>

DİĞER HABERLER

Büyümeyen Çocuk: Erkek

"Sizce neden kadınlar oturduklarında erkekleri çekiştirme gereği duyar?" Psikolog Duygu Ak'ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     
BÜYÜMEYEN ÇOCUK: ERKEK

Kadın ve erkek yüzyıllardır her açıdan ele alınıp tartışılır, kimi zaman bir taraf haklı bulunur diğer taraf alt edilir, kimi zaman da tam tersi. Birçoğumuz şahit olmuşuzdur bir grup kadının oturmuş “Biz kadınlar olmasaydık erkekler bir hiç olurdu” gibi sözlerine. Fikrim bu tartışmaların anlamsız olduğu yönünde. Ancak anlamlı olan bir taraf var ki; o da insanların bunu tartışmadaki niyetleri ve istekleri. Aslında şekle takılı kalmak bizi şekli düşünür hale getiriyor, oysa her şeyde olduğu gibi kadın erkek tartışmalarında da neden yapıldığı bir başka değişle “niyet” çok önemli.

Sizce neden kadınlar oturduklarında erkekleri çekiştirme gereği duyar ve daha da fazlası bu sohbet hep “ biz olmasaydık erkekler de olmazdı, bizim varlığımızla onlar varlar” gibi bir alt etme cümlesiyle biter? Tabi kadınların yaşadığı duygu da savaşı kazanmış bir asker duygusudur. Kadınlar kahramanca çarpıştığı düşmanı yenen, sevinçli, gururlu, başı dik ve gerekeni yapan bir duyguya sahiptirler. Gelelim kadınların bu konuşmayı kendi aralarında yapma niyetlerine. Bunu “ataerkil” bir toplum yapısından gelmemize bağlıyorum. Ataerkilin anlattığı düşünce yapısı; erkek çalışır, birçok şey hakkında söz sahibi olan erkektir ve kararları erkek verir şeklindedir. Yaşadığımız toplumda yeni yeni kadına söz sahibi olabilecek bir varlık olarak baktığına göre aslında bu konuşma son derece olağan geliyor.

Kadınlar yüzyıllardır “ataerkil” olan bir toplumda varlar ve ailelerinden o bilinçle büyütülüyorlar. Ancak bir noktada kadınların sesi toplumda, iş hayatında çıkmaya başladıkça bir farkındalık oluşuyor. Bu farkındalıkla da aslında “biz de her alanda çalışıp var olabiliriz” zihniyeti ortaya çıkıyor. Tabi ki birkaç kadın bir araya geldiğinde ise ataerkil yapının toplum düzenindeki farklılaşmayla sıkışması sonucu bir volkan gibi kadınların da patlamasına neden oluyor.” Aynı bir lastiğin ya da balonun hacminden fazla alamayacağı ve patlayacağı gibi kadınlar da sübablarını yani ağızlarını açmak durumunda kalıyorlar.

Konunun başlıkla yani büyümeyen çocukla ilgisi ne diyebilirsiniz. Ancak şöyle bir ilgisi var; kadınların yüzyıllardır bastırdıkları duygularını, düşüncelerini arkadaş sohbetinde dile getirmeleri ne kadar olağansa, aslında erkeklerin çocuk kalma istekleri ve kadınların da onları birer çocuk gibi görmeleri o kadar olağan.

Dedik ya, bu topraklar “ataerkil” bir toplum yapısından gelme, erkekler de o hep güçlü, gururlu, dik durmaları gereken bir yapıda yaşadılar yüzyıllardır. Ve o yapı yavaş yavaş erkekte bir belirti göstermeye başladı. O da, artık güçlü olmak istemeyen, yükleri atmak isteyen, çocuklaşarak o yükten kurtulacağını düşünen bir belirti. O nedenledir ki bazı kadınlar, anneler büyümemiş çocuklarının, eşlerinin olduğundan bahsederler. Ve belki de sırf bu yüzden bazı şeyleri alttan alırlar. Aile yapısını belki koruyan belki de korumayan bu durumlar silsilesi böyle sürüp gider. Yüklerinden kurtulmak isteyen bir erkeğin çocuklaşması, çocukça davranışlar yapması ve zaman zaman onu alttan alıcı, anlayışlı olmak durumunda kalan anneler, sevgililer, eşler..

“O zaman kim suçlu burada”? diyebilirsiniz. Burada ne kadın ne erkek suçludur. Bunlar sadece ataerkil toplum yapısının kadın ve erkek üzerindeki yansımalarıdır. O bakımdan kadın ve erkek davranışlarını, durumlarını, yaradılışlarını tartışmaktan yani sadece şekle bakmaktan ziyade toplum yapısını tartışmak daha anlamlı diye düşünüyorum.

Duygu Ak
duyguak479@hotmail.com
Terap-ist / İstanbul'un Terapi Merkezi
Tel: 0216 388 02 88



Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>