>

DİĞER HABERLER

Güçlü Kadınlar!

"Şu sıralar yazılarıma fon müziği bulamıyorum. O kadar çok ses var ki kafamın içinde" Yasemin Uludoğan'ın yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
(Şu sıralar yazılarıma fon müziği bulamıyorum. O kadar çok ses var ki kafamın içinde ben bile kendimi zor duyar oldum. Yeni işimle meşgul olmaktan cosmoturk’ü ihmal ettiğimin farkındayım. Sevgili editörüm ne dese haklı. Ama bakın yine aranızdayım işte. Sen merak etme editörüm beni yazmaktan hiçbirşey alıkoyamaz. Gölgelerin gücü adına : )

GÜÇLÜ KADINLAR

Sevdiğim bir arkadaşımın işyerine uğradım geçenlerde. Tipik bir kadın. Tipikten kastım güzel, başarılı, seksi, çekici, çok kıskanılan dolayısıyla bol nazara gelen kadınlardan, bilirsiniz işte...

Bana ikram ettiği kahveye süttozu eklerken fark ettim ondaki durgunluğu o gün.

“Yakışmıyor sana” dedim.

Anlamadı. “Bluzumu mu kastediyorsun? Sorma, burada böyle giyinmek zorundayım, naapalım bana verdikleri titre bu kıyafetler yakışıyor ancak” dedi.

“Suratın” dedim “Suratını kastediyorum. O benim tanıdığım cıvıl cıvıl ifade de nereye saklandı böyle? Şuradaki dosyaların arasına kaçmış olmasın sakın?”

Güldü ne demek istediğimi anlar bir ifadeyle. Ne de olsa akıllı hatun. “Hemmen sadede geliyorsun” bakışı attım ona üç numaradan. Onu da anladı. Zaten hiç lafı çevirmez benim arkadaşım. Çok dobradır. Patır kütür söyledi:

“Oldum olası hep yalnız hissetmişimdir kendimi duygusal yönden. Şu sıralar biraz fazla hissediyorum bunu”

Bir an onun delirmiş veya şımarmış olabileceğini düşündüm. Ama sadece bir anın onda biri bir süre için.

“Sen deli misin? Çevrende senin için deli olan, etrafında pır pır dönen bir sürü erkek var. Böylesine bir ilgi her kadının başını döndürür!!!

Aslında o an çenemin beynimden bağımsız çalışmasıyla ağzımdan çıkan sözlerdi bunlar. Gerçekte onun ne demek istediğini yalnızlık kelimesini ilk duyduğumda anlamıştım zaten. Tabii ki benim saçma tepkime kızcağızın bütün yalnızlığı döküldü dudaklarından:

“Benim ilgiye değil sevgiye ihtiyacım var.”

O an yeryüzünde ona hak vermeyecek bir kadın dahi olmadığına emindim. Halen de eminim.

Anahtar cümlenin açıklamaları geldi ardından:

“Bugüne kadar iş ve arkadaş ilişkilerimde hep doğru seçimler yaptım, sen de biliyorsun. Herkes beni aynı anda on tane sevgilisi falan var sanıyor oysa benim 27 yıllık hayatımda sevgililerimin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Herkes benim güçlü imajımı algılıyor vericilerinin elverdiği müddetçe. Benim de o anlamda yayınım kuvvetlidir. Oysa benim iç dünyamda olup bitenleri benden başka kimse bilmiyor. Bunu anladığına inandığım biri vardı hayatımda bir süre önce. Olumsuz her şeyin sona erdiğini, yepyeni bir hayatın başladığını bana hissettiren biri. Oysa bütün bunlar onun ilgisinin gerçekte sevgi olmadığını anlamamla sona erdi. Bilmiş şahıslardan biri bir söz söylemiş: Umudunu kaybeden her şeyini kaybetmiştir diye. Sanırım ben bu anlamda umudumu tamamen kaybettim.”

Dert yandı bana, hem de cayır cayır. Ama biliyordum ki bunu dert etmeyecek kadar güçlüdür gerçekte benim arkadaşım. Nitekim beni haklı da çıkardı:

“Bakma sen bana insanların daha beter ne dertleri var. Tanrıya şükür ki sağlığım yerinde, işim var, harika arkadaşlarım var, aşk eksik oluversin.”

Biliyorum ki bunu söylerken tüm dünyaya yetecek kadar sevgi barındıran yüreği sızlamıştır onun. Onun sevgisini hak etmeyenlerin başka yerlerinin sızlaması gerekirken!

Fazla deşmek istemedim güzel kadının yaralarını. Konuyu bir şekilde uzaklaştırdık kahvelerimizin etrafından ki tatları bozulmasın.

Kahve bahane...

Sanılanın aksine güzel kadınların sevdiği başka, seveni başkadır hep.

Sanılanın aksine güçlü kadınlar gerçekte yalnızlık çekerler hep.

Güçlerini, kaybettiklerini zannettikleri, oysa içerde bir yerde hala yaşattıkları umutlarından alırlar.

Onların iç dünyasında olanları sadece onlar bilirler.

Tıpkı benim bildiğim gibi.

Tıpkı sizin bildiğiniz gibi.


Felsefel Köşe:

Ayağını sıcak tut başını serin, düşünme hiçbir dert için derin derin.
Dedem

Yasemin Uludoğan
yaseminabla@hotmail.com

____________________________________________________________

Yasemin Uludoğan da kim oluyormuş?

Yaşı 25. Hem reklamcılık yapıyor hem müzik. Saçları kırmızı. Kedisi var. Meraklı. Hadi buna da burnumu sokayım, içimde kalmasın, dedi yazı yazmaya başladı. Battı balık yan gider...




Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>