"Ağrısız normal doğum" hem anne hem de bebek için en ideal yöntem
Gelişmiş ülkelerde sezaryen oranının yüzde 15-25, ülkemizde ise yüzde 50'ler civarında olduğunu belirten uzmanlar, bu durumu eleştiriyor.
Acıbadem Hastanesi Kadıköy, Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Tolga Ergin, normal doğum yöntemi konusunda sıklıkla merak edilen soruları yanıtladı...
* Normal doğum en ideal doğum yöntemi mi? Bence evet. Zaten gelişmiş ülkelere baktığımızda sezaryen oranı yüzde 15-25 civarında iken, ülkemizde sezaryen oranında çeşitli nedenlerle artış söz konusu olduğunu ve neredeyse yüzde 50'lere yaklaştığını görüyoruz. Anne adayları sıklıkla, yaşanacak ağrı, doğum süresinin uzunluğu, bebekle ilgili doğabilecek problemler, ağrılar başladığında doktorunu bulamama veya ulaşamama, yakınlarının ve arkadaşlarının doğumla ilgili olumsuz tecrübelerinden etkilenme gibi nedenlerle normal doğumdan korkuyor. Oysa, unutulmaması gereken en önemli nokta, vajinal (normal) doğumun milyonlarca yıldır bütün memeli varlıkların soylarını devam ettirmekte kullandıkları en doğal ve fizyolojik yol olduğudur. Sezaryen ile doğum, normal doğumun gerekli durumlarda başvurulan bir alternatifi olarak algılanmamalı, normal doğumun yerini almaya başlayan daha üstün bir doğum şekli olarak asla görülmemelidir. Gebelik takibi sırasında aksi bir durum belirmedikçe, anne adayı normal doğuma teşvik edilmelidir.
* Sizce doğum kararı ne zaman alınmalı? Anne ve baba adaylarını dokuz ay boyunca en çok düşündüren ve endişelendiren konuların başında doğum şeklinin nasıl olacağı gelir. Bence, gebeliğin son ayında doğum yöntemi için karar alınmalıdır. Bunun için ben anne ve baba adayına tüm yöntemleri tüm yönleriyle anlatıyorum ve kararı onlara bırakıyorum. Genellikle de son söz kadının oluyor.
* Normal doğumun avantajları nelerdir? Vajinal doğumun hem anne hem de bebek için sezaryenle doğuma göre üstünlükleri vardır. Vajinal doğum sonrasında anne birkaç saat içinde normal aktivitelerini yapabilmekte, çok kısa sürede bebeğini emzirmeye başlayabilmekte, gebelik öncesi yaşantısına dönmesi çok çabuk olmaktadır. Normal doğum sonrası vücudun (özellikle karnın) eski şekline dönmesi sezaryene oranla daha iyi ve çabuktur. Anne için hem doğum yapar yapmaz bebeğini kucaklayabilmek ve emzirebilmek hem de bebeğinin doğumuna aktif olarak katkıda bulunmuş olmak büyük mutluluktur. Bebeğiyle doğar doğmaz o özel bağı kurabilmek, şüphesiz yaşamının en keyifli anı olacaktır. Normal doğum sırasında bebek kemik kanaldan geçip (annenin pelvis kemikleri) vajinal doğarken, göğüs kafesine oluşan baskı bebeğin akciğerlerindeki sıvının çok büyük kısmının boşalmasına ve nefesini daha rahat almasına neden olur. Sezaryende bu durum söz konusu olmadığından, sezaryenle doğan bebeklerde "yeni doğanın geçici takipnesi" ve "ıslak akciğer" adı verilen solunum sıkıntıları vajinal doğumla doğan bebeklere oranla beş kat daha sık görülür. Bu tür solunum sistemi problemlerini, normal zamanından önce, isteğe bağlı sezaryen ile doğurtulan ve bir bakıma hekim ve hastanın ortaklaşa hatası olarak prematüre (erken) dünyaya getirilmiş bebeklerde sık görmekteyiz. Özellikle bu nedenle, isteğe bağlı "elektif" sezaryenlerin 39. haftadan önce yapılmaması çok önemlidir. Ayrıca normal doğum yapabilecek anne adaylarının doğumunun sezaryenle gerçekleştirilmesinin, hem ülkemizin hem bireylerin sağlık bütçesine getirdiği yük de göz ardı edilmemelidir.
* Normal doğum en ağrılı yöntem anlamına mı geliyor? Doğum sonrasını düşünürseniz, en ağrılı yöntem sezaryen olabilir. Ama epidural kullanırsanız, normal doğumun ağrılarını yok denecek kadar azaltabilirsiniz. Dolayısıyla, sadece ağrıyı düşünerek bir yönteme karar vermek doğru değil. Çünkü hem sezaryende hem de normal doğumda ortaya çıkan ağrıları yok etmek artık tıbbın elinde.
* İleri yaşta normal doğum daha mı riskli? Eskiden böyle bir inanış vardı; "35 yaşından sonraki ilk doğum sezaryen olmalı" diye. Günümüzde yüzde 100 geçerli olmamakla birlikte, bu görüşü yine de gebe kadınlara hatırlatıyoruz.
* Normal doğumun ardından kadınlarda ne tip sorunlar doğuyor? En sık görülen ve konuşulan sorun, kadın genital bölgesindeki sarkma şikâyetleridir. Ama bu, her normal doğum yapan kadının ileri dönemde bu sorunu yaşayacağı anlamına gelmez. Bir risk faktörüdür... Ama her normal doğum yapan, genital organda sarkma sorunu ile karşılaşmaz. Bazı bünyeler bu tür sarkıklıklara yatkın olabiliyor. Akrabalarında idrar kaçırma şikâyetleri ve sarkıklık olan kişilerde, bu sorunun görülme riski dört kat artar. İlerde oluşabilecek bu tip riskler, normal doğumdan kaçınmaya neden olmamalı. Ortaya böyle bir durum çıkarsa, doğumdan sonra o bölgedeki kasları kasacak egzersiz hareketleri veriyoruz.. Ayrıca, bu sorunun tedavisi de var.
* Normal doğumdan sonra kadınların seks hayatı kötü mü etkileniyor? Olabilir... Aslında sadece özellikle zor doğum sonrası ortaya çıkan sarkıklıklardan dolayı, seks hayatları etkilenen hastalarımız oluyor. Doğum sonrası bu şikâyet olursa, bu bölge için bazı ameliyatlar yapılıyor.
DİĞER HABERLER
Türkler Evlilikte Az Çocuk İstiyor!
Yapılan bir araştırmaya göre Türkler, evlilikte eskiye göre çok çocuk istemediği açıklandı.
Gebeliği Engelleyen 5 Önemli Neden
Kısırlık tedavisi gören kadınlarda pek çok faktör başarıyı olumsuz etkileyebiliyor.
“Beren Saat Disney Pixar’ın Yeni Filmi ‘Cesur’ İçin Stüdyoya Girdi!”
“Cilt Lekeleri ve İzlerden Kurtulmanın Tam Zamanı”
“Bebeğiniz için en doğru seçim…”
“Metabolizmayı Hızlandıran Bitkiler!”
“Obeziteyle Savaşa Psikolojik Destek: Korkma Ye! ”
““Azazil 2: Büyü” Galada Büyük İlgi Gördü”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32