Aşk ve hemen ardından gelen kınama
"Halbuki ne güzel bir haftasonu yaşamış, tavşan gibi üreyen arkadaşlarımın bebeleri ile birlikte toplu bir pikniğe katılmış, ne de güzel duygular tatmıştım." Deli Fişek'in yeni yazısı...
Çok kırgınım çok.
Halbuki ne güzel bir haftasonu yaşamış, tavşan gibi üreyen arkadaşlarımın bebeleri ile birlikte toplu bir pikniğe katılmış, ne de güzel duygular tatmıştım. Bu aile ortamından aldığım gazla, bir daha hiç küfür etmeme sözü bile vermiştim. Ben ve küfürsüz bir hayat! Meyvesiz ağaç, balıksız deniz, erkeksiz yatak gibi birşey! Uzatmanın alemi yok. O denli mutluydum işte. Üstelik biliyor musunuz? Aşık bile olmak üzereydim. Maalesef platonik, ama olsun.
Uyanık olduğum her an düşündüğüm bir adam vardı artık hayatımda. Ama onun da hem uyurken, hem de uyanıkken birlikte olduğu tamı tamına 6 yıllık bir sevgilisi!!!!!
Fakat başlıkta gördüğünüz ve bu yazının konusunu teşkil eden aşk, bir erkeğe duyulan aşk değil! Ortak noktası ise bu aşkın da kısa sürmesi!
Şimdi anlatacağım, bir saat öncesine kadar neden bu kadar mutlu olduğumu...
Efendim, epey uzunca bir süre sonunda kendi işimi kurmaya karar verdim. Yaklaşık iki haftadır da bunun için deli gibi çalışır çabalar oldum. Artık tam anlamıyla özgürlüğe adım atmıştım. Home office kurdum. Bunu da şööööyle fıstık gibi bir bilgisayarla taçlandırayım dedim. Hemen ilgili arkadaşları devreye soktum.
2 gün içinde 64 Ram’li yaşlı bilgisayarım gitti, yerine 1 GB’lık, son teknoloji ve programlarla donanmış bir yavru geldi. Kurcala kurcala bitmiyor....derya, deniz mübarek.
Oturduğum yerde, çayıra salınmış köpek gibi koşturmaya başladım. Allahım ne kadar cahilmişim, boşa geçmiş yıllarım. CD’lere para vermişim bunca yıl. Metallica mı önce indirsem, Manowar mı? Dur yaw şu Manga’nın şarkıları hala evde yok, eksikliğini hissediyorum....Moby’nin son şarkısı süpermiş....hay allah Candan Erçetin CD’mi Hollanda’da unutmuştum, onları da indireyim......yaşasınnnn, msn’de kankam var, onunla konuşayım....bir programdan bahsediyor, bedava telefon konuşabiliyormuşsun. Mikrofon 20 Dolar, o program bedevaymış....Allahım muhteşem yaa! Manga indi, ohhhh nefismiş, o arada internete hızlı erişim dalgalarında yuvarlanayım. Sağa sola bakayım, mailler atayım.
YAŞASINNNNNN TEKNOLOJİ J
İçerde arkadaşlarım var, toplantı yapıyoruz, ama ben bilgisayarımın başından kalkamıyorum ki. Yeni anne olmuş bir kadının habire bebeğini kontrol etmesi gibi aklım hep onda. Bir bahane ile arasıra içeri kaçıp download etmekte olduğum programlarıma bakıyorum....Öpüp kokluyorum onu. Yaw şu müzik indirme sitesinde chat de varmış, bir iki laf atayım sağa sola. Yeni birşeyler öğreneyim....
Bu arada gecenin bir yarısı oluyor. Sabah devam ederim diyip arkadaşlarımın yanına, toplantıya dönüyorum.
Sabah ilk iş, kahve suyu ısıtmaya giderken bilgisayarımı açıyorum. Heyecanlıyım. Bakalım bugün neler indireceğiz, neler göreceğiz? Şu montaj programını da öğrenmem gerek....
Bilisayar açılıyor, hemen önceki gün indirdiğim müzikleri dinlemeye çalışıyorum. Manga’nın “Yalan”ı muhteşem. Güne onunla başlayayım diyorum. O ne??? Winamp açılır gibi oluyor ama açılmıyor. Bilgisayar kilitleniyor. Restart ediyorum. Yine aynı. Bu işlem 7-8 kere tekrarlanıyor. Kendi kendini restart etmeye başlıyor bilgisayarım. Bir süre sonra onu da edemiyor. Kilitleniyor sürekli. Neler oluyor yaw? Anneeeeeeeeee!!!!! Ya da Serkaaaaaaaaaannnnnnnnnn!!!! (Bilgisayarımı yapan çocuk) Fişi çekip takıyorum. Ekran Beşiktaş bayrağı gibi. Siyah beyaz çizgiler var dikine dikine! Yanlış birşeyler var! Virüs mü? Hani öyle muhteşemdi ki bilgisayarım, kolay kolay çökmezdi??? Hem niye çöksün ki?
Dakka bir laaaaaaaaaaannnnnnnnnnnnnnn!! Alın işte küfür de ediyorum. Mümkün mü etmemek?
Serkan’ı arıyorum. Bir gündür neler yaptığımı anlatıyorum. Serkan “Sana Trojan atmışlar” diyor. “Buyur??!! Naapmışlar?”......Peki ama nasıl!!!!!!!!????????
Beynim hemen geri tarama yapıyor ve tespit ediyor tam o anı!
Dün gece müzik indirme sitesinde “Naber, nasılsın?” diye lafa giren çocukla girdiğim kısacık chat geliyor gözümün önüne!
Sinir olmuştum. Sanki geçmişimi biliyor da, bugün nasıl olduğumu merak ediyor! “Hade len geyik” diyerek pas geçmiştim.
Ama tam o anda “Aaaaa!! Burada görünen nickname’im nerden çıktı? Ben böyle bir isim vermedim ki kendime” diye içimden geçenleri, sabırsız parmaklarım yazmıştı bile karşı tarafa.
Çocuk “neyse ben gidiyorum” diyip gitmişti. “Allah Allah yaw, adam çaylak olduğumu anlayıp kaçtı!!!” diye düşünmüştüm.
Keşke kaçsaymış! İndirmekte olduğum programlara öyle bir indirmiş ki çaylak olduğumu anlayıp!!
Dün her noktasından birşey fışkıran bilgisayarım bugün derin sessizliklere büründü. “Manowaaaaar Manowaaarrrr living on the road, when we’re in town, speakers explode” diye patlayan kolonlardan bugün sadece, dıııııtttttttttt dıttttttttt dııııııtttt diye uzayıp giden son kalp atışları duyuldu. Son demeyelim. İyileşecek biliyorum.
Şu anda küfür etmiyorum. Fakat çok ama çoook sinirliyim. Ulan be manyaklar! Kafanız yok etmeye değil de, ilime, gelişmeye çalışsa ne güzel şeyler üreteceksiniz!
Hacklemekten anlamam, virüs göndermeyi bilmem.
Fakaaaaatttttt................ “Pisliğe çalışan beyin kıvrımlarınız zarar görsün, Allah bilgisayarınıza dermansız dertler, çözümsüz virüsler bulaştıran sapıkları başınızdan eksik etmesin, bütün programlarınız çöksün İNŞALLAH. ” diye bir beddua etsem, onların bünyesinde virüs etkisi yapar mı? Azcık olsun üzülürler mi?
Pazar günümün içine ettiniz, hayallerimi söndürdünüz, işimi baltaladınız, Allah size 100 katını versin. Amin! Ne istediniz lan bir günlük bilgisayarımdan? Çok mu zevk aldınız bugün orda değilim diye. İktidarsız manyaklar sizi! Zeki olduğu kadar zavallı beyin sahibi ruh hastaları!
Bir daha internetten müzik indiren top olsun, 100 kilo olsun! Ya da en azından chat’te çaylak olduğunu belli eden parmaklara kramp girsin.
Parası neyse verip CD almayan zihniyetin sonu bu olsun!!!!!! 64 Ram’li bilgisayarını, 1 GB’lık bilgisayara bir saniyede feda edip, sonra tekrar onda yazmak zorunda kalan nankör zihniyet utansın.
Yazı biraz karanlık oldu ama kusura bakmayın. Şu güzelim yaz havasında, Cihangir parkı açılış şenliklerini yazmak, aşktan meşkten dem vurmaktı niyetim. Bülbül gibi şakımaktı.
Olmadı olamadı.
Yazmayıp yazmayıp, sadece intikam için parmakları tuşa basan zihniyet de ayrıca utansın ve yazılarına ara vermesin. Amin!
Hacker’siz, virüssüz, manyaksız, güneşli günler dilerim bütün iyilere ..........
Deli Fişek
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“ Bekarlıktan Kurtulma Rehberi”
“Direksiyonda soğukkanlı olun!”
“İstanbul Coffee Festival 3-6 Ekim Tarihleri Arasında Ataköy Marina’da”
“Dünyanın En Rahat Pantolonu Dockers® Şimdi Rahat Fiyatlarla...”
“Kulak masajıyla ağrılardan kurtulmak mümkün”
“4 Oscarlı KATHARINE HEPBURN Hayatını Kaybetti... ”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32