Henüz ‘Da Vinci’nin Şifresi’ni seyretmedim. Hakkında kıyametler kopartılan ‘sanat’ ürünlerine karşı biraz mesafeliyimdir. Neden olduğunu bilmiyorum ama böyle. Belki medyanın bir kaşık domestoslu suda çıkarttığı fırtınadan olsa gerek. İnsanın leziz bir yemeğin tadını çıkartmasına fırsat vermeden boğazına tıktıkları lokma gibi görüyorum bu tarz haberleri. Ve hatta seçkinci davranan bir kısım gazetecilerin sürüklendiği bu ‘rüzgar nereden eserse oraya doğru yuvarlanmaları da şaşırtıcı geliyor.

Audrey Tautou’yu severim. Amelie karakteriyle vazgeçilmesi zor bir isim haline dönüşmüştü. Ardından ‘Seviyor... Sevmiyor... / He Loves Me... He Loves Me Not’ filmindeki Angélique olarak da bu vazgeçilmezliğini korudu. Sempatik hali ve oynadığı rollerdeki sıcaklığı filmleri keyifli kılıyor diye yakın takibe aldık bu hanım kızı. Ama yapımcılardan mıdır, sektörün herkesi içine alıp eritmesinden midir nedir Audrey hanım, Kayıp Nişanlı ile bir anda paraşütünü evde unutan bir yamaç paraşütçüsüne dönüştü. Bu kadar saçma bir filmde yapış yapış bir rol alması, hem kötü oyunculuk nasıl olur dersi vermesi bir anda ibrenin yönünü değiştirdi. Elbette benim için umursanmaz bir durum bu. Ne yani kadıncağız ömrünün sonuna dek hep iyi filmlerde mi rol alacak? İnsanların kötü şeyler yapma hakkı olduğun savunduğum için sevdiğim sanatçıları her zaman izlemekten keyif alabilirim. Sonuçta, bunu yapmazsanız dandik futbol holiganlarından farkınız kalmaz.

Şimdilerde ‘Da Vinci’nin Şifresi’ ile gündeme gelen Audrey Tautou, hakkında çok kötü şeyler yazıldı. Tom Hanks ile kimyası tutmamış, kariyerindeki en kötü performansmış falan filan. Bunların hiçbiri umurumda değil, o kadar paralar saçılan ve bizim başbakanlık teşkilatından daha fazla sayıda çalışanı olan bir filmde sonuç kötüyse diyecek söz çoktur elbette. Ama bunu sadece Audrey Tautou’ya sarf etmek ayıptır, günahtır.

Benim filme dair sıkıntım, -her ne kadar henüz izlememiş olsam da- Audrey hanımın aşırı zayıflayarak ucubeye dönmüş olması. İşte bu tepemi attırdı. Amelie’deki o uykudan yeni kalkmış cin bakışlı kız gitmiş yerine ne olduğu belirsiz birisi gelmiş. Fotoğraflarda gördüğüm çöp kızı hiç sevmedim. Hele basın gösteriminde hafif başını yana eğerek verdiği poza illet oldum. Hatun tüm kimyasını yerle bir etmiş farkında değil. Öyle melul melul objektiflere bakıyor. Bir de siyah sade bir elbise giyerek iyice zayıflığını gözümüze sokuyor. Buradan sesleniyorum arkadaşlar zayıflık iyidir elbette ama bu kadar zayıflık adamı Samantha Fox’a muhtaç eder haberiniz olsun…


Aslı Atasoy
asli@cosmoturk.com