu hiç sevmezdi, çok acılar çektirmiş, ona hep zulüm yapmıştı..Yüzüne telefonu kapatmak istedi yine insanlık duyguları galip geldi..
“ Efendim” dedi..

Meliha hanım telefonda hüngür, hüngür ağlıyordu..” Oğlum kaza geçirmiş şimdi senin çalıştığın hastahanede..Ne olur..yardım et bana..Ne olur..” diye yalvarıyordu..
Şimdi hatırlamıştı. “Eveeett “dedi. “Bu benim övey kardeşim..” Meliha hanım, babası ile evlenince o’da evi terkedip kaçmıştı... Onu küçükken sadece bir kere görmüştü..unutamadığı, kaşının üzerindeki izdi..

“ Tamam” dedi “ben hemen hastaneye gidiyorum..”
Hastaneye vardığında, Meliha hanım ortalarda yoktu..
Sonradan öğrendiki Meliha hanım oğlunun hastanede olduğunu duyar duymaz yola çıkmış, ancak o’da trafik kazasında hayatını kaybetmiştii..Övey kardeşinin böbrekleri kazada tahrip olmuş, yeni böbrek gerekiyordu..Ancak böbrek bulmak zordu..

Başhekimin yanına çıkarak bir böbreğini vermek istediğini, hastanın övey kardeşi olduğunu söyledi.. Böbreğinin birini genç hastaya, övey kardeşine nakleddiler..Şimdi o tek böbreği kendisinde, diğeri övey kardeşinde hayatlarını sürdürüyorlar..Hiç kimsenin yarına çıkmaya seneti yok..Azrail kefilimiz, ödenmeyen insanlık borcunu, canları pahasına olsa yerine getirecek yine o..Kalbinde inanç olan her insan, herşeyden önce insan olduğunu bilerek, hissederek yaşamak zorunda değilmi?

ggurbuz@haberx.com

www.guvengurbuz.bz.tc





Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>