İNCİ'NİN GÜNCESİ
Evlilik mi Evcilik mi?

"Çocuk da yaparım kariyer de" cevabı Oğuz'u çok tatmin etmemiş olmalı ki, üsteledi;

-Hadi ama İnci, ne demek bu şimdi, evliliği düşünüyor musun?

Yaa Oğuz sıkıştırıyorsun ama, olmuyor bak.

-Düğüne falan gidince aklıma geliyor tabii, bir de ortasından sıkılmış diş macunu görünce…

Öff gel de açıkla şimdi! Nasıl anlatabilirim ki bütün kadınların kariyer mariyer hikaye, ilk önce evinin kadını olup yavrulamak istediğini. Biyolojimiz bunu gerektiriyor. Ama zamanı var her şeyin de… Şimdi güzel güzel "sevgiliyken" biz, neden bozalım ki büyüyü? Yaa hayır bilmiyorum, belki de büyü falan bozulmayacak ama Oğuz ve ben evimizde picamalarımızla oturmuş TV izlerken canlanıyor gözümde. Yıllar geçmiş Oğuz'un saçları beyaz, ben de kilo almışım. Ortada da veletler geziniyor. Ayy çok şekeeer ve de çok korkuuunç! Ya heyecan tükenirse, ya başkaları ilgimizi çekmeye başlarsa, ya diş macununu ortadan sıkarsak ve daha kötüsü ortadan sıkmayı unutursak?

Gerçekten evliliği isteyip istemediğime, daha doğrusu hazır olup olmadığıma emin değilim. Kafamın içinde dönmeye başlayan konuyla alakalı şarkı sözleri de bunu kanıtlıyor sanırım;
"anne benim uçmaaaam gereeek, istemiyorum pilaaaav yapmaaaak, sana bir de toruuuun gerek, istemiyorum çocuk bakmaaaakkk"

Eğer ki bu adam benimle evlenmek istiyorsa evlilikle ilgili negatif bir fikir beyan edip bu hakkımı yitirmek de istemem doğrusu.

Sen ki eyyy İnci, utan kendinden; yaş 30'a yaklaşınca nasıl da panik olup kız kurusu, ev kızı
tribine giriverdin. Sen hep demez miydin "ben evlenmiycem" diye. Aman n'oluyo sanki evlenmeyince, bütün arkadaşların teker teker evlensin, bebeleriyle pikniğe, partiye, tatile gitsin, sen öyle otur yalnız yalnız. Yok yok evlen sen en iyisi kızım! Ne güzel oturursun işte kocanla Sümerbank picamaları giyip…

Peki ya evlenince n'oluyo? Bir süre sonra aşktan eser yok, işteki stres eve de yansıyor, sen şöyle yaptın ben böyle yaptım derken çiftler ayrı takılmaya başlıyor. Aynı evde iki yabancı…Evde bir yabancıyla yaşamak tek başına yaşamaktan iyi midir acaba?

Mutlu evli arkadaşlarımı düşünüyorum, bir de mutsuzları…Hangi gurup daha kalabalık? Mesela geçen gün Şebnem ve Mert sadece hangi kanalın açık kalacağı ile ilgili kavga ettiler, son derece saçmaydı. Bir süre sonra olay sadece inatlaşmaya dönüştü ve TV'yi kapamak zorunda kaldık. Mesela ben asla Oğuz'la aptal bir TV kanalı yüzünden kavga etmem. Peki ya araya çocukların kaçta uyandırılacakları, kursları, aşkları, gitarları, flütleri girerse, marketten aldığım konserveyi bir türlü açamazsam, hızla kırışıp göbek yaparsam, o zaman hangi kanalı izleyeceğim daha önemli olur mu?

Her neyse bu evlilik mevzusu içimde bile çok uzadı. Belki de sadece korkuyorum evlilikten…Dürüst olmak en güzeli;

-Biraz korkuyorum Oğuz evlilikten ama tabi ki de düşünüyorum zaman zaman.

-Hmm…Peki benimle evlenmeyi düşündün mü hiç İnci'm?

Haydaaa!!!
Ay göbek mi atsam, kaçsam mı bilemedim. Birden kalbimde müthiş bir heyecan, aklımda da binlerce soru oluştu. Şimdi nihayetinde bu da bir erkek, daha önce ilişkinin ciddileşmesinden ve bana çok fazla bağlanmaktan tırsıp beni terk etmişti. Şimdi çok dikkatli davranmak lazım, ani bir hamle onu ürkütüp kaçırabilir. Hemen gardımı alıyoruuum ve 3'e kadar sayıp cevabımı veriyorum;

-Eğer senle evlenmeyi düşünmüş olduğumu düşünüyorsan, benimle evlenmeyi düşünmüş olmalısın Oğuz.

Ahanda işte yine "budur"!