Annelere ‘emzirme’ kılavuzu!
Bebeklerde büyük önem taşıyan anne sütü günümüzde yerini diğer gıdalarla paylaşıyor fakat sütün yerini hiçbiri tutamıyor...
EMZİRMENİN BEBEK VE ANNEYE YARARLARI
Anne sütü bebeğin büyüme ve gelişmesi için gerekli olan tüm besin ihtiyacını karşılar. Annesi tarafından emzirilen bebeklerde orta kulak iltihapları, allerjik hastalıklar, kusma, ishal, menenjit ve akciğer enfeksiyonlarına daha az rastlanır. Ayrıca beşik ölümünden de koruyucu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bebekler için sindirimi kolaydır. Her zaman hazırdır. Yapımı için hiçbir şeye ihtiyaç yoktur. Anne ve bebek arasında duygusal ve fiziksel olarak özel bir bağın kurulmasını sağlar. Anneden emzirme sırasında kalori harcanarak doğum sonrası fazla kilolarını atmasını sağlar. Yumurtalık ve meme kanseri riski emziren annelerde daha azdır. Annenin kemik yapısını sağlamlaştırıp ileri yaştaki kemik kırıklarını önler.
Annenin normal adet düzenine dönüşünü geciktirir. Bu, bir sonraki hamileliği geciktirmekle beraber bir doğum kontrol yöntemi değildir. Emzirme anne rahminin normal boyutlara dönmesini hızlandırır.
DOĞUM ÖNCESİ EMZİRMEYE HAZIRLIK
Anne adaylarının vücudu süt üretimine doğal olarak hazırlanmaya başlar. Hamilelikte meme bakımında özel bir şey yapmaya gerek yoktur. Gebeliğin dördüncü ve beşinci aylarından itibaren prolaktin ismindeki süt üretiminden sorumlu hormonun salgılanmaya başlaması ile memeler süt üretme yeteneğine sahip olur.
Meme bakımı için özel bir şey yapılması gerekmez. Ama meme dokusu büyüdükçe memeye gerekli desteği sağlayan ve sıkmayan, daha büyük numara sutyen kullanılması uygun olur. Meme temizliği için sabun, losyon ve alkol gibi irritan maddeler kullanılmamalıdır. Sadece ılık su ile temizlik yapılmalıdır.
Gerçekten içe dönük meme başı ile sık karşılaşılmamasına rağmen meme başlarında bu sorun olan anneler doğum uzmanınca değerlendirilip gerektiği durumlarda gebeliğin son üç ayında tedaviye alınır.
İLK GÜNLERDE ANNELERİN SÜTLERİ KONUSUNDAKİ ENDİŞELERİ
Doğumun hemen ertesinde memeler boştur. Memelerin ilk günlerde boş olmasını çoğu anne endişe ile karşılar. Neden emzirmediği sorulduğunda "Daha sütüm gelmedi" cevabını verir. Halbuki ilk günlerde az da olsa süt yapımı olur. İlk gün oluşan süte ağız adı verilir.
Bu sütün bebeğe mutlaka verilmesi gerekir. Bebek emmeye devam ettiği sürece hayatın 3.-4. gününden itibaren süt bollaşmaya başlar.
İlk günlerde süt gelmiyor diye bebekler emzirilmezse süt gelişi gecikir. Bu duruma meydan vermemek için doğumdan hemen sonra başlamak üzere bebekler sık sık emzirilmelidir. Böylece süt yapımı artar ve memeler gerginleşir.
Memelerin gerginleşmesi anne tarafından hissedilir ve sütün yeterli yapıldığını anne anlar. Ancak ilerleyen haftalarda bebeklerin çok iyi emmesinden dolayı memeler çok iyi boşaltıldığı için yumuşama ve gerginliğin kaybolması durumu ortaya çıkar. Bu durum normal bir olaydır.
Aslında süt yapımı halen yeterli bir düzeydedir ama memelerin bu şekilde yumuşamasını anneler yanlış algılayıp sütünün azaldığından yakınırlar. Bu yanlış inanış sonucunda acele ile ek gıdaya başlarlar.
Sonuçta anne sütü kaybedilir. Gerçekte ise aylar ilerledikçe memede yapılan süt miktarı giderek artar. Bu artış hayatın 4.-6. ayına kadar devam eder, bebeğin su dahil bütün gereksinimini karşılar. Anneler memedeki yumuşamanın normal olduğunu bilmelidirler.
İLK GÜNLERDE YAPILAN YANLIŞLIKLAR
Emzirmede bebeğin ağız içerisine hem meme başı hem de koyu renkli kısmı tamamen girmelidir. En etkili emzirme şekli budur. Böyle bir emzirmede areola ağız içine girdiği için dil ile areola sıvazlanmış olur. Areolanın hemen altında süt gölcükleri bulunduğundan sıvazlanma sonucunda sütler meme başından bebeğin ağız boşluğuna gelir. Yapılan en önemli yanlış bebeğin ağız içine sadece meme ucunun verilmesidir. Meme ucunun emilmesi ile yeterli süt bebeğin ağzına gelemez, meme ucunda ağrı olur. Çatlamalar kendisini gösterir. Bu emzirme ile yeterli uyarı yapılamadığından hormonların yapımı istenilen düzeye ulaşmaz. Bebek yeterli süt gelmediği için memeyi bırakır. Anne de yeterli sütün olmadığını düşünür.
UYGUN EMZİRME TEKNİĞİ
Uygun emzirme için anne en rahat pozisyonu seçmelidir. Annenin bebeği tutuş pozisyonu başarılı bir emzirmede en önemli faktörlerden birisidir. Bebeğin başı ve vücudu tam olarak anneye dönük olmalıdır. Anne bir eli ile bebeği altından ve sırtından desteklemelidir. Bebeğin başından desteklenmesi yanlış bir uygulamadır.
Bebek başından tutulduğunda refleks ile başını geriye atar. Bu da memeyi tutmasını zorlaştırır ve bebeği öfkelendirir. Sonuçta emzirme daha baştan başarısızlığa mahkum olur. Sırtından omuzları iyi bir şekilde tutulan bebeğin yanağına meme başı sürülür. Bu işlem arama refleksini uyandırarak bebeğin memeye yönelmesi sağlar. Yönelme sırasında bebek ağzını açar. Ağız en geniş şekilde açıldığında bebeğin alt dudağı üzerine areolanın tabanı oturtulur. Bebek omuzlarından hızla memeye yaklaştırılır. Böylece areolanın büyük kısmı da ağız içine sokulmuş olur.
Meme ucunda kısa sürede ağrı olmuşsa, yeterli sütün gelmediği saptanıyorsa ve bebek memeyi almada zorlanıyorsa emzirme tekniğinde bir yanlışlık yapılıyor diye düşünmek gerekir. Doğru bir emzirme pozisyonunda annenin memesinde acıma ve ağrı hissi olmamalıdır.
İLK HAFTALARDA GÖZLENEBİLEN SORUNLAR
Özellikle ilk çocuğu olan ilk annelerde görülen bu sorunlar ilk haftalarda ortaya çıkar. Memelerin şişmesi ve rahatsızlık yaratması: Doğumdan sonra süt yapımının başlamasına bağlı olarak memelerde en çok ikinci ve yedinci günler arası şişlik ve gerginlik oluşur. Bu his anneler tarafından bir rahatsızlıkmış gibi algılansa da aslında süt üretiminin bir belirtisidir. Memeye kan ve lenf akımının artmasına bağlıdır. Bu şişlik ve gerginliğin ileride problemlere yol açmaması için bebek sık sık emzirilmelidir.
Hastane doğumlarında anneler çeşitli nedenlerle bebeklerini daha az emzirdiklerinden memeleri yeterli derecede boşalmaz. Sonucunda memede süt birikimi oluşur. Memenin biriken süt ile gerginleşmesi sonucu bebeğin memeyi tutması zorlaşır. Daha çok süt birikimi olur. Memeler iyice sertleşir ve ağrımaya başlar. Ağrı duyusu nedeni ile anneler bebeği daha az emzirme yoluna giderler. Bu durum memeleri daha kötü hale getirir. Bu tür memelerde mastit ve apse gelişme ihtimali oldukça fazladır.
Öncelikle memelerin bu derece şişmesi önlenmelidir. Bunun tek yolu da sık emzirmekten geçer. Bu yüzden emzirmeye doğumdan sonra mümkün olduğu kadar erken başlanmalıdır. Sık sık emzirilerek memelerin ileri derecede şişmesi önlenmelidir.
Tedavide en iyi yol emzirme sıklığının artırılmasıdır. Memelerin aşırı derecede sertleşmesi sonucu bebek memeyi tutamıyorsa veya tutmasına rağmen yeterli şekilde boşalma sağlanamıyorsa memeler elle veya pompa ile sıkılarak boşaltılır. Bu yöntemle memeler yumuşatılabiliyor ise geri kalan işleme bebek devam etmelidir. Sıkılarak veya pompa ile çekilerek bebeğin tutabileceği yumuşaklığa erişebiliyorsa bebek sağılan süt ile beslenmelidir. Bu tür beslenmede biberon kesinlikle kullanılmamalıdır. Sağılan süt fincan veya kaşıkla bebeğe verilmelidir. Sağma işlemine memeler yumuşayıncaya kadar devam edilir.Ayrıca emzirmeden önce ılık, nemli kompres yapılması ve yine ılık bir duş alınması süt akışını kolaylaştırır.
Süt ateşi: Memeleri gerginleşen annelerde gözlenebilir. Biriken sütün anne karnına karışması sonucu ortaya çıkar. Genellikle 24 saat kadar devam eder. Ateş kendiliğinden geçer. 48 saatten uzun sürmesi durumunda enfeksiyon yönünden inceleme gereği doğar.
Meme uçlarında ağrı: Tek nedeni bebeğin meme tutuşunun hatalı olmasıdır. Ağrıdan dolayı anne bebeğini daha az sıklıkla veya daha kısa süreli emzirir. Sonuçta süt yapımı azalır. Memeler sabun ile temizlenmemelidir. Bebeğin memeyi kendiliğinden bırakm
DİĞER HABERLER
Türkler Evlilikte Az Çocuk İstiyor!
Yapılan bir araştırmaya göre Türkler, evlilikte eskiye göre çok çocuk istemediği açıklandı.
Gebeliği Engelleyen 5 Önemli Neden
Kısırlık tedavisi gören kadınlarda pek çok faktör başarıyı olumsuz etkileyebiliyor.
“Kredi Kartınızla Nakit Çekerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?”
“Kom "Renkler" Koleksiyonuna Başladı: Pemberose...”
“Yabancı”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32