>

ANNE - ÇOCUK

Yüksek riskli gebelikler hangileridir?

Hamileliklerin pek çoğu problemsiz seyreder ve hayal edilen sağlıklı bebek ve anne ile mutlu sona veya başlangıca ulaşır.
 
   
 
 
     
Hamileliklerin pek çoğu problemsiz seyreder ve hayal edilen sağlıklı bebek ve anne ile mutlu sona veya başlangıca- ulaşır. Ancak bazı hamileliklerde ya baştan var olan veya ilerleyen gebelik haftalarında ortaya çıkan, bazen annenin bazen bebeğin ve çoğu zaman da her ikisinin sağlığını tehdit eden problemler ortaya çıkar. İşte bu hamileliklere doğum biliminde genel olarak 'Riskli Gebelik'nitelemesi yapılmaktadır.

Tanımında da belirttiğimiz gibi baştan çok normal görünen bir hamilelikte bile sonradan ciddi problem yaşanabileceği için 'riskli' olsun olmasın bütün gebeliklerin uzman takibi altında olması büyük önem taşır. Doğum uzmanları anne veya bebek açısından normalin dışına çıkan çoğu sorunu çözümleyebilir ancak oldukça karmaşık bazı durumlarda bu konularla öncelikle uğraşan Perinatoloji- Fetal Tıp merkez ve uzmanlarının yardımına başvururlar.

Memorial Hastanesi FetalTıp-Perinatoloji Ünitesi'nden, Op.Dr.N.Cihangir Yılanlıoğlu ile yüksek riskli gebelikler hakkında konuştuk. Anne adayının yüksek tansiyon, şeker, kalp, böbrek, karaciğer vs. gibi bazı hastalıkları hamilelik süresince ağırlaşma eğilimine girer. Bu nedenle bebek için plan yapıldığında genel sağlık sorunlarının varlığı veya derecesi belirlenmelidir. Bu hiçbir zaman genel sağlık problemleri olan bir kadının anne olamayacağı anlamına gelmez. Hatta şunu önemle belirtmek gerekir ki toplumda bir çok çocuk sahibi olabilecek kadın yersiz ve abartılmış uyarılar yüzünden gebelikten kaçınmaktadır. Kendini bu durumda bulan herkes mutlaka birden fazla uzman görüşü almalı ve bebek sahibi olmaktan gereksiz yere mahrum olmamalıdır.

Bağışıklık sistemine ait hastalıklar gebelikte değişik seyir gösterirler. Örnek olarak Lupus ağırlaşabilir, aynı kalabilir veya iyiye doğru da gidebilir. Astım genellikle hamilelikte daha iyiye gitme eğilimindedir. Hamilelikte bir çok cilt problemi ortaya çıkar ama pek çoğu önemsizdir ve doğumla beraber geçer, sadece seyrek görülen bazı cilt hastalıkları ağır seyredebilir.

Hamilelik damarlar ve kan pıhtılaşmasında değişiklikler yaratır. Bu yüzden kanın zor veya kolay pıhtılaşmasına yol açan hastalıklar gebelikle yakından ilgilidir.

Anne adayının daha önce düşükler yapmış olması sebebi bilinsin bilinmesin mevcut gebeliği de riskli kılar. Önceki düşüklerin haftası, nasıl olduğu gibi detaylar ve kan testleri ile mevcut gebelik takibi yönlendirilir. Çok erken düşüklerde kromozom anormallikleri , üç-altı ay arasında düşüklerde rahim boynu yetmezliği, daha sonraki fetal-doğum öncesi bebek- ölümü durumlarında annenin veya bebeğin hastalıkları araştırılır.

Tümörler genç kadınlarda hamilelik sırasında veya öncesinde ender olarak karşımıza çıkabilir. Serviks-rahim boynu veya rahim ağzı kanseri, meme kanseri ve Lösemi grubu hastalıklar bu alanda en çok rastlananlardır.Gebelik öncesi veya başlangıcında memede kitle olup olmadığı yakın zamanda bir smear (rahim ağzından alınan sürüntü testi) yapılıp yapılmadığı konusu unutulmamalıdır. Tümörlerin değişik tip ve davranış biçimi olması nedeni ile gebeliğin devamı, sonlandırılması, veya gebelik sırasında operasyonu her biri için faklılık gösterir.

Günümüzün bu alanda en ileri teknolojilerinden biri de tümör dolayısı ile yumurtalıkların alınması veya yumurtalıkların harabiyetine yol açacak radyoterapi-ışın tedavisi- öncesinde yumurtalığın bir kısmının alınarak dondurulması ve hastanın bütün tedavileri yapıldıktan -yıllar sonra bile- tekrar vücuduna nakledilerek çocuk sahibi olabilme imkanıdır. Bu teknik ülkemizde-merkezimizde- uygulanabilmektedir.

Genel olarak belirtmek gerekirse annenin gebelik öncesi mevcut olan bazı hastalıkları hamilelik sürecini ve bebeği, hamilelik de mevcut hastalığın seyrini tedavisini ve sonucunu etkiler .

Bebeğin gelişim anormallikleri ve hastalıklarının doğum öncesi teşhisi günümüzde oldukça ileri boyutlara ulaşmıştır. Bunun sonucu kabul edilmesi gereken en son gelişmelerle de artık anne rahmi içindeki bebeğin tedavisi gündeme gelmiştir.

Ultraosonografi altında izleyerek bebeğin sağlıklı doğmasını sağlamak için bir çok işlem ve operasyon -Fetal Tıp Ünitemizde olduğu gibi- ileri merkezlerde yapılabilmektedir. Bu operasyonlar çoğunlukla bebeğin doğum haftasına gelene kadar organların gelişmeye devam etmesi amacını taşır. Bu şekilde asıl tedavi veya operasyonla bebeğin sağlıklı bir yetişkin olmasının yolu açılmış olur.

Birkaç örnek verirsek; bebeğin akciğerinde sıvı toplanması veya kistler akciğerlerin gelişimini engeller, bunu bir shunt (göğüse konan bir tüp) ile düzeltmek mümkündür. Aynı operasyon bebeğin idrar yolundaki tıkanıklığı gidermek için mesaneye yapılabilmektedir. Bu yapılmadığı takdirde sonucu böbrek ve akciğerlerinin gelişmemesi ve bebeğin kaybedilmesi kesin gibidir. Diyafram- göğüs ve karını ayıran perde- kusurlarında karın organları göğüse geçerek yine yenidoğan bebek için ölümcül durum oluşturur. Bu da

Embryofetoskopi operasyonu ile rahim içine ışıklı tüp ile girilerek yemek borusuna balon konması aracılığıyla telafi edilebilir.

Anlaşılacağı gibi bu alandaki teknoloji ve imkanlarımız hızla artmaktadır. Daha önce kesinlikle hayatla bağdaşmayacak bazı hastalıklar anne karnında tedavi edilebilmekte, kesinlikle hamileliğin yasak olduğu bir çok kadın annelik hazzını tadabilmektedir.


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>