>

AŞK - CİNSELLİK

En Zevkli Ödev

Kimimiz cinsel soğukluktan yakınıyor, kimimizse orgazmın güçlüğünden. Bu sıkıntıların sadece kadınlara özgü olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
 
   
 
 
     

Kimimiz cinsel soğukluktan yakınıyor, kimimizse orgazmın güçlüğünden. Bu sıkıntıların sadece kadınlara özgü olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Erkeklerin cinsel yaşamları da pek parlak değil doğrusu. Onların en büyük sıkıntıları ise, erken boşalma ya da ereksiyon sorunu. Cinsel yaşamla ilgili yanlış ve eksik bilgilenmeler, bilgilendirmeler, toplumsal baskı, günlük koşuşturma ya da stres derken, cinsel birlikteliğin keyfine bir türlü varamadık.

Yapılan bir araştırmaya göre, kadınlarda en sık görülen sorun vajinismus, erkeklerde ise sertleşme problemi % 66 gibi yüksek rakamlarda seyreden vajinismusu, % 25 ile cinsel istek azlığı, % 17 ile orgazm bozuklukları izliyor. Veriler, erkeklerin % 58'inde sertleşme bozukluğu ve % 42'sinde ise erken boşalma sorunu görüldüğünü ortaya koyuyor. Araştırma sonucuna göre, cinsel sorunu olanların yüzde 77'si evlilerden oluşuyor. Başvuran kişilerin ortalama evlilik ya da ilişki süresi ise yedi yılı buluyor. Cinsel terapiye başvuran kişilerin yaşları 14 - 81 arasında değişmekle birlikte yaş ortalaması 35 civarında seyrediyor.

Uzmanlara göre dikkat çekici bir başka nokta da, cinsel tedavi kliniklerine başvuran kişilerin eğitim düzeylerinin Türkiye ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, cinsel sorunlarıyla uzun yıllar yaşamaları. Bunun nedeni ise, cinsel sorun yaşayan kişi ya da çiftlerin sorunlarını kabullenmekte güçlük çekmeleri. Öyle ki, yaşadıkları cinsel işlev bozukluğunu zorlu yaşam koşulları, iş stresi, yetişme koşulları ya da eşlerinin hataları veya anlayışsızlığı gibi kendilerinin dışındaki etkenlere bağlamaya çalışıyorlar. Ortada bir cinsel sorun olduğu kabullenildikten sonra da ne yazık ki sorun uzun süre eşler arasında bile konuşulmuyor, tedavi ya da çözüm arayışına girilmiyor.

Uzmanlar uzun süre tedavisiz kalan ve yıllar boyu sürüp giden cinsel sorunların çiftin yaşamında yeni sorunlara yol açacağı uyarısında bulunuyor. Bunların başında kişinin kendisinde ya da eşinde başka cinsel işlev bozukluklarının da tabloya eklenmesi geliyor. Bu da sorunun daha da ağırlaşmasına yol açıyor. Çiftin ilişkisinin ve iletişiminin bozulması ve çeşitli evlilik sorunlarının ortaya çıkması, giderek kişide ya da eşinde depresyon gibi çeşitli psikiyatrik hastalıkların belirmesi de yine sık görülen ek sorunlar arasında yer alıyor.

Cinsel terapi programı, ortalama 6 - 10 seans sürüyor. Seansların en az haftada bir sıklıkta sürdürülmesi gerekiyor. Çünkü seanslar arasındaki süre uzadığında, özellikle vajinismus sorunu olan kadınlar, bilinç altlarında çeşitli bahaneler yaratarak terapiyi aksatabiliyor. Bu da tedaviden başarılı sonuç elde edilmesini engelleyen önemli bir sorun haline geliyor. Genellikle davranışçı ve bilişsel psikoterapi olarak adlandırılan tedavi yönteminin ilkeleri doğrultusunda bazı özel tekniklerin ve egzersizlerin öğretilmesi, cinsellikle ilgili yanlışlar ve doğrular üzerinde durulması, cinsel terapinin temel noktalardan bazılarını oluşturuyor. Cinsel terapide, özellikle fiziksel nedenlerin bulunmadığı, cinsel birleşmeyi engelleyen vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu gibi cinsel işlev bozukluklarının iyileştirilmesinde son derece başarılı sonuçlar elde ediliyor. Öyle ki, merkezlere başvuran, cinsel terapi uygulanan ve tedavisini sürdüren kişilerin % 90’ında düzelme sağlanabiliyor. Cinsel terapinin nasıl uygulandığına gelince…

Cinsel terapide öncelikle kişinin cinsel yaşam öyküsü ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor. Cinsel eğitimi kimden almış, ilk cinsel deneyimini nasıl yaşamış, çocukluk ve ergenlik döneminde cinselliği nasıl algılamış, tacize uğramış mı? Bu bilgiler cinsel tedaviden başarılı sonuç alınması için son derece önemli rol oynuyor. Ardından, kişinin yaşadığı cinsel sorun hakkında yine detaylı bilgiler ediniliyor. Sorun ne zaman başlamış, nasıl gelişmiş, kişiden kişiye farklılık gösteriyor mu, herhangi bir hastalığı var mı? Şeklindeki sorularla cinsel sorun net bir şekilde ortaya konuluyor.

Cinsel yaşam öyküsünün ve sorunun detaylı olarak ele alınmasının ardından, kişinin herhangi bir sağlık problemi olup olmadığı tespit ediliyor. Çünkü, fiziksel sorunlar da cinsel yaşamda sorunların oluşmasına yol açabiliyor. Bu noktada kadınlar için jinekologlar, erkekler içinse ürologlar devreye giriyor.

Uzmanlar, cinsel terapiye mutlaka eşlerin de katılması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Çünkü, terapide sadece sorunu olan kişinin değil, aynı zamanda eşinin de cinsel yaşamla ilgili bilgisine başvuruluyor.

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>