İkea’nın katalogu bana geldiğinde pek üstünde durmadım. Taaa ki benimle aynı şirkette çalışanlar katalogu görüp üstüne atlayana kadar.
Meğer İkea yurt dışında çok meşhurmuş, güzel tasarımları ucuza alabileceğiniz bir adresmiş.
Akşam katalogu eve götürüp inceledim. Fiyatlar karşısında dudaklarım uçukladı.
Mesela aynı fonksiyonlara sahip bir kitaplık-TV ünitesinin Koleksiyon Mobilya’daki satış fiyatı 5 milyar 300 küsür milyondu.
İkea’da aynı fonksiyonlara sahip bir ünite (bir de CD’lik bölümü ile artısı var) 788 milyon.
Tabii malzeme ve tasarım aynı değil. Koleksiyon’daki ceviz, İkea’daki huş kaplama. Mutlaka başka farkları da vardır. Yine de 5 katından daha fazla fiyat farkına değer mi?
2 Mayıs günü bizi İkea’da ağırladılar. Önce cafelerinde kahvaltı organizasyonu ve minik bir tanıtım toplantısı yaptılar. Firma İsveç firması olduğu için kahvaltı da, cafede sunulan yiyecekler de İsveç mutfağındandı. Kahvaltıda hep tatlı şeyler vardı, tuzlu bir şeyler bulmak için dört döndüm. Baktım herkes dört dönüyor; bir tek zeytinli açma bizi kurtardı. (Birinci öneri; kahvaltıda tatlı sevmiyorsanız kahvaltıda İkea’ya gitmeyin.)
Öğle yemeğinde ise İsveç köftesi ve Somon vardı. Cafe’nin fiyatları o kadar ucuz ki eviniz yakınsa sadece yemek yemek için bile İkea’ya gidebilirsiniz. (İkinci öneri; somon tabağı 6 milyondu, kaçırmayın!)
Kahvaltı sonrası İkea yetkilisi mağazayı nasıl gezebileceğimizi anlattı. Büyük bir alan olmasına rağmen o kadar akıllıca düzenlenmiş ki çok rahat alışveriş yapabiliyorsunuz.
Kapının girişinde mağazanın içini gösteren bir kroki, not almanız için kağıt-kalem, ölçü alabilmeniz için mezura, ürünleri katalogdan takip edebilmeniz için bir katalog ve gördüğünüz şık aksesuarları yanınızda taşıyabilmeniz için çuval bezinden yapılmış şık aksesuar çantası veriyorlar.
İki kat showroom alanı olarak düzenlenmiş. Resmen binanın içinde küçük küçük evcikler var. Siz oturma odalarını, yatak odalarını, banyoları, mutfakları gezerken beğendiğiniz aksesuarları çantanıza atıyorsunuz.
Her ürünün üzerinde ürünle ilgili bilgiler var ve ürünü depoda nerede bulabileceğiniz yazılı. Bunları not alıp depoya iniyorsunuz. “Yolumu nasıl bulurum” demeyin çünkü yerdeki oklar sürekli hangi yöne gittiğinizi gösteriyor, üstelik krokiniz de var. Demonte ürününüzü alıp kasada ödeyip çıkıyorsunuz.
Şimdilik servis yokmuş ama ileride koymayı düşünüyorlar.
Ürünlerin büyük bir bölümü ucuz ancak piyasadaki ile aynı fiyatlara sahip ürünler de var. Ürün fiyatlarını ucuz tutmak için fazla elemen almadıklarını söylüyor İkea yetkilileri.
Mağazada 400 kişi istihdam ediliyormuş. Biz gezerken sorduğumuz her soruya cevap verebilecek bir yetkili bulabildik.
Dolayısıyla bu sorun olmadı.
Eğer kredi kartı ile alışveriş yapacaksanız yaptıracağınız vade için vade farkı ödüyorsunuz. Nakliye ve montaj hizmeti istiyorsanız ona da ekstra para ödemeniz gerekiyor. Vade farkı bana biraz yüksek geldi. 155 milyon liralık alışverişimde, Adventage karta iki taksit için 5 milyon vade farkı ödedim. (Üçüncü öneri; mümkünse peşin alışveriş yapın.)
Peki mağazadaki ürünlerin farkı ne?
Birincisi çok küçük hacimli mekanlar için çok şık çözümler var. Yani 22, 35 ve 55 metrekarelik alanlarda bir ev kurup içinde nasıl yaşayabileceğinizi gösteren harika çözümler üretmişler.
Eğer bekarsanız, yeni evliyseniz, yazlık evinizi döşüyorsanız inanılmaz şık ve ucuz ürünler bulabilirsiniz. Özellikle depolama, dolap, raf çözümleri çok şık.
Ve her yerde kutular, kutular, kutular var. Onların cazibesine kapılmamak çok zor. Türkiye’de meğer ne çok kutu eksikliği çekiyormuşuz. Filmlerde görüp özendiğim şık kutuları karşımda bulmak beni acayip mutlu etti.
Ürünler hem estetik, hem de fonksiyonel ama ikisi arasında bir seçim yapılması gerekiyorsa fonksiyonellik ön planda tutulmuş diyebilirim.
Çok şık ve basit aksesuarlar hayatınızı bayağı kolaylaştıracak.
Mesela poşetleri koymak için özel plastik bir aparat yapmışlar. Neredeyse herkes satın aldı bunu.
Evimde ayakkabılığımın üstü hep ıvır zıvırla dolu olurdu. Bu bölüm için hasırdan yapılmış, duvara asılan bir aksesuarlık buldum. Anahtarımı, çekçeklerimi, faturalarımı, dergilerimi içine koyabiliyorum. Onu kullanmaya başladığımdan beri ayakkabılığımın üstü müthiş düzenli.
Mutfağım küçük olduğu için paslanmaz çelikten bir sürü aparat aldım. Mesela aldığım bulaşıklık duvara monte ediliyor ve kullandıktan sonra katlanıyor. Böylece tezgahın üstünde epey bir yer kazandım.
Daha pek çok şey söyleyebilirim ama bence gidin görün. Bir çok minik sorununuza çözüm bulacağınızdan ve bol bol kutu alışverişi yapacağınızdan eminim.
Bu yazının üstüne bir arkadaşım da İkea karikatürü gönderdi. İkea’nın felsefesini çok iyi anlatıyor J
Mürsel Sezen
msezen@cosmoturk.com